Slaves Of The Unborn Sun

2K 222 241
                                    

.
.
.

Atsumu'nun anlatımı ile

Osamu'nun odasının kontrol kısmına girdiğimizde Suna yavaşça kenardaki bilgisayara doğru yürümeye başladı. Onu takip ederek sandalyeye oturuşunu izledim ve ekranda ne yaptığına baktım.

"Kardeşinin yanına yarın saat sabah 6 ya kadar kimse giremezmiş. Emir gelmiş."

Yanda gelen bildirimi kapatıp ekranda sürekli hareket eden şablonu açtı ve öylece bakmaya başladı.

"İlaç işe yarıyor."

Kaşlarımı çatarak ekrana baktım.

"Şu kırmızı çizgi Osamu'nun hormonları. Dün tam 5.000 di. Normalde olması gereken 100. Ama şuan ilacın etkisi ile 3.000'e kadar inmiş. Eğer 100 olursa bu Osamu'nun iyileştiğini gösterir."

Ekranda sürekli yukarı çıkıp aşağı inen kırmızı çizgiye baktım.

"Peki geri çıkarsa ne olur?"

Suna ekranı kapatarak bir dosya açtı burda da değerler vardı.

"Osamu'nun vücudu yapılan teste göre en fazla 6.000 civarı hormona dayanabiliyor. Tabi bu sınır. Lakin hormon daha yukarıya doğru çıkarsa organlar iflas eder ve Osamu ya bitkisel hayata girer ya da ölür."

Kenardaki sandalyeye Suna'nın yanına çekip ekrana baktım.

"Peki senin fermonların ne işe yarıyor."

Suna arkasına yaslanarak ayaklarını masanın üstüne doğru uzattı ve gerindi.

"Benim fermonlarım Osamu'nun hormonlarına emir vererek rahatlamasını sağlıyor."

"Peki Osamu'nun neden mühürlenmesi gerekiyor?"

Suna derin bir iç çekip kenardaki şişeyi alıp açtı ve bir yudum alıp ağzını geri kapatı.

"Alfaların kanlarında özel olarak üretilen bir hormon var. Bu hormon ruh eşlerine boyundan ısırılarak enjekte edilmesi sonucunda o hormon ruh eşinin vücudundaki hormonları düzenliyor. Aynı zamanda enjekte edilen hormon ile ruh eşinin hormonu birleştiği için 2 gün geçmeden ruh eşin acı hissetiği zaman sende acı çekiyorsun ve bu sonsuza kadar devam ediyor."

Kafamı sallayarak camdan Osamuya baktım.

"Tabi sen şanslı bir pezevenk olduğun için Osamu acı çekse bile hissetmeyeceksin."

"Hey! Bunu ben seçmedim. Doğduğumdan beri bu bana ne kadar sıkıntı oldu biliyor musun???"

Kafamı sallayarak açılan kapıya baktım. Sakusa elindeki üç kahve ile yanımıza geçip oturdu. Suna hızlıca kenarda ki kahveyi alıp mutluluk ile sırıttı.

"Kahve be! En ihtiyaç olduğum şey."

Bakışlarımı Sakusaya çevirmeden kahveyi onun önüne doğru ittim. Yüzsüzlük yapamazdım. Hem ona vurmuştum.

"Atsumu bana vurmakta haklıydın sana karşı hiç bir yanlış düşüncem yok. Lütfen bunu yüzsüzlük olarak düşünme tek yaptığım şey eskiden tutamadığım sözü tutmak."

-• Fervor •- [ Sakuatsu / Sunaosa ]Where stories live. Discover now