11.

2.9K 381 1K
                                    


Kokusu geldi rüzgarın,
Bir kelebek öptü boynumu

03.04

Yeonjunla yaşadığımız kötü senaryolu sahnelerin ardından 1 gün geçmişti. O gün anneme bile cevap vermeden kafeden ayrılmıştım. Saf üzgün halime rağmen nasıl oldu da Taehyun'a mesaj atmak aklıma geldi şimdi hayret ediyordum. Sonuçta kimseye bir şey demeden çıkmıştım, Taehyun'un peşimden geleceğini biliyordum. Ve annemin telefonlarımın susmasına izin vermeden arayacağına. O yüzden Taehyun'a annemi geçiştirmesi için kısa bir mesaj atmıştım ve olanları anlatacağıma da söz vermiştim. O da bu durumun içine sinmediğini söyleyip yanıma gelmek istemişti ama buna engel oldum. O an kimsenin tesellisine ihtiyaç duymuyordum, hem kendimin bile anlamadığı durumu başkasına nasıl anlatabilirdim ki? Ben de her şeyi kenara bırakıp eve gittim. Babamın sorularına maruz kalmakla beraber kendimi odama kilitlemeyi başardım. Kafamı koyup sadece uyumak istedim ama can kırıkları biraz fazla battığından uyuyamadım. Mecburiyetten uyku haplarımı aldığımda resmen ölü gibi uyudum, öyle uyudum ki, uzun zamanlı uykusuzluğun acısı çıkmıştı. Bıraksalar daha da uyurdum ama beni uyandıran susmayan telefonum oldu. Sessize almadığım için kendime yüzlerce küfür ettim. Annem de zaten yerinde durmamıştı kapımı alacaklı gibi çalmıştı. İğrenç göründüğüme emin olmama rağmen o halimle kapıyı açtığımda karşımda bir adet şok olmuş Taehyun ve bir de yüreği ağzında atan annem vardı. Taehyun ona son dakika unuttuğum ödevimi yapmam gerektiğiyle ilgili bir yalan söylemişti. Annem, büyük ihtimalle sınav haftası Soobin imajına alışkın olduğundan yadırgamadı ama Taehyun gerçekten şok olmuştu. Şimdi de ona olanları anlattığımdan pişmanlık duyuyordum.

"Bak beni bir bırak! Ağzını yüzünü dağıtayım, bak bakalım seninle bir daha böyle konuşabiliyor mu?" Dediklerimi son derece sakince dinlemişti ama son dediklerini söylediğim an suratı sinirden kıpkırmızı kesildi ve şu an kolundan tutmuş onu oturduğu yatağımda sabitlemeye çalışıyordum.

"Bu onunla benim aramda. Hatta gelip geçti, birbirimizle muhattap olmayız olur biter." Dedim. Dedim ama Taehyun hala Yeonjun'u dövmek konusunda ısrarlıydı. Beni de anlattığıma pişman etti. Bir de başka çocuklar ayarlayabilirmiş.

"Of o zaman ben kötü bir şey yaptım." Bir zaman sustuktan sonra aklına birden bir şey gelmiş gibi büzdüğü dudaklarıyla suratıma bakıyordu. "Yine ne iş açtın başıma." Umutsuz vakayız.

"İşler bitince annen biraz yüklü bahşiş vermiş oldu. Biz de hazır elimize para geçti rahat durmayalım da gidip gezi bileti alalım dedik. Soobin çok üzgünüm, senin adına da almış bulundum." Sözlerini bitirdikten sonra ona vuracağımı düşündüğünden yastığı kendine siper etmişti. Ama yanlış düşünüyordu, ona vurmayacaktım.

Kang Taehyun'u öldürecektim.

Bir yandan yastığı üstünden çekmeye çalışırken bir yandan da ona vurmaya çalışıyordum. Zavallı Taehyun hala kendini korumaya çalışıyordu ama nafile ben gerçekten şu an zavallı bir durumdaydım.

Debelenmelerimiz bir süre daha devam etti ama çoktan yorulmuştum, hiç enerjim yoktu. Beomgyu ile konuşurken son beyin hücrelerimi harcarken, Taehyun için de son enerjilerimi kullanıyordum. Hayatımızda bir arkadaş olmaması bence çok fena fikir değildi diye düşündüm. O ise hala kendini açıklamaya çalışıyordu. "Yahu ben nerden bileyim bu sikik herif senin ağzına sıçacak da gezi bok yoluna gidecek. Sen zaten o gün kesin bir şekilde de reddetmemiştin bu geziyi. Nerden bileyim be?" Hiddetle son savunmalarını yapıyordu. Aslında bir yandan haklıydı olan hiçbir şeyi bilemezdi ama ona yine de benim fikrimi sormadığı için çok kızgındım.

yıldızları söndür görmesinler -yeonbinWhere stories live. Discover now