16.Bölüm

55 41 8
                                    

Merhabaa! Yeni ve biraz daha huzurlu bir bölüm ile karşınızdayım bu seferr ;) Bir kaç kişi dm'den karakter tanıtımı yapmamı istedi fakat ben karakter tanıtımı yapmayı pek istemiyorum herkesin kendi hayal gücüne kalmış bir durum, koyduğum gif ve resimler karakterleri tamamen temsil etmemektedir, sadece benzetmedirr. İyi okumalar ayy nolur bir oy ve yorum alayyııımm heheheh :)👀

Kabus gibi bir geceden sonra güzel bir sabaha uyanabilir miyiz? Ben uyandım. Hatta hayatımın en mutlu sabahıydı diyebilirim. Dün gece olanları biliyorsunuz, o saçma not...Dün gece neler oldu diye meraktan çatlıyorsunuz biliyorum! Şimdi Emre ve Burak tüm gece boyu uyumadan evin etrafında nöbetçilik yaptı Duru ve bende mışıl mışıl uyuduk. Evet olay bu ne kadar kabuslar görsem de Emre'nin beni korumak için bahçede dört döndüğünü bilmek beni biraz olsun sakinleştiriyordu. Aşağı indiğimde herkes kahvaltı yapıyordu, telefonu açıp saate baktığımda 13.04 yazısını görünce gözlerim pörtledi! Öğlen olmuştu ve ben hala uyuyordum...Bizimkilere ''Tünaydın'' diyerek banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve saçımı sıkıca at kuyruğu şeklinde yukarıdan topladım. Daha sonra kahvaltı masasına oturduğumda ilk söz Emre'den geldi;

-Ooo, günaydın uyuyan güzel!

-''Günaydın değil Tünaydın Emre'' dedim ve gülümsedim.

-''Doğru ya, Tünaydın'' dedi ve bana bir bardak çay uzattı. Çayımın ilk yudumunu alırken tabağıma yumurta ve patatesten biraz aldım. O sırada Duru;

-''Evet beyler, ilk nöbet nasıldı?'' diyerek bir kahkaha attı. Emre;

-''İdare eder diyelim'' diyerek her zamanki gibi sırıttı.

Daha sonra Burak ciddi bir sesle;

-Bu iş böyle olmaz biz güvenlik kamerası taktıralım her yere. 

Emre;

-''Aynen, dikkatli olmak zorundayız her şeye karşı. Daha bu insanın yada insanların nasıl kişiler olduğunu bilemiyoruz.'' diyerek çayından bir yudum daha aldı.

Herkes kahvaltısını bitirdiğinde hep birlikte masayı toplayıp bahçedeki çardağa oturduk. Biraz sohbet ettikten sonra Duru ve Burak biraz yürüyüş yapacaklarını söyleyip yanımızdan ayrıldılar. Emre bir anda söze girdi;

-Çok mu korktun?

Ona ne demek istediğini anlamayarak anlamsız bir bakış attım ve;

-''Neyden?''

-''Yani dün gece olanlar...'' dedi ve derin bir nefes aldı.

-''Hayır, sadece endişelendim.''

-''Telefonda sesin pek öyle gelmiyordu'' dedi ve hafifçe gülümsedi.

Bir süre sessizlik oldu ve sadece birbirimize baktık çünkü bu bize huzur veriyordu. Sonra kendimi tutamayıp;

-''Emre, ben seni çok seviyorum iyi ki varsın iyi ki hayatımdasın...'' 

-''Bende seni'' dedi ve işte bu! Sonra aptalca bir gülümseme oluştu yüzümde.

-''Bende seni'' dedi ve işte bu! Sonra aptalca bir gülümseme oluştu yüzümde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KARANLIĞIN İÇİNDEKİ IŞIK/TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin