3.bölüm

14.9K 830 98
                                    

bölüm şarkısı=> Sezen Aksu- Kurşuni Renkler

oy ve yorumlarınızla destek olabilirsiniz :)

°
Hayat bazen engebeli yollardan ibaretti, yolları başarı ile aşarsan dilediğin yaşama ulaşırsın. Ama aşamazsan kendini ölümün kollarına bırakırsın.

Ben bugüne dek önüme çıkan her engeli aştığımı düşünürdüm, her önüme çıkan zorlukta ben neleri aştım bu mu beni yıkacak dedim.
Ama bu çok zordu.
Yıllarca yanında varlığımı sürdürdüğüm, varlığımı onun için yok etmeye razı geldiğim babam beni kendi elleri ile uçurumdan aşağı itmişti.

Canım yanıyordu ama bağıramıyordum.
Babam benim zaafımdı.
Ona nasıl kızardım ki?
Beni kabul görmese bile o benim canımdı.

Hem onun ruhunda benim çocukluğum vardı...

"Baba." diye fısıldadım titreyen sesimle.

Bana tamamen arkasını dönerek okyanus mavisi gözlerini Tan'a sundu.

Çenem titrediğinde dişlerimi sıktım.
Sakin olmalıydım. Ne olursa olsun kendimi yitirmemeliydim.

"Oğlum, bundan sonra hiç gitme olur mu?"

Tan gözlerini bana doğrulttu. İfadesiz bakışları yaşlı gözlerimden bir an olsun çekilmeden ağzını açtı. "Bunları daha müsait bir yerde konuşalım olur mu?"

Babam Tan'ın ağzından çıkan sözcüklerden sonra tekrar bana döndü. "O halde biz başka bir yere gidelim, kendine iyi bak Melek Hanım."

Sanki yüreğimi avuçlarının içine almış var gücü ile sıkıyordu.
Ben annemin ölümünde bile bu denli yanlız hissetmemiştim.

Tan bana doğru gelerek kulağıma eğildi. "Onunla konuşmama izin ver." kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim. Ne diyebilirdim ki? Ağzımı açsam avazım çıktığı kadar bağırırdım.

"Evine git ve bekle." dedikten sonra arabaya bindirdiği babamla beraber uzaklaştı yanımdan.
Bir süre öylece baktım arkalarında ki boşluğa.
Yuvarlandığım uçurumun sonu muydu burası?

Gözlerim hala boşluğa bakıyorken adımlarımı hareket ettirerek eve girdim.
Göz yaşlarımı görmemiş miydi okyanus hareleri?
Yüreğine dokunamamış mıydı yüzümde ki hüzün?

Gözlerimi kapattım. "Tanrım." diye fısıldadım. "Eğer varsan, yüreğimde ki acıyı gör olur mu?"
Kapalı gözlerimden akan yaşlar yanaklarımı ıslatmaya devame etti. "Ben artık dayanacak gücü bulamıyorum çünkü."

Öylece ne kadar bekledim bilmiyorum. Artık göz yaşlarım durmuştu. Yanaklarımda ki soğukluk kuruyan göz yaşlarıma aitti.
Kapının zil sesini işittiğimde derin bir nefes aldım.
Ne konuştuklarından ziyade şuan karşılaşacağım tepkiyi merak ediyordum.

Ayağa kalkarak çıkış kapısına ulaşmam kısa bir vaktimi almıştı.
Kapıyı açtığımda babam her zaman ki gülen yüzü ile karşımdaydı.
Tan ise ifadesiz...

"Ah Melek Hanım, bizi içeri almayacak mısın?"

Dudaklarımın kenarı kıvrıldıkça kalbime batsada bunu umursamadan gülümsedim babama. "Özür dilerim, gelsenize." geçmeleri için bir iki adım geri çekildiğimde içeri girip babamın yönlendirmesi ile beraber salona gittiler.

"Melek Hanım?"

Arkalarından giderek "Efendim?" dedim.

"Şöyle oturur musun? Seninle bir şey konuşmak istiyorum." küçük adımlarla ilerleyerek gösterdiği koltuğa oturdum. "Dinliyorum."

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Where stories live. Discover now