Torunum oluyor*

1.7K 200 181
                                    


Aradan geçen iki günden sonra, beş aydır sakladıkları bu durumu-bura watty o çocuk doğar büyür yirmi yaşına gelir gene de ailesinin haberi olmaz ama işte, biraz gerçekçi olsun dedik- münasip bir şekilde halletmek ve söylemek için evin yakınlarındaki müstakil kendi halinde çalışan ufak bir kafeye gidiyorlardı. Bakugou anne babası ile, Midoriya ise elinde olanlarla yetinerek sadece annesi ile gidiyordu çünkü başka seçeneği yoktu.

Vardıklarında masada oluşan gerginlik hanımların konudan konuya atlayıp, gülüşerek konuşma sesleriyle yok olurken, Midoriya ve Bakugou ellerindeki çay bardağında duran sıcak çayı melodik bir halde karıştırıyorlardı.
İkisinin de konuyu açacak cesareti yoktu o yüzden birbirlerine bakarak sahte sırıtmalar eşliğinde çaydan ufak ufak yudumlar alıyorlardı.

"İnkocuğum, duydun mu geçenlerde bir haber okudum, Türkiye de hamile kalan bir adam çocuğunu aldırmış. Duyunca çok şaşırdım, yani insan öylece aldırır mı çocuğunu?"

"Ben aldırmazdım tabi kii ama Türkiye de doların yükseldiğini duydum, bir bez parasıyla yılda iki ev dikersin o kadar, adamlar giyecek don alamazken beze mi para versin şimdi, bu açıdan bir tık haklı olsa da yanlış yani." Mitsuki çayından bir yudum alıp konuştu.

"Tabi yanlış canım, gecenin bir saati son model Bellona markalı yatağında naneleri yerken o çocuğa mı sordular?"
İnko adlı yeşil saçlı kadın gülümseyerek onu onayladı.

Bakugou ise kendi annesinin ne ara böyle bir haberi okuduğunu ve Midoriya'nın annesinin de Türkiye gündemini bu kadar yakından takip etmesine şaşırırken içtiği çay boğazına sıçradı ve bir anda öksürük krizine girdi.

"ÖHğÖöhHÖğH!"

Bakugou'nun yanında oturan babası onun hamile olduğunu bilmediği için sırtını delmek istercesine savaş cepesinde gevura vurur gibi vurmaya başlamıştı. "Helal oğlum helal!"

Midoriya olayın ironik gelişimine ayak uyduramazken ayağa kalkıp karşı tarafa yürüdü ve panikle Bakugou'yu olduğu yerden kaldırdı. Kendi suyunu ona uzatırken onu oradan uzaklaştırmak için konuştu.

"Biz bir hava alalım hem açık havada ciğerlerine oksijen gider."

Eliyle ensesini kaşıyarak sarı saçlıyı da kolundan yakaladı ve çıkışa ilerlemeye başladılar.

"Napacagız lan şimdi? Şu an söylemek iki kat daha utanç verici."

"Vazgeçemeyiz. Anlayışsız insanlar değiller. Hem, aldırma fikrinin de yanlış olduğunu söylediler. E bizde genciz, yaptık bir şeyler. Aldırmadık ama."

Bakugou eliyle burnunu sıktırıp derin bir nefes verdi.

"O zaman konuyu sen açacaksın. Hatta ben siktim de. Aldırmayı da kabul etmedim de. Ben yaptım de."

"Çocuklarımıza bunların hepsini anlatacağım, haberin olsun. Vatan haini." Bakugou tekrar düşündü ve biraz vicdan azabı çekerek oldukları durumu kabullendi.

"Tamam öyle deme ama konuyu sen açacaksın."

*********

"Bakugou çok ısrar etti mitsuki teyzecim."

Masaya geldiklerinde konuyu açan Midoriya, Mitsuki'nin yanına oturmuş kendini acındıra acındıra konuşmaya başlamıştı. Bakugou ise ondan böyle bir şey beklemediği için kendinden habersiz hemen karşı atağa geçmişti. Bu artık onun için bir refleks gibiydi.

"Hadi ordan be! Asıl sen çok ısrar ettin!" Dedi.

