"Bir tanesi insanları hipnoz edebiliyor, bir tanesi dokunduğu canlının yaşamını bitiriyor, bir tanesi eşyaları düşünce gücü ile hareket ettiriyor ve buna benzer dört kişi daha. Sen bunları bir arada tutabileceğine inanıyor musun? Bunlar dünyayı koru...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
⚜
Herkes birbirine bakıyor, birbirlerinin güçlerini bir şekilde tahmin etmeye çalışıyorlar gibi duruyordu uzaktan izleyenler için. Herkes çekingen, ortam gergindi. Shield ajanları, diktatör Fury ve yardımcıları yoktu henüz. Odadaki kişiler daha adları konulmamış bir gurup tuhaf güçlü insanlardı.
"Bu sessizlik ortamı geriyor," Tony ayağa kalktığında odadaki tüm gözler ona çevrildi, "artık konuya bir yerden girip kendimizi tanıtma faslına geçmeliyiz. Ben Tony Stark, gücüm ise birinin gözlerine bakıp onu hipnoz edebilirim."
"Dostum! Bu çok havalı." Clint'in sesi ortama biraz daha sıcak hava dağıtırken, Tony bundan memnun kalarak gerisine yaslandı, gücünü seviyordu. Clint söze devam etti. "Benim gücüm tuhaf. 100 metre ilerideki bir insanı çok rahat bir şekilde görebiliyorum."
"Zoom yapabiliyorsun yani? Ne havalı." herkesin gözü omuzunda yılan olan, uzun siyah saçlı adama çevrildi. Söylediklerini alay niteliği ile söylediği belli bariz ortadaydı. Keskin yüz hatları, omuzundaki yeşil büyük yıkan, soğuk yeşil gözleri, beyaz teni ile ürkütücü ama bir o kadar da gizemli duruyordu. Omuzundaki yılana dönüp bir şeyler fısıldadıktan sonra yılan toz olup gitmişti ve adam gülerek kollarını iki yana açtı. "Adım Loki. Gücüm ise sihirli yılanım."
"Bu korkutucu," Wanda bir ürpererek bedenini duvara iyice yasladı. Loki ise onu umursadı, yılanları severdi. "Benim gücüm eşyaları hareket ettirebilmek, dokunmadan." Wanda odadakilere nazaran biraz daha sıcak kanlıydı, yüzünde ise içten bir tebessümün izleri vardı. "Adım da Wanda Maximoff."
"Wanda, gücünü çok beğendim, hayatım." kızıl saçlı kadın ağzındaki pembe sakızı balon yapıp patlattıktan sonra ellerini havaya kaldırdı. Avuçlarının içinden alevler yükselmeye başlamıştı. "Adım Natasha Romanoff, alev kadın da diyebilirsiniz."
Clint elini Natasha'nın beline doladıktan sonra odadaki erkeklere kısa bakış attı, "Bu ateşli hatun benim sevgilim." Şimdiden uyarı yapmak istedi, daha sonrasında başına dert almak istemezdi.
Tony odanın en uzak köşesinde, duvarın yanında duran, ellerinde uzun eldiven bulunan sarışın adama çevirdi gözlerini. Burada neredeyse 20 dakikadır duruyorlardı ve sarışın adamın sesini henüz duyma şansına kimse erişememişti. "Senin ne gücün var? Elinde eldiven var, buzlar falan mı çıkıyor?" Sarışın adamın soğuk mavilikleri kendisine çevrildiğinde Tony dudağının sol tarafını ne mimikle olduğu belli olmayacak bir şekilde yukarıya kıvırdı. "Soğuk bir tipin de var. Grup arkadaşımın beni Olaf'a çevirmesini istemem."
Sarışın adam sessizliğini korumaya devam etti. Odadaki tüm gözler kendisinin üstünde geziniyordu, sıcak bastı. Ayak parmak ucundan yukarıya doğru sıcak kan çıkıyormuş gibi hissediyordu, nefesi kesiliyordu. Burada duramazdı, duvarlar üstüne geliyordu. Kapıya doğru hızlı adımlarla giderken Tony ondaki değişimi fark ettiğinde kaşlarını çatarak yanına gitmeye başlamıştı ama adam ellerini Tony'den uzak tutup gözlerine dahi bakmadan, "Uzak dur benden!" diyerek odadan çıktı.
