Hassiktir*

3.7K 352 349
                                    


Okul çıkışında Midoriya, sarı saçlıya disipline gitmelerine neden olduğu için dondurma ısmarlamıştı. Bakugou da hiç itiraz etmemiş, sıcak havada ona yardımcı olacak dondurmadan nasiplenmeyi seçmişti.

Bakugou ise Deku'nun onu öptüğü an aklına dank ettiğinde iri bedenden sinirini çıkartmak için küfürler, tekmeler, yumruklar savurmuştu. Fakat asıl sinir olduğu Midoriya tarafından öpülmek değildi, bu öpücüğün hoşuna gitmesiydi.

Deku aldığına pişman olduğu dondurmayı yalayan Kacchan'nın şirin suratının ona hiç iyi gelmediğini yüz kızartan çok fesat pozisyonların, sahnelerin aklına hücum etmesinden anlamıştı. Onu göğüs kafesinin içine saklayıp hiç çıkartmamak istiyordu.

"Hey Deku. 'Hassiktir' diyebilir misin?" Bakugou sırıtarak meydan okurcasına soru sorup Midoriya ile dalga geçmeye başlamıştı. Fakat Deku neden sorduğunu anlamamıştı. Midoriya olduğu yerde ne yapacağını bilmez halde durdu. O sorduğu için söylemek istiyordu, fakat ayıp olduğu için söylememek de istiyordu. En son mantıklı olduğunu düşündüğü şeyi yaparak konuştu ve "K-küfür." Dedi.

Bakugou çimen dolu yere yatarak anırmaya başladı. Yere yatınca zaten fazlasıyla bol olan ve kolları ile boynunu açıkta bırakan kısa kollu atlet, sırtının da açılmasına neden olmuştu.
Bir erkeğe göre, kıvrımlı ve ince olan beli Midoriya'yı dumura uğratırken Deku yutkunarak kendisini tuttu. Her zaman önüne böyle bir sahne gelmiyordu biliyordu ama bakınca da kötü hissediyordu. Telaşla yanına gidip üzerindeki okul ceketini çıkardı ve Bakugou'nun açılan süt beyazı tenine örttü. "Kacchan yere yatıyorsun! Kalkmalısın! Üstün kirlenecek..." Diye onu uyarmayı da unutmamıştı.

"HAHAHA KÜFÜR NE AMINA KOYAYIM! HAHAHA!" Bakugou artık gülmekten ağrıyan karnını tutuyordu. Midoriya mahcup mahcup ona bakarken -neden mahcup olduğunu da bilmiyor- içten içe o da gülümsüyordu çünkü onu güldürmeyi başarmıştı.

"Ne bileyim, hahahaha! küfür ayıp değil midir?" Diye yerde yatarak gülen çocuğun üzerinden düşmek üzere olan ceketi tuttu. Eli ile, Bakugou arasındaki tek engel ceketiydi.

Sarı saçlı genç sakinleşince gülmeyi kesti ve yattığı yerden doğruldu. İri ve yeşil gözlerin üzerinde olduğunu fark edince utanarak önüne döndü, üzerindeki ceketi alıp küstahça Deku'nun yüzüne fırlattı. Deku ceketi havada yakalayıp Katsuki'nin yüzüne dikkatle bakmaya devam etti.

"Kacchan, iyi misin yüzün kızarmış?" Midoriya kaşlarını çatarak düşünceli halde sorunca Bakugou utandığı gerçeği ile yüzleşmekteydi, sinir olmuştu. Bu lanet olası sikik duygu değişimleri de neyin nesiydi? Ama utandığını anlamasın diye onu geçiştirdi.

"NE UTANACAĞIM BE GERİZEKALI?! HAVAYI GÖRMÜYOR MUSUN? HAVA SICAK!"

"Heee ondan diyorsun yani." Midoriya sırıtarak konuştu ve ceketini alıp omuzuna astı. Tekrar beraber yürümeye başlamışlardı. Çaktırmasa da anlamıştı, onun utandığını. Suratından silemediği sırıtış ile Bakugou'nun onu dürten kolunu fark edince aşağı baktı.
Kırmızı gözleri çattığı kaşları ile seksi bir görünüş yaratırken yalayıp durduğu dudaklar ile ne söylediğine odaklanmakta zorlanıyordu.

