5.5

61 4 1
                                    

Spor ayakkabılarıma diktiğim gözlerimle beraber zamanın geçiş hızını anlamaya çalışıyordum. Diğer yandan da Berat'ı bekliyordum.

Anlaştığımız saatin aksine on beş dakika erken gelmiştim ve bir türlü geçmek bilmeyen zaman kavramında dikilmiş bekliyordum.

"Selam" dedi bir ses ve hemen ardından omzumda bir dokunuş hissettim.

Bakışlarım önce omzuma sonra da karşımdaki kişiye kaydı. Usulca gülümsedim. "Selam."

"Şimdiden anlaşalım içeriye girdiğimiz an tek kelime dahi etmeyeceksin." Çatık kaşlarla bir süre suratına baktım. "Anlaştık mı, Esim?"

Sıkıntıyla soludum. "Neden?"

"Sorgulama, bir kere de tamam de."

"Tamam." dedim birden. Şaşkınlıkla suratıma bakarken sırıttım. "Tamam sormuyorum, konuşmayacağım da."

Memnun kalmış bir şekilde gülümserken elini uzattı. Eline bir süre baksam da yavaşça avucunun içine elimi bırakarak beni yönlendirmesine izin verdim.

Yılların ağırlığından mıdır bilinmez, bahçe kapısı gıcırdayarak usulca açıldı. Yetimhanin alışılmışın dışında bir sessizlik ortama hakim olsa da çenemi kapalı tutmaya devam ettim. Girişin hemen yanındaki kiraz ağaçının gölgesinde durduk. Elini elimden çekerek bana doğru dönse de bakışlarım ağaçta geziniyordu.

"Burada," demesiyle bakışlarım ona kaydı. "Seni ilk burada gördüm." Kirpiklerimi kırpıştırarak suratına bakarken bir gülümseme peydahlandı dudaklarımda.

"Ağaçın gölgesine sinmiş, üstü başı çamur olan küçük bir kız çocuğuydun ama o andam itibaren kalp atışım değişmişti. Şefkat ve sevgiyi ilk kez sanki o zaman tatmıştım."

Bana doğru iyice yaklaşarak ellerimi kavradı.

"Senin için anne ve baba olmaya çalışırken, sen de benim anne babam olmuştun."

Dolan gözlerime inat gülümsedim.

Ellerimi yine bıraksa da sessizce onu izliyordum. Uzun birkaç adımla, hemen ilerdeki banka oturdu. Yavaş adımlarla yanına giderek oturdum.

"Buraya oturmuş sessizce ağlıyordun. Ne olduğunu defalarca sordum ama hiçbir soruma cevap vermedin. Birlikte haftalarca sustuk. Bazen de ağladık."

Ellerim ellerine gitti.

Kaşıyla merdivenleri işaret etti. "Orada yine tam yanına gelecekken kucağıma bayıldın." Derin bir iç çekti. "Neler hissettiğimi hala hatırlıyorum ama anlatmaya kelimeler yetmez."

Banktan kalkarken kenetli ellerimiz sayesinde ben dr ayaklandım. "Demem o ki, bu kadar hatıraların arasında başka bir hatıra eklemek ister misin?"

Kaşlarım çatık bir şekilde suratına bakmaya devam ettim.

"İlk sevgimiz, ilk konuşmamız, ilk dokunmamız, hatta ilk sarılmamızın olduğu bu yerde, ailemizin olduğu bu yerde yeni anılara var mısın?" Gergin bir kahkaha atarken ellerini elimden çekti. "Ani olacak ama benimle evlenir misin?" Cebinden bir kutu çıkartıp bana uzatırken dizlerinin üzerine çöktü.

Şaşkınlıkla bir elindeki yüzüğe bir de suratına bakarken ağlamam iyice şiddetlendi. Titrek ellerimle ağzımı kapatırken şoktan şoka giriyordum.

Hızla başımı salladım. "Evet." dedim fısıltıyı andıran bir tonla.

O ayağa kalktı ve birden bir gürültü koptu. Binanın kapısı açıldı ve içerideki bütün çocuklar ellerinde balonlarla koşarak bize doğru geldiler ve yetimhanede öğretilen tek bir şarkıyı hep bir ağızdan söylemeye başladılar.

Boğazımı temizledim. "Evet!" diye bağırdım tüm gücümle ve yüzüğü parmağıma takmasına izin verdim.

Sonra bizde çocukların arasına katılarak geçmeyen geçmişin izlerinde şarkı söylemeye başladık.

•••

Şok etkisi yaratacak bir bölümle sizlerleyim shsjjs

Düşüncelerinizi alabilir miyim?

Seni Sevemiyorum | TextingWo Geschichten leben. Entdecke jetzt