-8-

304 12 3
                                    

"Yaptığın çikolata sosunu dökebilirsin yuicim"

"Tamamdır"

Jeno ile uyuduktan sonra sabah gitmiş olduğunu gördüm. Öğlende annesine barıştığımızı söylediğini söyledi ve beni alıp evlerine getirdi. Öğrenmek istediğim trafi yapıyorduk şimdi. Jeno ise masaya oturmuş bizi izlemiş.

Erittiğim çikolatayı tatlının üstüne döküp kaşık ile yaydım. Sudan geçirip makineye koyarken bayan lee'de tatlının dinlenmesi için dolaba koymuştu.

"Çoçuklar siz içeri geçin hadi. İşler bitti yapacak birşey kalmadı"

Ellerimi yıkayıp havlu ile kurularken jeno'ya baktım

"Jeno çok yoruldu, sürekli bizi izledi yorduk onu"

Bayan lee ile gülerken jeno göz devirmişti

"Siz ben yokken kim bilir neler diyorsunuzdur"

Gözlerimi büyüttüm "çok mu kulağını çınlattık? Yakalandık galiba bayan lee"

Hepimiz güldükten sonra havluyu yerine koyup jeno ile salona geçmiştik. Yanyana oturduğumuzda jeno telefona, bende televizyonu izlemeye başlamıştım. Sonra bayan lee yanımıza gelmişti. Arada bayan lee ile sohbet edip tekrar televizyona dönüyorduk.

Bayan lee yanımızdan kalkıp mutfağa gittiğinde jeno bayan lee'yi gidene kadar izlemişti. Sonra bana döndü, refleks olarak ona döndüğümde dudağımı öpüp çekilmişti. Kapıya bakıp geri jeno'ya dönüp koluna vurdum.

"evinde, salonda yaptığında şeye bak"

"dün gece sen iki defa yapmıştın ama"

"adı üstünde jeno gece. Gece yarısı odamda seni öperken kim görecekti? Kuşlar filan mı?"

Gülüp önüne döndü. Yan profiline bakıp bende önüme dönmüştüm. Bir kaç dakika sonra elinde tepsi ile bayan lee geldiğinde ona dikkat kesilmiştim. Orta sehpanın üstüne bırakıp iki tatlıyı jeno ve benim önüme koydu, diğerinide kendi önüne almıştı. Tepsideki üç bardak portakal suyunuda önlerimize koyduktan sonra yerine oturmuştu. Tabağı elime alıp bir çatal alıp yemiştim. Güzeldi.

Yarım saat içinde üçümüzde bardağı ve tabağı boşalmıştı. Bir kaç saat daha zaman geçirdikten sonra saat geç olduğu için kalkmıştım. Jeno'da reddetsem'de benimle gelmişti. Tüm yol boyunca el ele yürümüş, konuşmuş, kahkaha atmıştık.

Kapının önüne gelince durmuştuk. Birbirimize dönerken ellerimize baktı ve gülümsedi.

"iki ay sonra tekrar parmaklarımı parmaklarına doladığım için mutluyum"

Bende gülümsedim. Bende mutluydum.

"yıllar sonra tekrar birbirimizi bulmuşuz gibi konuştun jeno. İki ayda kısa değil ama fazla uzun değil. Her ilişkidende dersler çıkarılır. Seninle birlikte bende sonuçlamadan önce dinlemek gerektiğini ve önemini anladım"

"bir daha seni dinlemeden konuşursam yüzüme tükür"

İşaret parmağım ile onu işaret edip güldüm "tükürürüm?"

Güldü. Beni kendine çekip sarıldı. Bende kollarımı ona doladım ve birbirimize sıkıca sarıldık.

"yui?"

"hm?"

"hayatımdan hiç gitme, tamam mı?

Neden sorduğunu sormak istedim. Niye birden bunu söylediğini sormak istedim. Ama sormadım.

"Gitmem"

Benden ayrılıp alnımdan öptü.

"hadi, eve gir"

"eve dikkatli git. Gidincede haber ver"

"tamam blyuie"

Gülüp eve ilerledim. Zili çalıp açılmasını bekledim. Kapıyı kardeşim açıp gittiğinde evin içine girip hala gitmeyen jeno'ya baktım.

El salladım

El salladı

Kapıyı kapatıp ceketimi astım. Biz ilişkimiz boyunca bir çok kez tartışmıştık. Jeno haksızsa gece yarısı camdan odama girerdi. Ben haksızsam gece yarısı arardım. Bir kere gece yarısı evine gittim diye azarlamıştı beni. Tek başıma bu saatte nasıl çıkıp tüm bu karanlık yolu tek başıma geleririm, ya başıma birşey gelirse diye. Ondan sonra aramaya başladım zaten.

İlk defa bu kadar ayrı kalmıştık. Ama tekrar birleşmiştik. Ayrılmıyorduk işte. Bir şekilde ikimizden biri diğerimize gidiyordu. Ayrılışımızın sonunda tekrar birleşip mutlu oluyorduk. Bir şekilde mutlu oluyorduk işte. Ve biliyordum ki biz bir gün tamamen ayrılırsak yerlerimize kimseye koyamacak, herkeste birbirimizi arayacaktık.

-513-

Mistake .×. Lee Jeno Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin