Giriş

260 58 129
                                    

Tek bir sokak lambasının yandığı, ıssız sokakta kucağındaki ağlayan bebekle koşar gibi hızlı adımlar atıyordu Kadir Atahan.

Yağan yağmur şiddetini her an biraz daha hızlandırırken, yağmura inat adımlarını hızlandırdı genç adam. Bir türlü susmayan bebeğe sinirli bir bakış attı.

Bebeğin ağlaması, bu çamurlu yolda yürürken işini zorlaştırıyordu. Harabe'ye benzer eski bir bina gördüğünde yağmura kafa tutmayı bırakıp kırık kapısını iterek içeri adımladı.

Kucağındaki bebekle yerdeki tahtaların üzerine oturdu. Battaniyenin yüzüne gelen kısmını açıp, kızın yüzüne baktı. Birden kesilen ağlaması ile hayret etti genç adam. Oysaki bu bebeği hiç sevmiyor, istemiyordu. Bunu takiben yüzünde de sinirli bir ifade taşıyordu.

Bebek battaniyenin kapanması ile tekrar ağlamaya başladı. Kadir Atahan tepesine çıkmış sinirleri ile oturduğu yerden bir hışımla kalktı. Girdiği gibi acele ile çıktı harabe'den.

Az önce yanan lamba da sönmüş, sokak karanlığa gömülmüştü. Bu Kadir Atahan'ın önüne geçemedi. Ne hızını artıran peşine rüzgarı da katan yağmur, ne kucağındaki ağlayan kızı, ne de karanlık, onu zihnindeki düşüncelerden vazgeçiremedi.

Sokaktan çıktıktan sonra, karşısına serilen lacivert deniz onu eskiye götürdü. Başında belanın olmadığı güzel günlerine.

Simsiyah saçları rüzgarda savrulurken attığı kahkahalara her an bir yenisi ekleniyordu genç kızın. Kadir Atahan neşesi ile hayata tutunduğu sevgilisinin mutluluğuna eşlik ederek onunla beraber koşmaya başladı.

Birbirine kenetlenmiş elleri, rüzgara kavuşan kahkahaları ile sahil boyunca koştular. Etraftaki insanların, arkalarında kalan arkadaşlarının hiç bir önemi yoktu onlar için. Bir kaç saat önce öğrendikleri güzel haber, her şeyi bir kenara atmalarını sağlamıştı.

Bir bebekleri olacaktı.

Saatler önce öğrendikleri bu haber Kadir Atahan'ı fazlaca mutlu etmişti. Baba olmak, babası gibi ilgiyle, büyük bir sevgiyle çocuklarını yetiştirmek istiyordu. Babalarının yokluğunu hissettirmemek, o sevgiyi başkalarında aramalarına sebebiyet vermeden koşulsuzca sevmek istiyordu çocuklarını.

Ellerini tuttuğu sevgilisi yorgunlukla kendini çimlere attığında, o da yanına oturmuş, bütün her şeyi unutarak kollarının arasına almıştı onu. Arkadaşları onlara yetişip yanlarına oturduğunda onlar çoktan hayallerine dalmıştı.

Yıllar sonra bu sahilde bugün koştukları gibi delice koşacaklardı. Ama çocukları ile. Kurdukları hayaller tek tek önlerinde canlandığın da sevgilisinin kulağına doğru fısıldadı.

"Seni çok seviyorum güzelim."

Kucağında ağlamaya devam eden kızının çığlıkları artmaya başladığında zihninde canlanan görüntüyü silkelenerek bozmuştu. Güzel günleri geri de kalmıştı. Babasının başına açtığı bir sürü derdi ve yokluğu ile başa çıkması gerektiği bir sevgilisi vardı. Kucağında çırpınarak ağlayan kızına çevirdi bakışlarını, bu sefer sevgi ile dolmuştu gözleri. Battaniyeyi sadece yüzünü görebileceği bir şekilde kaldırdı.

"Özür dilerim kızım, verdiğim sözleri tutamadım, sana baba olamadım özür dilerim."

Hedefi olan eve doğru ilerlemeyi sürdürdü Kadir Atahan. Verdiği özürler  de sözleri gibi işe yaramıyordu. Kızı, onu affetmeyeceğini belli edercesine ağlamaya devam ediyordu. Annesinin kucağında huzurla uyuması gereken bir kaç günlük bir bebekti. Ama şuanı gibi geleceği de karanlıktı. Zira onu koruyacak bir annesi ve babası olmayacaktı.

Siyah SırDonde viven las historias. Descúbrelo ahora