"Oğlum ne oluyor burda? Neyi çok ısrar ettin?"

Bakugou Midoriya'nın konuşmak için açılan ağzını, masanın öbür ucundan uzanarak eliyle kapattı.

"Anneciğim, babacığım ve inko teyzeciğim, biz Deku ile...."

Masadaki herkes pür dikkat Bakugou'nun dediklerine kulak kesilmiş Midoriya ise boğulmak üzere olduğu elden kurtularak bağırmıştı.

"BABA OLUYOM LAN!"

"Evet, ben...Hamileyim..." Bakugou artık Midoriya'yı susturmakla uğraşmıyordu.
"Hemde ikiz." Dedi.

Herkesin yüzü yeni botoks yapılmış gibi ifadesiz ve olanları idrak etmeye çalışır vaziyetteydi. İlk konuşan kişi İnko olmuştu. "Ne?" Şoku hala atlatamamış olduğu için sadece bir soru kelimesi çıkmıştı ağzından.

"Ne zamandır saklıyordunuz bunu bizden?"

Masoro çaydan bir yudum alıp yeni maaş çekmiş esnaf gibi bacak bacak üstüne atarak, sanki eniştesine on yıllık dobloyu satıp satmadığını sorar gibi sormuştu.

"Beş ay babacığım."

"Demek beş ay.....Azmış yahu! Ben bir yıldır falan sandım."

"Baba, çocuk dokuz ayda doğuyor yalnız?"

"Onu bunu boşver. Gördün mü Mitsuki, oğlum benim gibi iyi sır tutuyor? HAHAYT."

Mitsuki tek bir eşyaya odaklanmış, beş ay kelimesini duyduğundan beri bir kere bile gözünü kırpmamıştı. Bakugou bu sefer gerçekten sıçtım diye düşünürken, Mitsuki'nin ağzından bir haykırış yükseldi.

"TORUNUM OLUYOR LAN!"

"OĞLUM OLUYOR LAN!"

"DEDE OLUYORUM AMINA KOYİM!"

"Hamile olan benim, beş aydır bu kadar yükselmedim anasını satayım."

Herkes Bakugou'nun konuşması ile şoktan çıkarken kimsenin yadırgamamasını tuhaf bulan iki genç yan yana gergin gergin oturuyorlardı.

"Anne, inko teyz-"

"Artık teyze demenin lüzumu yok. Anne de bana oğlum."

"Pekala, baba, anne ve inko anne, bize kızmadınız mı?"

İnko ve Mitsuki aynı anda o suratlarındaki bilmiş ve bir o kadar da nutuk çekmeye hazır bakışları takınmışlardı. Suratlarındaki gülüşün şekli bile, insanı çelişkiye düşürüyordu.

"Kızdım. Sakladığınız için. Bu zamana kadar hiçbir şey söylemeden kendi başınıza türlü şeyler yapmaya çalışıyordunuz. Eğer olduysa bir şeyler aranızda, diyin ki biz beraberiz, beş ay boyunca saklamak oluyor mu? Biz burda eşşekçi başı mıyız?"

"Mitsuki çok haklı. Özellikle sen İzuku, benden hiçbir şey saklamazdın. Bu kadar ciddi bir konuyu neden sakladın oğlum? Olana çare yoksa başa gelen çekilir. Söylememeniz çok ayıp."

"Hanımlar haklı çocuklar."

"Özür dilerim anne. Sadece biraz utandık ve aldırmanın da yanlış bir şey olacağını düşündüm. Artık kabullendiğimde ise size söylemek için hazır olmadığımı düşündüm. Deku ile aramızda olan bağ arkadaşlıktan ötedeydi."

Olayı konuşup tartıştıkları için herkes yaz gecelerinin vazgeçilmez sohbetlerine tekrar dalarken Midoriya ve Bakugou büyükleri masada bırakarak kafenin arka bahçesinde bulunan masalara ilerlediler.

********

Bundan bir iki bolum sonra cocuk dogar artik

Medya cokguxel

( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)( ͡° ͜ʖ ͡°)

Sweet and Gruff || DekuBakuWhere stories live. Discover now