Bölüm 48

73 32 2
                                    

Yaren'den...

Çamlığa gelmiş boş boş etrafa bakınıyordum. İçime yine tarifsiz bir acı saplanmıştı. Ben yaşadıklarımı göz ardı edip yaşamaya çalışırken nasıl can çekiştiğimi fark etmişlerdi ve benim için bir şeyler yapıyorlardı evet ama ben onları, annemi ve ablamı nasıl geride bırakabilirdim ki? Bu hikayede sadece canı yanan ben değildim. Onlar da çok yıpranmıştı. Sadece kendimi düşünerek bir şeyler yapmak ve onları ardımda bırakmak bencellik etmek olmaz mıydı?

Biraz sonra güneşin batışı çarptı gözüme. Bu kadar çabuk geçmiş miydi zaman? Saatin geç olduğunu görünce göz yaşlarımı silip evin yolunu tuttum. Evde sadece annem vardı.

"Konuştular galiba seninle?" dedi yüzü asık haldeyken.

"Sen nasıl izin verdin?" dedim kırgınlıkla.

"Senin iyileşmen için her şeyi yaparım," dedi.

"Ama ben sensiz nasıl iyi olurum annem," diyerek sarıldım.

Hıçkırıklarım boğazıma düğümlenirken annemin kokusunu çektim içime. Ondan ayrı nasıl iyi olurdum ki? Burada eşeklerden ayrı nasıl iyi olacaktım?

"Tamamen git, demedik ki annem. Biraz kafanı toparlamaya bak," dedi titreyen sesine inat güçlü olmaya çalışırken.

Saçlarımdan öptü birkaç kez. Sonra odama getirip yatağıma yatırdı. Saçımdan okşaya okşaya uyuttu beni.

Sabah alarmdan önce uyandım. Kimseyi uyandırmadan kalktım yerimden. Düşüncelerime istemsizce Savaş süzülmüştü. Eren, Savaş'ın hastaneye kontrole gittiğini söylemişti geçen gece. Sandalye kaburgalarında hasarlar oluşturmuş. Bugün de son kontrole gideceğini biliyordum yine Eren'den. 

İNTİKAM 1: Karanlık Oyunحيث تعيش القصص. اكتشف الآن