Bölüm 3: "Görev Yeri"

145 20 64
                                    

Pera~ "Sensiz Ben"

Bilgisayardan araştırma yapan Fethi, salona Bahar'ın girmesi ile bilgisayarı kapatıp odağını ona verdi.

Duştan yeni çıkan Bahar elindeki havlu ve tarak ile şömine başında duran Fethi'ye doğru ilerledi.

-Saçlarını benim taramamı ister misin?

-Gerçekten mi?

-Gerçekten.

Yüzünde büyük bir tebessüm oluşan Bahar sırtı Fethi'ye dönük bir şekilde postun üzerine oturdu. Yüzündeki tebessüm silinmeden kendini geçmişe dalıp konuşurken buldu.

-Bazen çok şaşırıyorum biliyor musun?

Fethi bir tüy misali tarağı Bahar'ın saçlarından geçiriyor, dediklerini pür dikkat dinliyordu.

-Seninle aramızda sadece sevgili ilişkisi yok. Bazen hem annem oluyorsun hem babam. Mesela annem hiçbir zaman saçlarımı taramadı, dışarı çıkarken hastalanacağım için endişelenip beni sıkı sıkı giydirmedi misal. Yada babam beni hiçbir zaman seninkini korumadı, masal okumadı.

Fethi tarağı kenara bırakıp havlu ile önce saçlarının ıslak kısımlarını kuruttu. Sonrasında ise yapmayı bildiği tek saç modeli olan örgüyü örmeye başladı. Bu sırada Bahar düşünceli bir şekilde konuşmaya devam ediyordu.

-Düşününce benim annem de babam da sensin. Onlarda göremediğim şeyleri yaşıyorum seninle. Hem annem, hem babam, hem prensim,hem sevgilim,kısacası herşeyim olduğun için çok teşekkür ederim sana.

Fethi, Bahar'ın bu sözleri ile dudaklarını genç kadının şakağına bastırdı. Çenesini omzuna koydu.

-Asıl ben sana teşekkür ederim. Kimsesiz olan bu çocuğa sahip çıktığın için. Ona hem anne hem baba hemde yar olduğun için, bana yaşattığın iyi yada kötü her an için, nefes alma sebebim olduğun için, seninle geçirdiğim her saniye için minnettarım sana.

Fethi, ellerini iki yandan sarıp Bahar'ın karnında birleştirdi. Bahar da ellerini onun üzerine koydu.

-Bahar..

-Hm?

-Eğer bir gün seni yetim bırakırsam bana çok kızma olur mu?

Bahar ellerini Fethi'nin elleri üzerinden çekti. Hızlı dönüşü ile Fethi'nin de elleri bedeninden ayrıldı.
Hafif çatılmış kaşları ile sordu.

-Ne demek şimdi o?

-Bir gün kapına iki tane üniformalı yarbay gelirler şehit haberimi vermeye.

-Bu konuyu konuşmak istemiyorum. Neden hep kötü hayaller kurmak zorundayız? İyi düşünelim biraz. Ne bileyim evlendiğimiz anı, yaşlılığımızı hayal edelim mesela. Neden hep kötü hayaller?

SİLLAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin