7- 🐱

742 60 33
                                    

"Ya oturmayacağım banane, BANANE!"

"OTUR LAN YARRAM KİM DEDİ SANA YAP DİYE?"

Şuan Kun, Taeyong'un yanına oturmam için benimle kavga ediyordu. Taeyong daha gelmemişti. "YA İSTEMİYORUM!" Kun kafama bastırıp oturtmuştu beni. "A sikecem ha. Otur şurda adam gibi amcık." Geri çekildiğinde kuzu gibi oturmaya başladım.

Kun'u sinirlendirmek istemiyordum. Önüme oturan Kun ve Lucasın arasından kafamı soktum ve Kun'a yaklaştım. "Bak utanıyorum diyorum Kun. Neden anlamıyorsun ya?" Kun kulaklarını kapattığında ellerimi önümde birleştirip kuzu gibi oturmaya devam ettim.

Çok geçmeden Taeyong geldiğinde yanıma oturmuş kısa süreli göz göze gelmiştik. Kafamı ışık hızında çevirdiğim için boynum ağrımıştı. Şuan ikimiz de birbirimize bakmamakta ısrarcıydık. Hoca derse girmiş tahtanın önünde yazı yazıyordu. Matematikten nefret ederim. Özellikle gerginken hiç beynim basmazdı. Kafamı sıraya koyduğumda yüzüm Taeyong'a dönüktü. Biraz izledikten sonra gözüm dudaklarına kaydı.

BEN O DUDAKLARI ÖPMÜŞTÜM!

Sakinleşemiyorum, gözlerimi kapatıp uyumayı planlıyordum. Fark etmeden yumruğumu sıktığım elime dokunan el ile gözlerimi açtım. "Sırayı saklıyorsun Chi- Ten. Yazamıyorum." Enayi, Chittaphon diyecekti. Yumruğumu serbest bıraktığımda yerimde doğruldum. Eski pozisyonumu alıp masanın üstüne yayıldım. Sakindim şuan. Evet sakinsin Ten. 

Taeyong'u izliyordum. Yazı yazan kemikli elleri, odaklanmış olduğu belli olan hareketleri, burnu, çizik kaşı ve dudakları. Dudaklarına bakmayı bırakıp gözüne çıkartmıştım bakışlarımı. Saniyelik göz göze geldiğimizde gülümseyerek konuşmaya başladı. "Çok mu beğendin?" Kaşımı 'ne?' anlamında kaldırdığımda yanıma yaklaşıp fısıldadı. "Benden bahsediyorum." Geri çekildiğinde konuştum. "Hiçte bile." Gözlerini kapatıp kaşlarını kaldırmış kafasını sallıyordu. "Hmm anlıyorum." Biraz daha konuşursa rengim kırmızı olacaktı. "Uyuyorum ben." Gözlerimi kapattığımda Taeyong'un kıkırdama sesi kulağıma geldi. Kun soru sorduğu için konuşuyordu. Onun sesi ile uykuya daldım.

Taeyong

2 derstir uyuyan Ten'e bakmakla meşguldüm. Birazdan zil çalacak yemek yemeye inecektik. Kun biliyor olmalı ki sürekli ima yapıyordu bana. Zil çaldığında Kun, Ten'i uyandırmak istemişti ama ben engel olmuştum. Aşağı ineceklerini söylemişti. Ben ise Ten'i uyandırıp geleceğimi söylemiştim.

Sınıfta ikimiz kaldığımızda elimi yüzüme koyup izlemeye başladım. Nasıl olur da haftalar önce gelen biri bu kadar ilgimi çeker olmuştu. İlk görüşte aşk var mıydı? Varsa kesinlikle ben aşık olmuştum. Annem ile kavga ettikten sonra bizimkilerin buluşmasına gitmek için otobüse binmiştim. Ten'in kucağına düştüğüm gün. Ayakta sadece otobüste tek boş yer olan Ten'in yanına geçmek istemiştim. Başka biri daha o yönden inmek için geldiğinde geçmesi için yer vermeye çalışırken şoförün yaptığı ani fren ile Ten'in kucağını boylamıştım.

Ten orda gözüme yeni liseye geçmiş çocuk gibi gelmişti. Boyu da kısaydı. Kucağındayken hissettiğim şey pek de küçük değildi şahsen. Telefonunu yere düşürdüğümde eğilmiş telefonunu almış bana sinirli bir bakış atmıştı. "Üzgünüm ufaklık. Şoför ani fren yapınca feleğim şaştı. Tamirciye gidebiliriz istersen." Çantasını çekmiş oturmam için yer vermişti.

Ufaklık dedikten sonra sinirli bakış atmaya devam edip mırıldandı. "Annen ufaklık." Gülümsemiştim. Liseye yeni geçen birine göre çok güzeldi. Kediye benziyordu. Biraz da tilki. İzlemeye devam ettikten sonra bakışlarımı çekmiştim. Dalgın dalgın bir şeyler düşünürken Ten bir şey sormuştu ama ben anlamamıştım. O gün ikimiz de durağı kaçırmıştık.

Baby Don't Stop - TaetenDonde viven las historias. Descúbrelo ahora