Dancin' in the dark, in the pale moonlight

56 11 13
                                    

"Baekhyun, biraz daha vişne suyu getirsene."

"İki kutu bitirdik Jisoo, yarın tuvaletten çıkamayacaksın."

"Olsun, gecenin tadını çıkarıyoruz işte."

"Peki."

İçeceklerin ve atıştırmalıkların olduğu masaya giderken farketmiştim, çilekli bulut o masanın önünde duruyordu. Fazla düşünmemeye çalışarak masaya yaklaştım.

Tam elimi vişne suyu kutusuna uzatmışken yanımdan gelen sesle uzattığım elim havada kaldı.

"Hey." O tarafa döndüm.

"Merhaba, benim adım Chanyeol. Şey diyecektim, az önceden beri dümdüz bana bakıyorsun. Kötü bir şey mi yaptım veya hoşuna gitmeyecek bir şey, eğer farkında olmadan yaptıysam özür dilerim."

Mal gibi yaklaşık bir dakika yüzüne baktım, mavi gözlerine.

"Hey, bir şey mi oldu? İyi misin?"

"Ah, iyiyim. Evet iyiyim, bir şey olmadı."

"Peki..."

Bana bakmaya devam etti, benden bir cevap beklediğini biraz sonra anlamıştım.

Tanrı aşkına Baekhyun, ne bok oluyor sana?!

"Kötü bir şey yapmadın, sinirli de değildim. Gözüm dalmıştı sadece, yanlış anlaşıldıysam asıl ben özür dilerim."

"Önemli değil, bir an endişelendim sadece."

"Benim adım da Baekhyun."

"Tanıştığımıza memnun oldum Baekhyun. Seni daha önce gördüğümü sanmıyorum, bizim kasabadasın değil mi?"

"Evet buradayım, sadece evden çok çıkmıyorum."

"Anladım. Görüşürüz o zaman." diyip göz kırpmıştı.

İçimden tam olarak şöyle oldum, 'Wtf?'

"A-ah evet, evet görüşürüz." Çenemi açıp bir kaç kelime etmeyi başarınca gece yatakta sağ sol yaparken kendime saydıracağım şeyi seçmiştim.

Resmen gözlerinde boğulmuştum. Zar zor iki kelime etmiştim

Deniz değildi gözleri, gökyüzüydü. Nefesimi kesen de oydu ya zaten.

Sana neler oluyor Baekhyun?

Gözlerimi kapatıp hafifçe kafamı iki yana salladım. Şoktan çıkmış gibi bir his vardı üzerimde. Başından beri amacım olan vişne suyunu alıp bizimkilerin yanına geri döndüm.

"Nerede kaldın?"

"Hiç." Cevap vermekten kaçınmıştım ama anladıklarını biliyordum.

Sorun şu, neyi anladıklarını biliyordum ve neden cevap vermekten kaçınmıştım.

"Gördük Baekhyun."

"Evet, taş gibi oldun Chanyeol seninle konuşurken."

"Ne var bunda?"

"Bilemiyorum artık." diyip anneannemin, hırkasını iki tarafından tutup önünü kapattıktan sonra kollarını bağlama hareketinin aynısını yapmıştı.

"Jisoo, Baekhyun haklı. Chanyeol taş gibi zaten, kim olsa karşısında taş kesilir. Hele o gamzesiyle gülünce..."

"Senin gönlün var herhalde Junmyeon, haftasonu istemeye gidelim mi?"

"Dalga geçiyorum! Taş gibi olması kısmı hariç."

Gözlerimi devirip bardakların hepsini doldurunca yerime geri oturdum.

Summertime Sadness °Chanbaek°Where stories live. Discover now