4

535 63 81
                                    

TEN

Yavaş yavaş kafamı kaldırdığımda kocaman sınıfta tek başımaydım. Yoksa beni bırakıp gittiler mi? Üstümdeki hırkaya baktığımda hiç yabancı gelmiyordu. Arkamı döndüğümde uyuyan Taeyongu gördüm. Huzurlu huzurlu uyuyordu. Neden yer değiştirdi ki? Turuncu saçları, çizik kaşı, hafif çekik iri gözleri ve dolgun kiraz dudakları. Tanrım. Bu neydi böyle? Üstümdeki hırkayı elime alıp ayağa kalktım ve en arkada uyuyan Taeyongun arkasına geçtim. Hırkayı açıp üstüne örttüğümde uykusu hafiflemiş gibiydi. Gözü yavaş yavaş açılırken beni görmesi ile afalladı.

"Diğerleri nerede?" Kafasını kaldırmış konuşmaya başlamıştı. "Aşağıda konferans salonundalar. Konuşma tarzı birşey vardı. Biz uyuyoruz diye uyandırmadı Kun." Kafa salladığımda eski yerime geçmiştim. "Kaç ders kaldı?" Elindeki saate bakıp "iki yani bu dersten sonra bir ders daha var ve bitti." Dedi. Üstündeki hırkayı görünce istemsizce konuştum. "Üstümdeydi ben de senin üstüne attım." Kafa sallamıştı. Hırkayı yerine asıp eski yerine geri gelmişti. Yanıma yani.

"Bana kızgın mısın?" Derin bir nefes verip konuşmaya başladım. "Kucağıma düşüp telefonumu kırman, cafede çarpıp üstüne ufaklık demen ve senin yüzünden kaçırdığım durak yüzünden eve 15 dakika daha geç gitmem dışında sorun yok." Taeyong gülmemek için dudağını ısırdığında gözüm istemsizce dudaklarına kaydı.

"Özür dilerim çok dalgın olduğum bir günde karşılaştık." Kafamı sorun yok anlamında sallamıştım. "Kaykay sever misin?" Hızla kafamı olumsuz şekilde salladım. "Fobim var. Korkuyorum binmeye." Kaşları şaşkınlık ile kalktığında gülümsedim. "Sana öğretebilirim." Kaşlarımı kaldırdım. "Fobim olduğu halde mi?" Ellerini yüzüne koyup sıradan destek alarak yüzüme baktı. "Korkularını yenmezsen nasıl korkularını yenebilirsin." Bu nasıl cümle amk.

"A1 Korece." Gülümsediğimde konuşmaya devam etti. "Yeni uyanınca böyle oluyor. Eğer öğretmemi istersen öğretebilirim." Bakarız anlamında kafa salladım.

Biraz da eli yüzünde beni izlemeye devam etti. "Eşcinsel misin?" Sorduğu soru ile bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Biraz yaklaşıp fısıldadım. "Olmamı ister miydin?" Gözlerindeki şaşkınlığı gördüğümde gülümsedim. "Şaka yapıyorum. Evet öyleyim." Kısa bir nefes almıştı. İnanamıyorum şimdiden cinsel çekim vardı aramızda...

"Sen?" Sorduğumda bakışlarını kaçırıp yerinde doğruldu. Bana yaklaştığında hafif geri çekildim. "Olmamı ister miydin?" Geri eski pozisyonuna geçtiğinde gülümsedim. "Bilmem ister miydim?" Sakin ol Chittaphon! Ağırlığını koy.

"Ee neler seversin Chittaphon?" İçimden sabır diliyordum. "Bıçakları, kedileri ve çiçekleri." Kaşlarını kaldırdı. "Bıçak? Ben de severim bir ara sana ailemden kalan bıçağı göstereyim." Kafa salladım ve telefonumu açıp galeriye girdim. Yüzüne tuttuğumda gözleri açılmıştı. "Koleksiyonum var." Taeyonga telefonu verdiğimde eline almış bıçaklara bakıyordu.

"Bu çok güzel duruyor." Gülümsedim ve gösterdiği bıçağa baktım. "Zevkin iyiymiş." Gülümsememe karşılık verdi. "Kaydır." Kaydırarak bakıyordu bıçaklara. Ayrı bir klasörde olduğu için sorun yoktu. O kadar çok kaydırmıştı ki bir fanart'a denk geldi.

Elindeki bıçak ile partnerinin boynuna çizik attığı bir çizimdi. Fotoğraf baya ilgisini çekmiş olmalı ki uzun uzun baktı fotoğrafa.

"İlgini çekti sanırım." Konuştuğumda gülümseyerek bana döndü. "Bayaa. Böyle şeyleri sever misin?" Kafa salladım ve elimi avucumun içine koyup kolumu sıraya koydum. Baya bakınmış vermişti telefonu. Gözleri boynuma kaydı.

Baby Don't Stop - TaetenOnde histórias criam vida. Descubra agora