5.ADALET TERAZİSİ

132 8 10
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


5.BÖLÜM

ADALET TERAZİSİ


Hayat, kendi ekranımızdan baktığımız kişisel bir oyun olarak görülebilir. Kendi kararlarımız silah, hareketlerimiz mermi olabilir. İşlediğimiz cinayetler seviyelerimizin atlamasına neden olabilir. Takım arkadaşlarımız olabilir ve o takım arkadaşlarımız arkamızı döndüğümüz an oyundan çıkabilir. Hayat bir oyun olabilir. Ama bu hayat, kazanmak için kaybettiren bir hayat. Kimse eşit değil. Adalet yok. Kararlarımız var. Ve bunların bedelleri var. Herkes ödemek zorunda. Yaşamak için.

Yaklaşık bir hafta önce o mektup ellerim arasında dururken bu yaşayacaklarımı tahmin bile edemezdim. Meyus'ta böyle bir halde ve böyle bir zamanda olacağımı bilemezdim. Göl kenarında korkularımla savaşmak için bambaşka korkuları doğuracağımı bilmezdim.

Ben yüzme bilmiyordum ama suyu seviyorum.

Ben yaşamayı unuttum ama hayatı hatırlamaya çalışıyorum.

Ben Lal'i öldürdüm ama Feda'ya hayatımı veriyorum.

Titreyen ellerimin arasındaki zarf usulca ellerimden kayıp onun elleri arasına girdiğinde ben çoktan başımı kaldırmış bana çarpan, şapkalı ve o göz göze geldiğim inci mavi gözlerin nerede olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kalbim benden bağımsız bir halde bedenimde çıkacakmışçasına attığında ben hala o gözlerin ifadesinin korkutuculuğunu yaşıyordum. Daha önce emin olarak görmediğim o gözler, bas bas bağırmıştı. Benim suçum olduğunu. Senin yüzünden, demişti. İyi de hayatım boyunca hiç görmediğim birine ne gibi bir şey yapmış olabilirdim?

İnsanların bakışları çok şey anlatır, Feda. İnsanlar gözleriyle konuşurken yalanı söylemeyi beceremezler. Gözlerle iletişim kurulurken bu yüzden en çok doğruyu hissedersin, doğruymuş gibi hissedersin.

Hayatım boyunca insanların gözleriyle karşılaşmıştım, her adım atacağımda öyle bir duvara çarpmıştım ki bırak konuşmayı, kendi sesimi duyuramadım. İnsanlar konuşurdu, insanlar çok konuşurdu ama sustukları an öyle bir sessizlikle, öyle bir gürültüyle karşı karşıya gelirdin ki tekrar ağızlarını açsınlar diye yalvarırdın. Çünkü sustuklarında, gözleri başlardı. İnsanların gözleri çok yaralayıcıydı, doğruyu taşıyan bütün gerçek duygular kadar. İşte bu yüzden de karşılaştığım her bir çift göz bas bas bağırırdı, senin yüzünden. Senin yüzünden! Kör oldum insanların gözlerine geçmişte, şimdi ise sağır olacaktım pişmanlıklarını her dile getirişlerinde.

"Bu ne?" diye ciddi bir halde, Kasım yüzümüzü eşitleyerek gözlerimin tam içine baktı. "Ne demek istiyor bu mektup? Bahsettiği bu oyun... Neler dönüyor?"

GECENİN ORTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin