PAINFUL | °Taekook (+18)

°9

Hello ölü yazarınız geldi. Nasılsınız? Ben iyiyim size bana göre güzel olan bir bölüm ile geldim umarım beğenirsiniz. Yazamamışta olabilirim tabi siz değerlendirirsiniz, satır arasında yorum yaparsanız çok sevinirim ojumak hoşuma gidiyor. Hadi bakalım başlayın okumaya. Medyadaki şarkıyla yazdım okurken dinleyebilirsiniz

(Jimin fmv ama boşverin ya siz sadece şarkiyı dinleyin bolümü okurken aklınıza çemen şi gelmesin shdjzxhh)

_______

İki kelime.. sadece iki kelime cehennemin prensini şoka uğratmıştı. Planları yolunda gidiyordu, amacına ulaşmıştı bir şekilde Jungkook'u biraz kendisine bağlamıştı. Herşeye rağmen yolunda gitmeyen birşey vardı. Cinsel isteğini bastıramıyordu içindeki şeytan tarafının kontrolden çıkıp yanındaki bedeni altına alıp şafak sökene kadar inletmemek için zor engelliyordu. Çünkü biliyordu, eğer başlarsa kendisini engelleyemezdi ve hazır bu kadar başarılıyken bunu mahvetmek istemiyordu, hayatında ikinci defa o kadehe bu kadar yakınken tekrar kaybedemezdi.

Zorlukla yutkundu kendisini dizginlemesi gittikçe zor bir hal almışti ama Jungkook'a bir cevap vermesi gerekiyordu. Cevap belliydi karşılıklı olduğunu söyleyecekti fakat belki haftalarca belkide aylarca seviyormuş numarası yapması gerekecekti.

"Hislerin karşılıklı." Ses tonunu ana göre ayarlamış ve aklına gelen en iyi şekilde karşılık vermişti. Onun için numara yapmak hiçte zor değildi zaten istediği kişiliğe bürünbilirdi zaten şeytan numaracı, kötü, can yakan ve daha birçok farklı tabirde bilinmez miydi?

Jungkook bu cevabı içten içe umsa bile gerçekten beklemiyordu. Yanlış kişiye âşık olmuştu fakat farkında bile değildi bu da Taehyung'un işine geliyordu.

Utandığı için Taehyung ile jiçbir şekilde göz göze gelemiyordu çünkü karşılıklı sevgi bile olsa çok utangaç bir kişiliği vardı.

Taehyung gözlerini, Jungkook'un itirafından dolayı kızarmış yanakların, hafif aralık dudaklarından ve utangaç bir şekilde kucağındaki ellerine bakan gözlerden alamıyordu. Halkı için yapması gerekenleri boşverip, sadece Jungkook ile mutlu bir hayat sürme fikri birkaç saniye bile olsa aklından geçmişti fakat bunu yapamazdı. Gözlerini, yüzünden boynuna doğru indirip beyaz tenini dikkatlice incelediğinde hiçbir iz olmaması sinirini bozmuştu.

İçindeki durmadan ona fısıldayan şeytana kulak vererek yavaşça Jungkook'un çenesini tutarak kendine bakmasını sağladı. Yanındaki çocuk ne yapacağını algılamayı deniyordu, gözleri bütün duygularını birer birer ortaya döküyordu.

Gözleri yavaş yavaş küçüğün dudaklarına kaydı, burayı kirletemezdi saf kalan bir yer bırakmak istiyordu. Yavaş yavaş gözleri boynuna kaydı, yaklaşıp beyaz deriye yumuşak öpücükler kondurmaya başladı. Korkutmak istemiyordu, daha onunla birçok işi vardı nazik ama bir o kadar da hırslı öpücükler konduruyordu beyaz deriye.

Yavaş yavaş Küçüğün üzerine çıkarak çocuğun sırtının yatakla buluşmasına sebep oldu. İsteyip istediğini bilmiyordu ama bilmesi bir şeyi değiştirmeyecekti. Taehyung bugün Jungkook'a neredeyse en acımasız şekilde sahip olucaktı.

Üzerindeki tişörtünün açik bıraktğı köprücük kemiklerine inerek öpmeye devam ediyordu. Daha sonra dilini ve dişlerini de katmaya başladı. Yavaş yavaş yalayıp dişliyor, izini bırakarak küçüğün kime ait olduğunu belli ediyordu.

Altında, melek gibi olan çocuğun üzerindeki tişörtü yavaşça çıkartıp birkaç saniye bedenini izledi.

Parmağını hassas olduğu belli olan göğüs uçlarında gezdirerek Jungkook'un sızlanmasını dinliyordu. Yavaşça eğilip birisine dilini değdirerek Jungkook'un utanmasına sebep oldu. Diliyle baskı yaparken altındaki çocuk titrek nefesler vererek utanmaya devam ediyordu.