15 ⊹ Hadi yüzelim!

308 41 38
                                    

Sabah biraz geç kalkmıştık. Uyandıktan sonra bir şekilde hazırlandık ve otelden çıktık. Bugün dışarısı gerçekten sıcak görünüyordu. Bu yüzden sahile gitme kararı aldık. Hızla arabaya bindik. Pencereyi indirirken rüzgâr misafir gibi dolanıyordu arabanın içinde. Güneş şimdi daha çok ısıtıyordu etrafı.

Jin arabayı park ettiğinde birkaç eşya ile birlikte sahile ilerlemeye başladık. Jungkook ve Tae tam olarak tatil havasına bürünmüşlerdi. Güneş gözlüklerini ve şapkalarını takmışlardı hemen.

Denize yakın bir yerde oturduk. Joon büyük şemsiyelerden birini getirdi yanımıza. Kumlara bir örtü serdik ve eşyalarımızı üzerine koyduk. Yavaşça örtüye oturduk birlikte. "Hava çok güzel." dedi Jimin gözlerini kapatarak. "Yanmak istemiyorum." dedi Hoseok gülmeye başlarken. "Seni senden korumalıyız." dedim çantamdan güneş kremini çıkarırken.

Anlamayan gözlerle bana baktı sonra yeniden eğlenceli kahkahasını duymamıza izin verdi. "Bana güneş dediğine inanamıyorum." dedi kahkahalarının arasından. "Ama öylesin." dedim ona yaklaşarak. "Parlak ve sıcak." diye devam ettim kremin kapağını açarken. Parmaklarıma aldığım kremi güzelce yüzünde gezdirdim. Bunu yaparken tatlı gülümsemesiyle izlemişti beni.

Sonra hep birlikte kalkmış ve biraz ileride olan kabinlere adımlamıştık. Bölümlerimiz farklı olduğu için ayrılmıştım onlardan. Hızlıca üzerimi değiştirip çıktığımda onların çoktan hazır olduklarını görmüştüm. Birbirleriyle şakalaşıyorlardı eğlenceli bir şekilde. Bir süre öylece onlara baktım. Tenlerine düşen güneş ışıkları, arkalarında kalan kum ve deniz... onları çok güzel heykeller gibi gösteriyordu. Pürüzsüz ve ince işlenmiş heykeller gibi.

Beni gördüklerinde gülümsediler tatlıca. Eşyalarımızın bulunduğu yere ilerlediğimizde hızlıca omuzlarına ve yüzlerine güneş kremi sürdüler. Saçlarımı ördüm. Yanaklarıma bir kez daha krem sürdüm. Hepimiz çok heyecanlıydık. "Hadi yüzelim!" dedi Jimin biraz yüksek bir sesle. Buna gülerken ayaklandık.

Arkalarından ilerlemeye başladım yavaşça. Ayaklarım suya değdiği an gülümseme yayıldı dudaklarıma. Kook ve Tae'nin, Jimin'i suya sürüklemesini izledim bir süre. Bu olaya gülmemek elde değildi. Jimin "Çok soğuk!" diye gülerek bağırdığında onu daha çok çekiyorlardı denizin içine. Yavaş ve temkinli adımlarla biraz daha ilerledim.

"Niye böyle soğuk bu!" diye bağırdı Jin. Ona döndüm yavaşça. "SeokJin, ilk başta soğuk geliyor sadece!" diye bağırdı Kook biraz ileriden. Jin, buna gülümserken Hoseok'un onu itmesiyle tamamen suya girmişti bir anda. Gözlerim kocaman açılmış Jin'in tepkisini bekliyordum merakla. Kafasını sudan çıkarıp saçlarını geriye attı ve sinirli gözlerini Hoseok'a dikti.

Hızlıca Hoseok'a doğru koşmaya başladı daha sonra. Bir süre öylece sahilde koşturdular, Jin onu kovaladı. Hoseok'un bağırışları geliyordu her yerden. Sonradan Jin'in yanına Yoongi katılmıştı. Hoseok'u yakaladıklarında onu tutup birlikte denize girmişlerdi. Yoongi'nin Namjoon'u da tutup beraberlerinde sürüklemesiyle hepsi tamamen denizdeydi.

Dizlerime kadar gelen suya baktım yavaşça. Derin bir nefes aldım. "Eva, sen de gel!" diye bağırdı Tae. "Bilmiyorum, ben..." dedim sessizce. Duymamışlardı yüksek ihtimalle beni, kendim bile zor duymuştum sesimi. "Bilmiyorum deme ama! Burası derin değil, korkmana gerek yok!" dedi Kook tatlıca bağırarak. Kafamı ona kaldırdım hızla. Bu çocuk gerçekten istediğinde her türlü sesi işitebilirdi.

Gülümserken dudaklarımı birbirine bastırdım ve onlara doğru ilerlemeye başladım. Ayaklarımın altındaki kum taneleri yavaşça kayarken tuhaf bir mutluluk sarmıştı bedenimi. Yanlarına gelmiştim sonunda. "İşte böyle." dedi Yoongi koyu bir sesle.

Ucubeler Kulübü [bts]Where stories live. Discover now