27: chaos

1.1K 108 71
                                    

[ ♡ : yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın. İyi Okumalar. ]

Jeongin, çok sevdiği insanın dizlerinde uzanmış bir şekilde gökyüzüne bakıyordu. Her şeyin bir rüya kadar güzel olması nedeniyle içi kıpır kıpırdı. Sewon için de bu durum geçerliydi. Birlikte geçirdikleri her an mutluydular. Aralarındaki bağın gittikçe güçlenmesi nedeniyle birbirlerine kenetlenmişlerdi.

Uzaktan onları izleyen bir çift göz soluduğu havayı hüzünle içine çekmişti. Biraz daha önce davranması gerekiyordu, şu an her şey için çok geçti. Bencil davranamadığı için kendine kızıyordu. Olanlara göz yumduğu için yine kendine kızıyordu. Şu an burda onları izliyor olduğu için de kendine kızıyordu.

-

Dönemin son sınavlarına hazırlık yapmak için zamanının bir çoğunu yine kütüphanede harcıyordu Sewon. Kendine daha sonrası için zaman ayırmak istiyordu. Bir ay sonrası düzenlecek olan bir festival içindi bu. Jeongin ile oraya gitmek için can atıyordu. İşte bu yüzden şu an ondan ayrı kalıp derslerine odaklanmalıydı.

Öğrenciler bu zamanlarda kütüphanede çalışmayı çok fazla tercih etmedikleri için içerisi oldukça boştu. Bu yüzden kendini cam kenarındaki bir masaya bırakıp notlarını önüne dizmişti. Odaklanmak için hazırdı aslında ama karşısındaki sandalye çekilince dikkati oraya kaymıştı.

Seungmin...

Uzun zamandır onu yakınlarında görmemişti. Şaşkınlıkla ve mutlulukla karışık bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı. "Uzun zaman oldu Seungmin. Seni yeniden gördüğüme çok sevindim." Arkadaşlıkları çok derin olmasa bile gözünde onun da bir değeri vardı. Gülümsemesini hiç bozmadan onun gözlerinin içine bakıyordu. Seungmin ise gülümsemek istese de yapamıyordu. İçinde anlamdıramadığı bir öfke vardı. Her an patlayacak bir bomba gibiydi. Ağzını açtığı an istemediği şeylerin önüne geçemeyebilirdi ki öyle de oldu.

"Öyle mi diyorsun Sewon? Gerçekten uzun zaman oldu ve sen beni gördüğüne çok sevindin."

Duyduklarıyla yüzündeki tebessümü bir anda silinmişti. Şaka yaptığına inanmak istiyordu ama yüzündeki ifadeden dolayı zorlanıyordu. Ağzını açmasına izin bile vermemişti.

"Çok sevdiğin Jeongin'in onu unuttuğuna inanmıyorsundur diye umuyorum. Seni kullandığını göremiyor musun Sewon? İki senesini o kıza harcamış birisinin, senin kollarına atlayıp yarasını kapatmaya çalıştığını görmüyorsun."

Ellerini sinirle masaya vurdu. İçeride birkaç kişi olsa bile diğer herkesin dikkatini çekmeye yetmişti bile. Sewon sakin kalmaya çalışarak Seungmin'i kolundan tutup kütüphanenin dışına çıkardı. Ne söylemek istiyorsa başkalarını rahatsız etmeden söylemeliydi. Her ne kadar söyledikleri yüzünden kendini paramparça bulacak olsa bile. Yavaşça Seungmin'in kolunu bırakıp sırtını duvara dayadı. Seungmin kızın yüzüne bakıp gülmeye başladı. Sinir sistemi altüst olduğundan engel olamıyordu buna. Bir insan içindekilerini tuttuğunda kendini bu durumda buluyordu işte. Sewon bu durumdan haberciyd ki bu yüzden konuşmasına izin veriyordu.

Seungmin kıza doğru ilerleyip tam önünde durdu. Onun hiçbir tepki vermiyor olması canını daha da sıkıyordu. O da bu durumda olmaktan rahat değildi! Sadece birazcık olsa da nasıl hissettiğini anlatmaya ihtiyacı vardı. Bir kere olsa da birinin onu dinlemesine ihtiyacı vardı.

"Onu gerçekten seviyor olmalısın ki kimin seni gerçekten sevdiğini göremiyorsun. Onun için koştuğun kadar benim yanımda kalsaydın daha mutlu olabilirdik Sewon. " Kızın ellerine ulaşmaya çalıştı. Sewon da ellerini tutmasına izin verdi. Aklının yerinde olmadığını biliyordu bu yüzden izin vermişti.

Seungmin kızın gözlerinin içine bakıp daha da onun canını yakmak istercesine cümlelerini ardı ardına sıralamaya devam etti. "Jeongin seni sevmiyor, sana yemin ederim ki daha geçen gün onu Sojung'un fotoğrafına bakarken gördüm. Gözlerinin doluşuna şahit oldum. Bana inan Sewon! Jeongin onu unutamadı, onun seni yaralamasına izin verme."

Gözlerinin dolduğunu hissediyordu Sewon, şu an karşısındaki kişiye gülüp geçmek istiyordu. Çünkü, o Jeongin'e güveniyordu. Birlikte geçirdikleri zaman boyunca onun tarafından sevgiyle kucaklandığını hissetmişti. Ellerini sertçe çekti Sewon. "Üzgünüm Seungmin, seninle bu konuları konuşacak değilim. Şimdi izin verirsen ders çalışacağım." Böylelikle Sewon kendini kütüphaneye zorlukla attı. Dolu gözlerini koluyla silip eşyalarını toplamaya başladı.

SELAAAMMMM NASILSINIZ:)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

SELAAAMMMM NASILSINIZ:)

who're you || yang jeonginWhere stories live. Discover now