4

17 1 2
                                    

Adım sesleri duyuyordum, kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Kucağımdaki tepsiyi yanımdaki komodine koyup yorganı tamamen omuzlarıma çekerek yan bir şekilde yatağa yerleştim, tam yerleştiği sırada kapı açıldı.Gözlerimi yumdum.

Adım sesleri az öncekine kıyasla çok sessizdi. Yaklaştı, yaklaştı ve yanımda durdu sessizce panik demesine rağmen nefesinizi tutarak uzaklaşmasını bekledim ama çok kısa bir süre olmasına rağmen bana saatler gibi gelen bir süre boyunca başımda dikilen o bedeni hissettim.

Daha sonra tepsiyi aldı ve odadan duyulmayan ayak sesleri ile ayrıldı. Bir süre aynı şekilde bekledim. Taklit yaptığımı anlamış mıydı veya giren kişi kimdi çok merak ediyordum.

Belki gelmezdi diye umut ediyordum
Bir süre daha öylece yattım, uykum hala vardı. Ama üstümden onun gelmesinin heyecanını atamıyordum, dizlerim titremeyi bırakmıyordu.

Bir süre daha yattıktan ve içeriyi dinledikten sonra tuvalete gitmem gerektigi için yavaşça kalktım. Ayağıma dikkat ederek parmak ucumda minik adımlar ata ata kapıya ulaştım. Ses gelmemesi beni daha çok geriyordu kalbim o kadar hızlı atmaya başlamıştı ki acaba ses gelse de duyabilir miydim emin değildim.

Merdiven olduğunu gördüm büyük ihtimalle aşağıdaydı, yalnız mıydı bilmiyordum kaçabilir miydim bilmiyordum bir koridorda dört kapı vardı ve bir boydan cam dışarıda tek bir ışık bile yoktu. Issız bir yerde olduğumuz düşüncesi kanımı dondurdu.

Hangi kapı tuvaletti bilmiyordum ve karnımı tutarak çıktığım kapının yanındaki kapıya yaklaştım. Kulağımı dayayıp içeriyi dinledim hiç ses yoktu. Yavaşça kapı kolunu indirdim. Kilitliydi. Somurtup döndüm ve karşımdaki odayı aynı şekilde dinledim. Yine ses yoktu. Kapı kolunu indirdim. İçerisi bir yatak odasıydı, benimkinin aksine penceresi vardı. Bu ayrıntı sinirimi bozdu.

Odada başka bir kapı daha vardı, sonunda tuvalet olduğuna sevindim ve içeriye girip işimi hallettim aynı sessizlikte elimi yıkarken içeriden bir ses geldiğini duydum, anında tuvaletin ışığını kapattım ve kulağımı kapıya yasladım.

Dolaptan geldiğini düşündüğüm tıkırtılar oldu ve dışarıya çıktı eğilip delikten baktığımda sadece sırtı görünüyordu, gece tahmin ettiğimden daha iri olduğu kesindi. Daha sonra odadan çıktı. Ben de bir dakika kadar bekleyip tuvaletten çıktım ve sessizce tek ayağımın üstüne olabildiğince az basarak kaldığım odaya döndüm.

Ama yanına gitmesem de oturup onu bekleyecektim, sonuçta ona hiçbir şey görmediğimi söylesem beni bırakırdı değil mi? Oturup beklerken hala ellerimin titredigini hissediyordum. Bana bakarak birini öldürmüştü ve ben onu kendime inandıracağımı düşünmek istiyordum.

Kapıya parmak ucumda yavaşça gittim ve kapıyı açtım, merdivenlere yönelip korkuluklarına tutunarak aşağıya baktım. Görünürde yoktu.

Ama görmek istiyordum.

Sinir bozucu olsada merdivene oturup kalçamı kaydırarak bir alt basamağa inip öyle merdivenden inmeye başladım.

Ayağıma merdivende basacak kadar güvenmiyordum. Heyecandan boğazım kurumuştu.

Son basamaktayken içeriye baktım. Salon olduğunu tahmin ettiğim orta büyüklükte bir odadaydım içeride hiç ses yoktu sonra kapıyı gördüm, dışarısı karanlık ve ayağım yaralıyken aptallık edip  kaçmaya çalışmayacaktım  başarılı olma ihtimalim yoktu. Parmak ucumda topallayarak salonla birleşik olan mutfağa gidip tezgahta duran bardağı alıp çeşmeden doldurdum. Tek yudumda içip bir daha doldurup bu sefer yavaş yavaş içtim. Akşam olmasına ve hala uykumun olmasına bakarsak tahminen on iki ile on altı saat kadardır yoktum, evden kaçmam kimsenin umrunda olmayacaktı ve alışılmış bir şeydi. Kaçırılmış olduğumu düşünen de olmazdı. Ölsem cesedim bulunmazdı, normalde umursamazdım ama onu bırakamazdım. Çantam neredeydi sahi? Telefonum düştüğü yerde miydi?

Düşüncelerim o alıştığım ürperti ile dağıldı.

Omuzlarım gerildi, elimdeki bardağı tezgaha bıraktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 23, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Algofobi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin