walk on memories,taekook

beş

Lolipop'u ağzıma sokup koltuğa iyice yayıldım. Şerefsiz Kim Taehyung'un bana karşı bir iyi bir kötü olması ve ayriyetten bazı zamanlar beni tanımamazlıktan gelmesi canımı sıkıyor o yumuşacık olduğunu düşündüğüm  saçlarını yolasım geliyordu.

Jimin,Hoseok ve Taehyung sahnede konuşurlarken neden burda olduğumu sorgulamadan edemedim. Harbi  ben burada ne bok arıyordum?

Jimin içimdem geçenleri okumuş gibi sahneden zıplayarak indi ve yanıma geldi. "Selam JK!"

"Selom." Ağzımda ki lolipoptan dolayı çirkin bir sesle konuştuğumda Jimin kahkaha attı. Sanırım arkadaş oluyorduk. Hiç arkadaşı olmayan ben bunu beğendim.

"Bizi izlemeyeme gelmene çok sevindim. Daha doğrusu Hoseok'da sevindi. Üç üyemiz eksik. İkisi okul başkanı oldukları için ilgilenmeleri gereken çokça iş var. Diğeri ise..." Dudaklarını yalayıp düşündü.
"Diğeri yüzde elli uyuyordur. Provalara pek katılmaz ama çok iyi gitar çalar." Kafamı salladım. "Punk Rock grubu için biraz sayınız fazla gibi."

Omuz silkti. "HOSEOK! BANA SUYU FIRLAT!" Hoseok bagetleri ile uğraşırken yandaki suyu aldı ve hızla Jimin'e fırlattı. "Hoseok Bateristimiz. Ben Soloist'im. Yoongi gitarist ve rapçimiz. Namjoon rapçimiz. Jin solistimiz. Taehyung ise bas gitaristimiz. Hepimiz şarkı söylüyor ve enstrüman çalabiliyoruz ama en sevdiğimiz şeylere odaklanmak istediğimiz için hepimiz tek bir şey seçtik."

"Taehyung'un sesi güzeldir." Dedim sahnede gitari ile uğraşan Taehyung'a bakarak. Jimin kafasını salladı. "Evet öyledir. Aslında hepimizin sesi güzeldir. Ama benden söylemesi burda ki en güzel sese sahip kişi Jin Hyung."

"Ama kendisi pek ön planda olmayı sevmiyor." Dudağını büzdü. "Çok güzel yemek yapar bu arada. Bir ara buluştuğumuzda Taehyung ile gel ve Jin Omma'nın güzel yemeklerinden tat!"

Uzun bir süre Jimin ile muhabbet ederken gözlerimi sahnedeki Taehyung'dan bir türlü alamıyordum. O fazla şeydi..seksi?

Kim Taehyung beni hiç iyi etkilemiyordu.

Kızlarlar şuana kadar hiç sevişme derecesine gelmemiştim. Ki ben kimse ile sevişmemiştim...ah çok acınasıyım.

Kimse ile cinsel bir temasta bulunmamama rağmen geceleri içimden çıkan hormon canavarım ile asla baş edemiyordum. Dünyadaki en azgın ergen oluveriyordum birden. Bundan şikayetçi değilim tabii. Kim bilir biri ile sevişsem nasıl olur. Aslında belki bu yeni okulda bir şeyler yaşayabilirdim.

Okul tuvaletinde,soyunma odasında,kütüphanede,spor salonunda,konferans odasında,yemekhanede ve belki...şuan ki sahnede...sevişebilirdim. Tabii benimle kim sevişir?

"Aptal çocuk ne düşünüyorsun yüzün kıpkırmızı olmuş." Taehyung'un sesi kendime gelmemi sağladığında kafamı sallayıp gözlerimi gözlerine sabitledim.

"Hi-hiç bir -şey düşünmüyorum ve aptal da SENSİN!" Ani çıkışım onu şaşırmış olmalı ki suratında ki ifade gevşemişti.

Düşüncelerimi duymuş gibi hissediyordum. Şuan utançtan geberebilirdim.

"Ne çirkef adamsın. Herneyse bizimkiler birşeyler almaya gitti ben de işeyeceğim. Haber vereyim dedim." Kafamı salladım ve oturduğum koltuğa gömülüp yüzümün renginin düzelmesini bekledim.

"Sende gelsene." Gözlerimi şaşkınlıkla açıp ona baktı. Elini yavaşça yanağıma koyup yüzünü bana yaklaştırdı. Koltukta gerilerken bir yandan da konuşmaya çalışıyordum ama dilim tutulmuştu.

"Napıyorsun?' Somunda konuşabildiğimde eli çoktan alt tarafıma gitmişti. "Beni istemiyor musun,Jungkook?" Nefesim kesilmişti. Ah bu adam beni öldürecek.

"İstiyorum."

"Jungkook mal mısın amına koyayım. Neyi istiyorsun?" Kendime geldiğimde hızla koltultan kalkıp ceketimi aramaya başladım.

UYANIKKEN NASIL HAYAL GÖREBİLİRDİM!

siKEYİM ÇOK UTANIYORUM ÇOK UTANIYORUM!

JUNGKOOK SENİN AKLINI SİKEYİM!

"B-ben kardeşlerime ş-şey olacaktı-m şe-y dild- ay şey dilek feneri alacaktım aklımdan çıkmış tamamen gitmem lazım!"

Taehyung kolumdan tutup beni durdurdu. Hayır hayır şimdi olmaz!

"Sen iyi misin? Ne diyorsun,ne dilek feneri?" Kolumu ondan kurtarıp hızla büyük kapıya ilerledim.

"S-sonra görüşürüz!"

Jungkook sen tam bir malsın.

Azgın bir mal.