"Oikawa Tooru ve Voleybolcu Okuyucu"

3.2K 219 196
                                    

*NSFW*

***

Gecenin bir yarısı, koskoca spor salonunda yalnızca ikiniz vardınız; kendi takımınla yaptığın antrenmandan sonra sevgilin Oikawa ile de çalışmak istemiştin.

Ter içinde kalan alnını, elinin tersiyle sildin ve Oikawa'ya yeniden topu göndermesi için işaret verdin.

Oikawa, endişeli ve çocuksu bir ifadeyle sana baktı ve konuşmaya başladı:

"Zaten çok fazla çalıştın, hadi artık eve dönelim!.."

Sevgilinin dediklerini göz ardı ettin; daha fazla çalışmaya ihtiyacın vardı özellikle önündeki maçları kazanmak istiyorsan Oikawa gibi müthiş bir pasörden yardım alarak bol bol antrenman yapmalıydın.

"Konu sen ve senin takımın olduğunda bu kadar mızmız davranmıyorsun, lütfen birkaç pas daha at bana!"

Yakışıklı erkek arkadaşın her ne kadar bunu istemese de seni kırmadı ve sana smaç atabilmen için birkaç pas daha gönderdi; seninle voleybol antrenmanı yapmayı seviyordu ancak kendini çok fazla yormandan ve bunun yüzünden hastalanmandan korkuyordu. Hırslı yapını her ne kadar sevse ve kendisiyle özleştirse bile sen, onun zaafıydın bu yüzden zarar görmeni istemiyordu tabii ki.

Tüm takımların arasında, altı saat daha fazla antrenman yapan tek kişi sendin ve birkaç kez aşırı yorgunluktan dolayı baygınlık geçirmiştin. Sevgilin, senin hakkında endişelenmekte yüzde yüz haklıydı.

Ellerini dizlerine koydun ve birkaç kez derin bir şekilde nefes alıp verdin, biraz daha kendine geldikten sonra Oikawa'dan sana yine pas atmasını isteyecektin ki sevgilin çoktan elindeki havluyla yanına gelmiş ve boynuna doğru akan ter damlalarını silmeye başlamıştı.

"Hırslıyken o kadar seksi görünüyorsun ki...ha bir de terliyken."

Elindeki plastik sulukla hafifçe Oikawa'ya vurduğunda gülümsemene engel olamamıştın.

"O zaman bugünlük senin istediğin gibi olsun," dedin, pes ederek. Yerdeki çantanın içinden temiz kıyafetlerini çıkarırken bir yandan sevgilin ile konuşmaya devam ediyordun. "...beni birkaç dakika bekle; soyunma odasında duş alıp geliyorum sonra beraber çıkarız; koç, salonun anahtarını sana bıraktı, değil mi?"

Bir süre bekledin ancak soruna yanıt alamayınca kaşlarını çattın ve kafanı Oikawa'ya doğru çevirdin. "Beni dinliyor musun acaba?!"

O sırada yakışıklı sevgilin vücudunu baştan aşağı süzmekle meşguldü; siteminin ardından alaylı bir gülümseme ile gözlerine bakmış ve dudağını yalamıştı.

Onun bakışlarından etkilensen de sinirli ifadeni bozmamaya çalıştın. Oikawa birkaç adım atarak burnunun dibinde bittiğinde kendini geri çekmemek için zor tutmuştun; terliyken onunla bu kadar yakın olma fikri seni endişelendiriyordu, büyük ihtimalle kokuyordun çünkü.

"Bir sorun mu var, (y/n)?" diyen Oikawa işlerini iyice zorlaştırırken kafanı aşağı eğdin ve en sonunda dayanamayıp soyunma odasına doğru koşmaya başladın, ardında duyduğun kahkaha sesleri, seni de gülümsetirken kendini Oikawa'ya karşı istek dolu hissediyordun.

Soyunma odasının kapısını kapadığında, temiz kıyafetlerini oradaki dolaplardan birinin içine koymuş ve üzerinde tişörtü bir çırpıda çıkarmıştın.

Oikawa'nın, sana karşı istekli bakışları yeniden aklına geldiğinde yanaklarına hücum eden kan ve sertleşen meme uçlarını görmezden gelmeye çalıştın; her zaman isteklerini açıkça belli etmekten kaçınan taraf sendin, Oikawa bu tür konular da daha net davranabiliyordu çoğu zaman.

O an da aklına gelen fikirle gülümsedin. İlişkiniz de bir kez olsun sen de bu konuda açık sözlü olmayı deneyimlemek istiyordun ayrıca Oikawa'nın tepkisini çok merak ediyordun.

Çırılçıplak kalasıya dek soyundun ve at kuyruğu şeklinde topladığın saçlarını açarak, soyunma odasında bulunan küçük aynadan kendini inceledin ve kendine biraz gaz vermeye çalıştın; bir süre sonra isteklerin, utancının önüne geçmeyi başarmıştı bile.

Kapıya doğru ilerledin ve kolu çevirdin. Geniş spor salonuna açılan kapı, gözlerinin önüne telefonuyla uğraşan Oikawa'yı sermişti bile. Henüz seni fark etmeyen sevgiline bakarken kızaran yanaklarını saçlarınla örtmeye çalıştın ve derin bir nefes aldın.

"Oikawa?"

Sesinin titrememesi için özen gösterirken, o an çırılçıplak olduğun gerçeğini göz ardı etmeye çalışıyordun.

Sevgilin, sen ona seslendikten birkaç saniye sonra kafasını sana doğru çevirmiş ve gördüğü manzara ile birlikte büyüyen göz bebeklerini büyük bir arzuyla vücudunda gezdirmeye başlamıştı.

Tüm cesaretini toplayarak sonunda asıl isteğini söylemeye karar verdin: "Birlikte duş almak ister misin?"

𝘢𝘯𝘪𝘮𝘦 𝘣𝘰𝘺𝘴 | 𝘰𝘯𝘦 𝘴𝘩𝘰𝘵𝘴Where stories live. Discover now