ON İKİ

11 2 0
                                    

    Elini kaldırıp parmaklarının ucuyla bandajı çıkardı. Kaşının dibinden başlayıp göz çukurunun etrafından dolaşarak aşağıya doğru kıvrılan, ince ve derin yara hiç iyi görünmüyordu.

Dangalak Benny(beni) kendisini hastaneye gönderip yarayı diktirmeliydi, ama artık çok geçti. Ne yazık ki eski yara izinin üzerinde yeni bir iz oluşacaktı. Bununla yaşayabilirdi. İyileşmesi bir aydan uzun sürmezdi, eski hâline dönebilirdi.

Mieux, bu yara dışında başka bir zarar da vermemişti. Yara acımıyordu bile. Biraz hava alması için bandajı tekrar takmadı. Işığı kapatıp koridorun dibindeki odasına geri döndü.

Ev sessizdi, diğer kiracılar ya kilisedeydiler ya da cumartesi gecesi sarhoşluğunu geçiştirmek için hâlâ uyuyorlardı.

Biraz daha kahve yapmak için su kaynattı ve fincanını alıp pencerenin yanına gitti. Dışarıdaki dondurucu yağmuru seyrederken, ringe geri dönme konusunda kendini kandırıp kandırmadığını düşündü.

Gerçi beyaz bir erkek için yeterince hızlıydı, ama gerçek nakavt sanatçılarının canına okuyamıyordu ve belli bir açıdan bir vuruşa(ya da yumruğa) maruz kaldığı zaman boğazlanmış bir domuz gibi kanamaya meyyaldi; çok can sıkıcıydı bu.

Dünyada bu sorunu halledebilecek bir antrenör de yoktu.

Mavi KapıМесто, где живут истории. Откройте их для себя