"Hey küçük sikik, annem size akşam yemeğine gelsinler dedi. Gelmezsen- yani gelmezseniz annem sana haber vermediğimi sanır."

"Peki ben söylerim." Midoriya kafa onayı verdikten sonra uzaklaşmaya başladı.

Ayrılan yolları ile derin bir nefes veren Bakugou söylediği yalanı düşünmeye başladı. Onun hakkındaki yaşadığı boktan duyguların ne olduğunu anlamamıştı ve anlamak istiyordu, o yüzden onunla konuşmalıydı. Her ne kadar agresif ve kaba bir dile sahip olsa da bir kalbi vardı, ister istemez aklına kurt düşüyordu. Hemde sulu bir kurt.

******

Katsuki annesine söylediği yalanı açıklarken adeta Medine dilencileri gibi yerlerde yalvarmaktaydı. Eh, iyi bir ikna etme yöntemi olduğu muamma idi ama denemeye değerdi.

"Anne, zor durumdayım diyorum, ben senin evladın değil miyim?!" Annesinin paçasına yapışmış halde konuşan Katsuki Mitsukiden, "Vallahi o konuya hala açıklık getirmiş değilim. Araştırmalar devam ediyor." Cevabını almıştı.

"BUNCA YILDIR NEYİN ARAŞTIRMASI, OROSPU KARI!?"

Katsuki bağırarak annesine karşı çıkınca Mitsuki hiçte uslu olmayan oğlunun sinirle kulağından yakalayıp kıçına iki üç kere vurdu.

"BEN OROSPUYSAM SENDE OROSPU ÇOCUĞU OLUYORSUN, FARKINDA MISIN İFLAH OLMAZ VELET!?"

"AAHH BIRAK SAÇIMI, YOLLU!"

"HALA YOLLU DİYOR! SENİ DOĞURACAĞIMA TAŞ DOĞURSAYDIM!"

Katsuki kulağındaki ve saçındaki ellere aldırmadan sırıttı. "Daha iyisi, meteor doğurdun." Dedi ve göz kırptı.

Bağırışlara gelen evin babası, kafasına göre bir halde alışmışlığın getirdiği rahatlıkla buz dolabından çikolata kutusunu çıkardı. "Yahu Mitsuki, diyorum sana bir dahakine sizi boks maçına çıkaralım. Hiç olmazsa bahis yatırırlar da biriniz kazanırsa para kazanırım. Böyle boşu boşuna birbirinizi yaralıyorsunuz." Demişti. Sesinden ne kadar çok şey kaybettiği belli oluyordu.

"Masaru, şimdi elimdeki terlikle sana da çakacağım iki tane." Mitsuki ona da bulaşınca Katsuki, annesine dönüp tekrar konuşmaya başladı ve "Anne, bende yardım edeceğim bak. Hem sen inko teyze ile iyi anlaşıyordun?" Dedi.

"Zaten ayıp olmasın diye yapacağız." Mitsuki eğilip Katsuki'yi paçasından uzaklaştırdı ve işaret parmağını ona doğrulttu.

"Sen evlat, bugün una bulanacaksın! Hazırlan şimdi, baklava açmak için deneyim gerektirir, yürek gereklidir!" Diye bağırdı.

"Anne abartıyorsun." Katsuki göz devirip Mitsukiye baktı. O ise sesini daha da yükseltip kaşlarını daha da çatmıştı.

"SUS LEN! Babasının dölü, dediğimi yapacaksın." Masaru mutfaktan çıkacağı sırada baba kelimesini duyunca durdu.

"Ben ne alaka şimdi ya?"

"HERKES SUSSUN! KATSUKİ GİT OKLAVA GETİR!"

*******

Uke bakugou yazmak eğlenceliymiş lan sksbskwnsnsbsks

Fanartlar da çok güzel

Oy atıverin amk <3

( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)

Sweet and Gruff || DekuBakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin