88. Bölüm

2.4K 213 41
                                    

eylül kendini iyi hissetsin diye yazıp atiyom bölümü Eyllyllw17 🖤 bolum biraz kısa oldu gibi keyfim yok anca bu kadar yazabildim uzgunum 😔
****

Damla'nın ağzından

"Umarım ben donmadan inersin Sıla"

Ellerim üşüdüğü için montumun cebine soktum.

"Söylenme ya"

Görüş açıma Sıla'nın güzel yüzü girdiğinde gülümsedim. Neden geldiğim hakkında bir fikrim yoktu. Sadece yılbaşına girmeden önce onu görmek istemiştim. Ya da belki aramızda olan bu şeyin ismini koymaya gelmişimdir. Ama beni oyalayabileceği kadar oyalıyordu.

"Neden gelmiştin?"

Odun musun diye sormak istesem de geri yuttum. Ama böyle demesi biraz üzücüydü.

"Seni görmek istedim, yeni yıla girmeden önce"

Yüzüne bir gülümseme yayıldı. Soğuk havadan dolayı kızarmış yanakları onu öpme isteğimi arttırıyordu. Ama bu bebek hâlâ bana naz yapmakla meşgul olduğu için bu isteğimi gerçekleştiremiyordum.

"Çok ince bir montla gelmişsin, üşütüp hasta olacaksın"

Endişeli halleri her zaman beni mutlu etmeyi başarıyordu. İlk başlarda sadece ironisine yavşadığım bu kızın en ufak bir hareketi bile kalp atışlarımı hızlandırıyordu şu an.

"Bir şey olmaz ya, benim bünyem dayanıklıdır"

Montumdan çıkardığım ellerimi elleri arasına aldı.

"Oha buz gibiler Damla"

Ellerini ellerime sürterek ısıtmaya çalışmasına gülümsedim. Bir elimi elinden kurtarıp beline sardım ve onu daha yakınıma çektim.

"Bak şu an ısındım"

Her bana yaklaşmasında ateş atıyordum zaten. Heyecanla göğüsleri inip kalkıyordu ve alt dudağını dişlemişti. Onu öpmem için sebepler gittikçe artıyordu.

"Daha beni ne kadar böyle süründüreceksin?"

"Süründürüyor muyum ki?"

Hayır ne süründürmesi canım, kaç aydır peşinden koşturmuyordu beni.

"Artık istediğim zaman seni öpmek istiyorum Sıla ama senin duygularından emin olmadığım için bir şey yapamıyorum. Kaç aydır bir adım atmanı bekliyorum"

Gözlerini kaçırdı ve sadece sustu. Sanırım yine beklediğimle kalacaktım. Bir kızın peşinden bu kadar koştuğumu hatırlamıyordum, Sıla benim için bir ilkti. Beline sardığım kolumu yavaşça çektim.

"Neyse gitsem iyi olacak, sen de eve gir hadi"

Ne heveslerle gelmiştim ve yine kursağımda kalmıştı. Yine kırgın bir şekilde geri dönecektim. Ama sorun değildi, artık alışmıştım. Sıla hâlâ önümde düşünceli bir ifadeyle dikildiğinde kaşlarım kendiliğinden havalandı.

"Üşüteceksin Sıla gir içeri artık, ben de gidebileyim"

"Damla"

Beklentiyle suratına baktım. Gözlerindeki duyguyu anlamlandırmak zordu. Dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"Sanırım ben de seni seviyorum"

Gözlerim bu itirafı beklemiyormuşcasına irileşti. Doğru duymuştum öyle değil mi? Her zaman gördüğüm rüyalardan biri değildi bu?

"Bir tepki mi versen artık?"

"Duyduklarıma inanmakta güçlük çekiyorum şu an"

Önüne gelen saçını arkaya doğru aldı ve etrafa bir göz attı. Ardından sırıtarak gözlerini bana çevirdi.

"Öpersem inanır mısın?"

İnanmak ne kelime direkt nikahıma alma ihtimalim vardı. Bana yaklaştığında ellerim yine belindeki yerini aldı. Onu beklemeden ilk adımı ben atarak dudaklarımızı birleştirdim. Kalbimin sesi dışardan duyuluyordu resmen. Bu dudaklardan ayrılmak istemiyordum. Sonunda istediğim tek şey olmuştu.

***
Serenay'ın ağzından

"Oha saçmalama Zeynep, senden ayrıyken elime kız eli değmedi ya"

Kendimi savunuşa geçmiştim. Alkol alınca çenemi tutamama huyumu sikeyim. Yeni barışmışken resmen kendi kuyumu kazmıştım.

"Eve gitmem gerekiyor, in Serenay. Sonra konuşuruz"

"Hayır inmiyorum, dinleyeceksin"

"İn işte Serenay"

Bu sefer trip atmasına izin vermeyecektim. Zaten kaç haftadır ayrıydık, bir de zibilyon gün trip çekmek istemiyordum.

"Bak inersem gider başka araba alır, alkollü alkollü araç kullanır, sonra da kaza yaparım" dedim duygu sömürüsü yaparak.

Oha bir de bayıl istersen Serenay. Bu söylediğime yumuşamaması imkansızdı. Çünkü biliyordu ki bunu cidden yapardım.

"Of tamam, açıkla"

Şimdi ufak yalancıklar katarak olayı anlatacaktım. Sadece çok kızmaması için.

"Seninle sevgili olmadan çok önce yaşandı bu olay. İstanbul da İlayda'yla reel olmuştuk, o aralar olmuş bir şey. Yani baya eskide kaldı"

Sevgili olmadan önce dediğim kısım haricinde hepsi yalandı. Sadece kızma ihtimalini en aza indirgiyordum. Among us oynamak baya yarıyordu bana, yalan atma kabiliyetim hard seviyelere yükselmişti.

"Biz sevgili olmadan önce oldu diyorsun?"

"Evet aynen öyle. Senden ayrıyken yusuf yusuf dolaşıyordum, bir de sevişmekle mi uğraşıcam?"

Şüpheli gözlerle beni süzüyordu hâlâ. Kırk yılın başı alkol almıştım, onda da sıçıp batırmıştım. En iyisi benim çikolatalı sütten devam etmemdi. Hem çikolatalı süt ben de alkolle aynı etkiyi veriyordu. Aşırı bağımlılık yapıcı bir içecekti bence.

"Yeni birleşmişken bunun için trip atmayacağım sana" dedi derin bir nefes vererek.

Oh sanırım güzel sıvamıştım durumu. Kendime en içten tebriklerimi yolluyorum. Bundan daha iyi bir sıçma ve sıvama görülmedi.

"Şakkk diye öp o zaman şurdan"

"Salak ya"

Gülerek dudaklarını çeneme bastırdı. Yanağına büyük bir öpücük kondurdum. Alkol kokusundan rahatsız olabilme ihtimali olduğu için dudaklarına çok temas etmiyordum. Her ne kadar sorun etmese de bence koku rahatsız edici olabilirdi.

"Serenay ben tekrardan gereksiz kıskançlıklarım yüzünden özür dilerim. Yağmur'u kıskanmam baya saçmaydı, üzgünüm" dedi mahcup bir ifadeyle.

Evet Yağmur'u kıskanması fazlasıyla saçmaydı ama hatasının farkına varması çok güzeldi.

"Tekrarlanmayacaksa sorun değil bebeğim"

Beni Yağmur hariç herkesten kıskanabilirdi. Ama Yağmur olmazdı.

"Tekrarlanmayacak"

Alkol falan umursamadan dudaklarını dudaklarıma bastırdı, bana da ona karşılık vermek düşüyordu.

***
90. bölüm final yapmayı düşünüyorum 🤧

only you | g×gWhere stories live. Discover now