Küçük Minho anasınıfındaki arkadaşı Jisung'a bir sincaba benzediğini söylediği için jisung şu an öğretmeninin yanında ağlayarak Minho'ya bakıyor. Minho şaşkın gözlerle Jisung'a bakarken öğretmeni ise Jisung'un yüzünü kendisine çevirip neden ağladığını sordu.
Bayan kim: Jisung neden ağlıyorsun?
Jisung burnunu çekti ve ağlamaya devam etti, Minho küçük sandalyesinde oturan Jisung'un yanına gitti ve dizlerinin üzerine eğilerek Jisung'un yere eydiği yüzünü görmek için kafasını eğdi. Jisung gözlerini küçük elleriyle kapatmış, sessizce ağlıyordu. Minho da jisung gibi olan küçük ellerini onun sırtına koyup pat patladı ve konuştu.
Minho: Jisung sincaplar kötü değil, onlar çok şirinler. Hatta annemler bizi almaya geldiğinde ondan sana sincap fotoğrafı göstermesini isterim.
Jisung ağlayarak konuştu.
Jisung: Ama onlar çok korkutucular, kocamanlar ve insan yiyorlar.
Minho: Hayır Jisung sincaplar küçükler ve insan yemezler ayrıca çok tatlı, tüylü hayvanlar gerçekten ve sen onlara çok benziyorsun.
Bayan kim: Evet jisung sen şirin bir sincap gibisin, onların fotoğraflarını istersen sana gösterebilirim.
Jisung kızarmış gözlerini açtıktan sonra burnunu çekti ve "tamam" dedi. Minho bulduğu sarı küçük sandalyeyi Jisung'un yanına koydu ve kolunu Jisung'un omuzuna attı, beraber öğretmenlerinin gösterdiği sincapları yorumlamaya başladılar.
Jisung: Bak şurada küçük bir tane var
Minho: evet, çok tatlı
Jisung: Bizim de sincabımız olur mu?
Minho: Bilmem ki, öğretmenim sincaplar evde beslenir mi?
Bayan kim: Burası ormanlık bir alan olmadığı için beslenmez ama ormanlık alanlarda da kapının dışına koyulan yemeklerle besliyorlar diye biliyorum.
Jisung: Peki kediler?
Bayan Kim: Onlar evde beslenebilirler.
Minho: Biliyor musun benim kedilerim var.
Jisung: Gerçekten mi? Beni de onların yanına götürebilir misin?
Minho: Annelerimize söyleyelim bizim evimize gelin beraber oynarız.
Jisung: Tamam.
Bayan kim: İsterseniz beraber konuşalım annelerinizle, olur mu?
Minho&Jisung: tamam öğretmenim
Minho ve Jisung oyun oynamak için beraber hamurların yanına gittiler. Jisung Minho'nun kedilerini göreceği için çok heyecanlıydı, acaba nasıllar? Tırmalarlar mı? Kaçarlar mı? Beni severler mi? Sevmezler mi? diye düşünüp duruyordu.
Minho hamurdan yeşil bir çemberin etrafına küçük beyaz topcuklar koymuştu ve bunu Jisung'a göstermek için yanında oturan küçük çocuğun omuzuna parmağını batırdı.
Minho: Bak çok güzel oldu di mi? Bu bir taç
Jisung: Ne tacı?
Minho: Bu yeşil hamuru çiçeğin sapı olarak düşün bu beyazlar da inci çiçeği, inci çiçekleri tatlılık anlamına geliyormuş.
Minho büyük bir özenle tacı Jisung'un kafasına koydu.
Jisung: Kafama yapışır mı?
Minho: hayır, bunun gerçeğini de yapmak istiyorum ama ben güzel yapamıyorum. Kuzenim daha güzel yapıyor ondan öğrenip sana yapacağım. Söz.
