the threat

7.3K 282 202
                                    

Gözlerimin içine baktı ve beni sımsıkı sardı.

"Bu adam... onda ne var bilmiyorum ama yanından uzaklaşamıyorum. Eğer bu yanlışsa doğru olanı istemiyorum. İstediğim şey..."

Dudaklarımız birbirine hafifçe değecek kadar bana doğru eğildi ve tüylerimi diken diken yaptı.

"Ne istiyorsun bebeğim?"

Doğrudan gözlerinin içine baktım ve derin bir nefes aldım. Vereceğim yanıtın aramızdaki her şeyi değiştireceğinin farkındayım. Ancak onunla tanıştığımdan beri aklımda dolaşanları henüz onunla paylaşamadan, farklı ama tanıdık bir ses beni adeta kemiklerime kadar titretti.

"Neler oluyor burada?!"

On gün önce...

Bir senatörün eşi olmanın artıları olsa da, eksileri daha ağır basıyordu. Özellikle de eşcinsel bir evlilikse. Hayatımın her bir anı planlanıyor ve inceleniyor. Her bir pürüz mercek altına alınıyordu.

"Günaydın, Jiwoo."

Beni görünce neredeyse irkilen resepsiyoniste kocaman gülümsedim. Yanakları kızardı ve asansör kapısı aramıza girerek kapanana dek ağzı açık bir şekilde kaldı.

"Nesi var bunun?"

Üçüncü kata ulaşır ulaşmaz doğrudan Yoongi'nin ofisine yürüdüm ve saatime göz attım.

'Bugün seçim kampanyasını konuşmak üzere, Yoongi ile beraber KBS News'un röportajına katılmamız gerekiyor. Biraz gecikiyoruz- eğer vaktinde yetişmek istiyorsak acele etmemiz gerekecek.'

Geldiğimi söylemek için ağzımı açtım ama karşımdaki manzara yüzünden donup kalmakla yetindim.

'Yoongi'nin kişisel asistanı Seoyun mu o? Hayır bir dakika sanırım adı Seojin'di.

Kocama dönük bir şekilde, masanın kenarına oturmuş. Elinin kocamın bacaklarının arasını okşadığını fark ettiğim an, ne olup bittiğini anlamam uzun sürmemişti.

'Gerçekten mi yine mi?'

Öfkeli bir şekilde odaya girerek kapıyı arkamdan çarparak kapattım ve sağır edici bir metal sesi odada yankılandı.

Sahte bir şekilde gülümsedim:

"Günaydın, Yoongi!"

"Jimin!"

Yoongi, birden yerinden fırlamasıyla Soyeon'un yere düşmesine sebep oldu.

"Ay!"

Ayağa kalkması pek uzun sürmedi ve beni fark edince gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Bay Min! Sizi tekrar görmek ne güzel!"

Ona doğru başımı salladım.

"Merhaba Seoyeon."

"Şey aslında ismim Soyeon. Yine de çok yaklaştınız! Ooo, çok yakışıklı görünüyorsunuz Bay Min!"

bodyguard | vminWhere stories live. Discover now