5.bölüm

14.2K 678 34
                                    

bölüm şarkısı=> Sezen Aksu - Çocuklar Gibi

oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

°

Başımın şiddetli ağrısı gözlerimi açmama sebep olduğunda yerine gelen bilincimle beraber belimin ve boynumun da ağrısını hissetmiştim.

Yavaş hareketlerle yattığım yerden doğrulduğum da hala Tan'ın evinde olduğumu fark ettim.
Yine onun yatağında uyanmıştım.
Buraya nasıl geldiğimi kesinlikle hatırlamıyordum ve bu zaten yorgun olan zihnimi daha çok yoruyordu.

Boğazımda çözülmek bilmeyen düğüm vardı.
Omuzlarımda ise kalkmak bilmeyen bir yük...
Babamın özlemi ile yanıp kavrulan yüreğim nasıl soğuyacaktı?

Gözümden akan bir damla yaşı silerek yataktan tamamen kalktım.
Odadan çıkıp alt kata inene kadar aklımı başka şeylere yormaya çalışıyordum.

"Sonunda uyandın." duyduğum ses ile beraber irkilerek arkama döndüm.

"Uyandım." pürüzlü sesimi düzeltmek adına küçük bir öksürük bıraktım ortaya.

"Bir şeyler atıştırdıktan sonra çıkalım."

Babamın cenazesine gidecektik.
Orada nasıl ayakta kalacağımı bilmesem de gitmekten başka çarem yoktu.
Onun kimsesi sadece bendim.
Bu dünyaya veda ederken yanında olmalıydım.

"Şimdi çıkalım." diye konuştum toparladığım sesimle. "Bir şey yemek istemiyorum."

"Bünyen zayıf Elyasa. Düşüp bayılırsın bir kaç saate." bünyemin zayıflığı konusunda haklı olsa da midem hiç bir şeyi kabul etmiyordu.

Kafamı iki yana sallayarak çıkış kapısına yürüdüm. "İstemiyorum."

Sesini çıkarmadan peşimden gelmesine şaşırsam da belli etmeden evden çıktım.
Soğuk hava bedenime dokunduğun da ürpererek kollarımı birbirine sardım.

Evden çıkan Tan'a baktığımda elinde siyah bir hırka ile bana yaklaştığını gördüm.

"Bunu giy, seni idare eder." itiraz etmeden elinde ki hırkayı aldım ve üzerime geçirdim.
Onun olduğunu kokusundan anlayabiliyordum.
Kapüşonunu da kafama geçirerek kısa saçlarımı kapattım.

Tan apartmandan çıkarak park halinde ki arabasına bindiğinde peşinden giderek yanına oturdum.

"Kemerini tak."

Hiçbir şey söylemeden kemeri takarak mavi gözlerimi camdan dışarıya diktim.
Canım öylesine yanıyordu ki bundan sonra ne olacağını aklım almıyordu.

Arabayı sürmeye başladığında kısa bir süre içerisinde ısıtıcılar sayesinde vücudum gevşemişti.
Önce karakola giderek ifade vermiş ve tekrar yola koyulmuştuk.

Düşüncelerimle boğuştuğum bir araba yolculuğunun ardından mezarlığın önünde durmuştuk.
Derin bir nefes alarak kapıyı açtım ve indim.
Mezarlığın içine doğru baktığımda yutkunma ihtiyacı hissetmiştim.
Artık buraya çok sık gelecek olmak canımı acıtıyordu.

Ne yapacağımı bilemez halde Tan'a baktım.
Bakışları zaten bende olan Tan kendinden emin adımları ile yanımdan geçerek mezarlığın içine doğru ilerledi.
Hemen peşinden giderken gözlerim içeriyi tarıyordu.

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Where stories live. Discover now