Part 9

335 21 30
                                    

   Louis ve Harry yorucu şeylerden sonra birbirlerine sarılıp uykuya dalmış, telefona bildirim gelene kadar da uyanmamışlardı. Harry hafif mırıltılar çıkardığında Louis uyandı ve bildirim gelen telefonunu eline alıp sessize aldı. Gizli bir numaradan fotoğraf gelmişti. Yeniden yatacağını düşünürken fotoğrafı açtı ve şoka uğradı. Harry'nin bir kızla aynı yatakta öpüşürken çekilmiş bir fotoğrafı vardı. Sessizce yerinden kalktı ve üstüne hızlıca bir şeyler geçirdikten sonra karşıda odası olan Niall'ın kapısını çaldı. Kapının kilidinin çevrilip açılma sesini duyduğunda ağlıyordu ve bu canını yakıyordu. Güçlü olduğunu ve ağlamanın güçsüzlük olduğunu düşünenlerdendi. Ama ne varki bu hayat herkesi ağlatıyordu.

   Niall odanın durumuna baktı. Dağınıktı ama yine de onu içeri davet etti. Louis yatağa oturmuş, elleriyle yüzünü kapatmış ağlamaya devam ediyordu. Niall soran gözlerle ona baktı. Louis elinde iğrenerek baktığı telefonu ona verdi.

  Niall şok olmuştu. Louis'ye baktı. Yanına oturdu ve ellerini destek olurcasına Louis'nin omzuna koydu.

   "Hey Louis! Bu o kadar da kötü değil. Belki birileri sizinle oyun oynamak istemiştir. Herkes Harry'nin kızlardan hoşlanmadığını ve bir kızla öpüşmeyeceğini biliyor." diye konuşmaya atıldı.

      "Bilmiyorum Ni. Gerçekten canım acıyor. Kalp kırılmasının gerçekten de canımı acıyacağını düşünmezdim. Neden bunları yaşıyorum. Daha 16 yaşındayım ama gizlice içki içmek yerine ağlıyorum." dediğinde Niall'ın diyebildiği tek şey kollarını açıp "Gel buraya" oldu.

    Louis biraz Niall'ın omzuna ağladıktan sonra ayrıldığında Niall, Zayn ve Liam'ı aradı. Onlar da gelip arkadaşlarına destek oldular.

   "Gelin de Harry'i bulalım. Onun da dağıldığına eminim. Senin için bize senin güzelliğini anlatırken bile gözü dolan çocuğun böyle bir şey yapması imkansız dostum." dediğinde herkes ayaklandı ve Harry'i aramaya başladılar.

   Saatlerce aradıktan sonra otelin kat tuvaletlerinden birindeydi. Ağlamaktan ela gözleri şişmiş, yeşilleri daha belirginleşmişti. Louis yanına yaklaştığında yüzünü kaldırdı, baktı ama hemen geri çekildi. Yaptıklarından utanıyordu. Gerçekten de tuzağa düşmüştü. Louis onu bu halde görünce gözlerindeki yaşları tutamadı ve birer birer tuvaletin mermer zeminine düştüler. Harry damlacıkları gördüğünde yüzünü yukarı kaldırıp Louis'nin  mahvolmuş yüzüne baktı.

   Yavaşça ayağa kalktığında diğerlerine döndü. Sonra yeniden yüzünü yere çevirdi. Louis, Harry'nin in çenesinden tuttu. Göz göze geldiklerinde Louis yalvarır gözlerle bakıyordu. Harry mahçuptu. Bunu yapmıştı ama zorla yaptırılmıştı. Kızlar onu ailesiyle tehdit etmişti ve babası gerçek bir homofobikti.

   Ağzını açtı. Konuşamadı. Nefesi daraldı. Derin derin nefesler almaya çalıştı. Nefes alamıyordu. Astım krizi başlamıştı ve ilacı yanında değildi. Herkes ne yapacağını bilmeden birbirine bakıyordu.

    Louis hızlıca dudaklarına kapandı ve ağzıyla onu hem öperek sakinleştirmeye hem de aldığı nefesi ona vererek nefes almasını kolaylaştırmaya çalıştı ve bu işe yaradı.

   Herkes derin bir nefes aldı ve Louis konuşmaya başladı

"Gerçekten o kızla öpüştün mü Harry?" sesi ağlamaklı çıkıyordu. "Evet." diye fısıldadı Harry yeniden yüzünü yere çevirerek.

  "Neden Harry? Benim sevgim sana yetmiyor muydu? Neyim eksikti o kızdan? Sırf vajinam yok diye beni bırakacak mısın?" diye iç geçirdi Louis. Çok sakinlerdi. Güçleri kalmamıştı. Harry derin ve titrediği her şekilde belli olan bir nefes aldı.

   "Hayır Louis. Sence bunu sana ve kendime yapacak kadar iğrenç bir insan mıyım? Buna inanman beni kırdı ama ne kadar kırıldığını düşününce evet haklısın ben hiçbir şey haketmeyen iğrenç bir çocuğum. Homoseksüel olmam benim suçummuş gibi davranan bir babam var ve bu yüzden tehditlere maruz kalıyorum ve bu ilk değil. Bilmiyorum Louis. Seni sevdiğim için yaptım. Senden ayrılmamak istediğim için yaptım. Ama sanırım gerçekten ayrılmamız gerekiyor." diye ağlaya ağlaya konuştuktan sonra yanlarından geçerek tuvaletten çıktı.

  O gittikten sonra Louis'nin zihninde yalnızca son sözler geçiyordu. "...sanırım gerçekten ayrılmamız gerekiyor..." Bunlar zihninde canlandıkça yavaş yavaş yere çöktü ve ellerini başının üstüne koyup düşündü.

Evet bir tanecik okuyucularım. Vote azlığından dolayı kendimi motive edemiyorum ve yazamıyorum. Belki biraz ara verebiliriz çünkü motive kaynağım yok, dersler çok zor ve sınav stresi falan filan. En kısa sürede görüşmek üzere bebeklerim. Vote ve yorum atmayı unutmayınn 😍💘

Yurt -Larry StylinsonWhere stories live. Discover now