her brother ➳ yerim + changkyun

üçüncü bölüm

Selllaaam😇

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💜

*

Sınavın üstünden bir hafta geçmiş ve Youngsoo'nun üstüne basa basa söylediği düğün günü gelip çatmıştı. Bana gelmem gerektiğini kesin bir dille söylemiş eğer gelmezsem bana çok kötü şeyler yapacağını da tırnak içinde belirtmişti.

Korkmuştum. Çünkü tanışalı kısa bir süre olmasına rağmen onun hakkında öğrendiğim ilk şey kafasına koyduğunu yapmasıydı.

Ölü gibi uzandığım yataktan kapımın kırılırcasına açılmasıyla zıpladım. Korkudan elimi kalbime koymuş ve irileşmiş gözlerle içeri giren Youngsoo'ya bakmıştım. Kabarmış saçları ve irileşmiş gözleriyle ona bakan beni görünce kaşlarını çatmış ve öfke saçan gözlerini perişan halime dikmişti. Sinsi bir yılan gibi yavaş yavaş yanıma yaklaşıp ayaklarımdan tuttuğu gibi beni yataktan kaydırmış ve yere yapışmama sebep olmuştu. Attığım küçük çığlıkla yüzünü buruşturarak daha demin oturduğum yere oturmuş ve ellerini göğsünde bağlamıştı.

"Ne ciyaklıyorsun be muhabbet kuşu gibi!" Yattığım yerden sinirle kalkarak birbirine karışmış saçlarımı düzelttim. "Acaba tüm gücünü ellerine verip çöp gibi beni yere atmandan dolayı olabilir mi Bayan Görümce!"

Duyduklarıyla kaşları keyifle havalanmış ve imalı bir şekilde bana bakmaya başlamıştı. "Görümce?" Sinirle yerimden kalkarken dediğim şeyi son anda fark etmiş ve utançla gözlerimi kaçırmıştım. "N-ne görümcesi ya! Yanlış söyledim." Elim ayağım birbirine dolaşınca Youngsoo bu halime kıkırdayıp yatağa yayıldı.

"Yerim çok şapşal bir kızsın ya!" Ellerimle yüzüme hava yapmaya çalışırken parmağım gözüme girince bugün daha ne kadar rezil olabileceğimi düşünüyordum. Youngsoo bu sefer kahkaha atmaya başlayınca yanından geçerken saçlarını çektim ve arkamda çığlık atarak yataktan kalkmaya çalışan bir Youngsoo bırakarak odamdaki banyoya kaçtım.

Kıkırdayarak kapıyı kapatıp kilitledim. Youngsoo kapıya vurup bana tehtidler savurmaya başlamıştı. "Sen oradan bir çık seni mahvedeceğim!" Musluğu açıp elimi yüzümü yıkarken o hala beni, kapı arkasından tehtid ediyordu. Banyodaki işim bitince kapıyı yavaşça açarak odayı kontrol edip banyodan çıktım. Her an bir yerden çıkabilirdi ve bu beni korkutuyordu.

Tam dolabıma yaklaştığım sırada sırtıma atlayan Youngsoo ile ayakta duramamış yere düşmüştüm. İkimiz çığlık çığlığa yere düşerken odaya dalan ablam ile kalakalmıştık. Birbirimizin üstünde olduğumuzu gören ablam kaşlarını çatmış olayı anlamaya çalışıyordu.

"Ne yapıyorsunuz siz?" Eğer kapıyı açmasaydın tam şuanda ilişkiye girecektik canım ablacığım!

"Eğleniyorduk Jennie unnie! Çok özlemişim Yerim'i!" Youngsoo pozisyonunu bozmayıp şirin bir şekilde ablama cevap verince ona anlamaz gözlerle baktım. Ablam bizimle daha fazla uğraşmak istemeyip elini umursamazca sallayarak odadan çıktı. Youngsoo'yu üzerimden iterek ayağa kalktım ve hala yerde yatmakta olan Youngsoo'ya bakıp dil çıkardım. "Kızım bugün abinin düğünü yok mu ne arıyorsun sen burada? Git hazırlan!" Youngsoo abisinin düğünü olduğunu yeni hatırlatmış gibi hemen ayağa fırladı ve önüme geçti. "Aslında bu yüzden geldim canım arkadaşım. Jennie unnie bana Yerim çok güzel makyaj yapar, balo makyajını kendisi yapmıştı ve harika olmuştu dedi. E bende arkadaşım dururken neden kuaföre gideyim ki dedim geldim buraya," başını yana eğerek şirin bir şekilde bana baktı. "yanlış mı yaptım? Hı?" Onun bu tatlı haline gülümseyerek yanaklarını sıktım. "Çok iyi yapmışsın güzelim. Tamam sen geç sandalyeye otur ben geliyorum."