the arrest

906 98 6
                                    

"Eşinizin hayatta kalmayı başaramaması güzel mi yani?"

"Evet, çünkü öbür türlü bunu yapamazdım."

Ve Yoongi silahı ateşledi. Taehyung'un yere düşüşünü dehşet içinde izledim.

"Artık işe yaramazsın."

Yoongi, Taehyung'un yattığı yere doğru yürüyüp onu tekmeledi. Taehyung inledi, bense çığlık atmamak için dudağımı ısırıyordum. Yoongi'nin merdivenlerden yukarı çıkan ayak seslerini duydum, Taehyung'un yanına gitmek için ona doğru hareket etmek istedim ama beni durdurdu.

"Kımıldama."

Sesi gergin ve zayıftı, sanki o değil gibiydi.

"Seni öylece bırakamam."

"Jimin, o kanepenin yanından bir santim bile kımıldama."

Hareketsiz bir şekilde, solan yanaklarını izledim. Göz kapakları kapanmaya başlayana kadar beni seyretti. Birkaç saniye sonra Yoongi, merdivenlerden aşağı koşarak Taehyung'a doğru hızla ilerledi.

"Benim için yaptıklarına minnettarım Kim. Tüm bu olanların içinde baya işe yaradın."

Gülümsedi.

"Sen olmasan bunları yapamazdım."

Yoongi, asistanının unuttuğu şal elindeyken eğildi. Şal sırılsıklam olana kadar Taehyung'un kanına dikkatlice bastırdı. Taehyung'un göğsünün zar zor yukarı aşağı hareket ettiğini görünce neredeyse hıçkırıklara boğuluyordum. Zorla alıp verdiği nefesi odanın her yerinde yankılandı ve bu Yoongi için sadece bir gülümseme nedeni oldu.

"Hizmetin için teşekkürler. Bu şekilde bitmesi gerektiğine neredeyse üzülüyorum."

Yoongi, şalı Taehyung'un uzanan eline koydu ve ardından doğrulup kapıya yöneldi. Kapıyı kapattığını duyar duymaz Taehyung'a koştum. Gözyaşlarım onu görmeme engel olurken, umutsuzca onu uyandırmaya çalıştım.

"Taehyung! Bebeğim, lütfen uyan! Uyan! Sana ihtiyacım var! Taehyung, seni kaybedemem. Lütfen kalk bebeğim, lütfen."

Kafasını alıp kucağıma yerleştirdim, kıyafetlerime kan bulaştı. Hâlâ hayatta olduğunun tek göstergesi aldığı hırıltılı nefeslerdi. Cebine ulaşıp telefonunu çıkardım.

"Alo, 1-1-9 , acil durumunuz nedir?"

(Kore'de acil servis numarası 119)

"Bir ambulansa ihtiyacım var!"

Olanları tarif etmeye çalışırken vücuduma bir hıçkırık saplandı.

"Vurulan biri var!"

Sağlık görevlilerinin eve gelmesini beklerken, 1-1-9 operatörü benimle hatta kaldı. Bana Taehyung'un neresinden vurulduğu, evde silah olup olmadığı hakkında sorular sordu ve kanamasını nasıl yavaşlatacağımı anlattı. Dört dakika sonra siren sesleri duydum. Kapı aniden açıldı ve tıbbi üniformalı dört kişi odaya girdi.

"Lütfen ona yardım edin!"

Mermi yarasını hızlı bir şekilde sardılar ve onu sedyeye kaldırdılar. Onu koyarlarken Taehyung'un soğuk elini tutarak ben de ambulansa bindim.

~

Hastaneye nasıl vardığımızı hatırlamıyordum. Sayısız soru soruldu ve görgü tanığı olarak ifade vermem istendi. Taehyung'un durumunun nasıl ilerlediğine dair yalnızca ailesine haber verilebileceği söylendi. Neyse ki Taehyung'un verdiği kimlik hâlâ bendeydi, bu sayede şimdilik kolayca eşi gibi davranabiliyordum. Polis ifademi aldı ve üzerimi değiştirmem için temiz bir hastane kıyafeti verildi. Saate baktığımda, hastaneye geldiğimizden bu yana neredeyse üç saat geçtiğini gördüm ve hâlâ Taehyung'u görememiştim.

bodyguard | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin