Sana Yine Sana Yandım

6.1K 292 234
                                    

"Bu çok yüksek olmaz mı sence?"dedi Alpay ekrana bakarken.

"Olumsuz etki olacağını sanmam ki yavrum?" diye mırıldandı Kahraman ekranda Alpay'ın mouse ile üzerine tıkladığı rafa bakıp.

"Nasıl uzacağım ben buraya?"dedi Alpay tek kaşını havaya kaldırırken.

Kahraman ise gözlerini devirip alaylı bir kahkaha koyverdi yeşil gözlüye.
"Ulan Alpay var ya duyan bir altmışlık minyon bir herif sanacak seni. Bir seksen küsür boyun var,uzanıver bir zahmet !"

"Iki metrelik deve beslerken kangal köpeğine söz düşmez. Bir kol uzatmana bakar yiğidim. " dedi Alpay bilgisayar ekranını kapatıp kenara koyarken.

Uzandıkları yatağın içinde kıvrılıp tek bacağını Kahraman'ın beline dolarken elleri aydan bir parça gibi duran göğüs kafesinde gezindi tembelce.
Yeni evleri için eşya seçimini tamamen Alpay'a bırakmıştı Kahraman. Alpay ise olabilecek en minimal eşyaları istiyordu zira fazlalıkları buradaki hayatında bırakmak konusunda kararlıydı.

Kimi zaman geçmişten özenle saklayarak muhafaza ettiğimiz eski birer eşya yahut anı olması fark etmeksizin her dost,her aile ve her eski sevgili bir miktar fazlalıktı yeni bir düzen için.

Minik bir dünya istiyordu ve bu dünyayı boydan boya sarabilecek kadar uzun ve güçlüydü Kahraman'ın kolları.
Gerisi ziyandı.

Kahraman kumralları parmak uçları ile okşarken arsızca sırıttı.
"İptal ettim duvar süsü ve tabloları. " diye mırıldandı fısıltıyla.

"Güzellerdi aslında. Sebep?"dedi Alpay sevdiğine daha sıkı sarılırken.

"Duvarlar boş kalsın da duvardan duvara oynayabilelim diye."dedi Kahraman arzu dolu bir sesle.

"Nasıl bir oyunmuş bu anlat bakayım?"diye kıkırdadı Alpay cevabı bal gibi bilirken.
Bu oyunun kurallarını yazmışlardı sevdiğiyle ama tekrar tekrar dinleyip yad etmekten zarar yoktu değil mi?

"Sen kucakta tek tek evin duvarlarını keşfediyorsun."dedi Kahraman tek eliyle Alpay'ın belini sertçe kendine çekip kucağına çekti.
"Ben de keşfettiriyorum."

Alpay masada duran meyve tabağından bir çilek alıp sırıttı. Dudaklarının arasına yerleştirdiği çilekten yavaş bir ısırık alırken  kendini Kahraman'ın kucağına biraz daha bastırdı.
Yeşillerindeki kıvılcımların bal rengi  gözlere dolmasına izin verecekti.

Kahraman yan bir gülüşle beraber usulca irice bir çileği dudaklarının arasında ezen Alpay'ı seyre daldı.
Çilekten daha lezzetli göründüğünü söylemesini bekliyor kendini yine bebekler gibi nazlattırmayı istiyordu şüphesiz.

Kumrallarını elinin tersiyle itikleyen Alpay çileği oldukça yavaş bir biçimde ısırırken Kahraman'ın gözleri içine bakarak sesli bir nefes soludu memnuniyetle.
"Tadı çok güzel. "diye mırıldandı Alpay dudaklarını dişleyip,kalçalarını ileri geri hareket ettirirken.

Kahraman elindeki çileği  Alpay'ın dudaklarına sürterken elini beline dolayıp,yavaşca gezdirdi soğuk ve ıslak meyveyi yarinin çilekten lezzetli dudakları arasında.
Göz ucuyla takip ettiği çileği dolgun dudaklara çarparken gözlerini hafifçe kısıp gülümsedi.

"Nasıl arzulattırıyorsun kendini hemen..." diye mırıldandı Kahraman mayışık bir tavırla.

"Ne diyor Hülya Avşar şarkıda..."dedi Alpay kucakta kalçalarını ileri geri hareket ettirirken Kahraman'ın göğsünden biraz güç alıp tutundu.
"Bana bi koca lazım,o da bu gece lazım."

"Her gece."diye vurguladı Kahraman belinden tuttuğu Alpay'ı sertçe kendine bastırırken.

"Ne aldım biliyor musun?"diye mırıldandı Alpay titrek bir inleme koyverirken.

Yalnızlık Çağı (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin