Giriş - Bedenini Terk Eden Ruhlar

37 7 0
                                    

Bölüm Şarkısı;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm Şarkısı;

ZAKKUM - Güneşimi Kaybettim

Ben benden geçtim ama bir senden vazgeçemem...

Sol elimi ağacı bastırarak destek aldım. Sağ ayağımı dikenlerin üstünden atarak diğer taraftaki otların üzerine bastım. Elimi ağaçtan çekip diğer ayağımı da dikkatlice attım. Dikenli otları gerimde bırakarak ormanın içinde yürümeye devam ettiğimde gözlerim dolu dolu olduğu için önümü bulanık görüyordum. Hırsla elimin tersiyle gözlerimi sildim. Aklıma babaannemin dün sabahki o hali geldiğinde dudaklarımdan hıçkırık kaçarken göz yaşlarımda boşalmıştı.

''Babaanne uyanmadın mı daha?'' Dün sabah okula gitmek için uyanmıştım. Normalde babaannem uyanır ve kahvaltı hazırlardı ama o sabah hazırlamamıştı. Hazırlayamamıştı. Kaldığım odadan çıkıp önce merdivenlerden aşağıya inmiştim. Mutfak kapısından önce mutfağa ardından salon kapısından salona bakmıştım. Yoktu.

''Babaanne?'' Sesini duymak için seslenmiştim. Çünkü bana söylemeden, haber vermeden evden ayrılmazdı. Hızlıca merdivenleri çıkıp benim odamın yanındaki onun kaldığı odanın kapısına gittim. Önce kapıyı çaldım. Ses gelmedi. Ardından yavaşça kapıya açarak başımı içeri uzattım. İçerde gördüğüm görüntü ile yüzümde sıcak bir gülümseme oluştu.

''Sultanım uyanmamışsın.'' Hala aklıma kötü şeyler getirmiyordum. Getirmezdim, getiremezdim. Canımdı benim ya! Canım, kanım, her şeyim!

Ormanda ağaçların arasından geçerek sonunda nehrin yanına geldiğimde dizlerimin üstüne düşüp bağırarak ağlamaya başladım. Üzerimde dünden - o sabahtan- kalma kıyafetler vardı. İnce uzun kollu yeşil badi ve pembe uzun eşofman vardı. Hava soğuktu, hatta buz gibiydi üşüyordum da ama umursamıyordum. Belki içimin yangınını soğuk hava söndürürdü. Umut işte belki diyorsun... Olmayacağını bile bile belki diyorsun.

Babaannemin odasına girdim. Yüzümde sıcak gülümsemeyle başucuna gittim. Üzerindeki yorgana sıkıca sarılmış uyuyordu.

''Sultanım uyuya kalmışsın.'' Elimi önce beyaz saçlarına götürmüştüm. Saçlarını severken elimin tersinin daha sonra yanaklarında gezdirirken soğukluğu hissetmemle kaşlarım çatılmıştı.

''Üşümüşsün.''

''Ah!'' Yerdeki toprağı sıkarken gücüm kalmamış çimene düşmüştüm. Normalde böcek vardır diye tedirgin olurdum ama şimdi umursamıyordum. Kurumuş çimenlerde yatarken başımı daha çok toprağa bastırıp ağlıyordum. Hıçkırırken aklımdan çıkaramadığım o sabahı düşünmeye devam ettim.

Babaannem yorgana çok sarılsa da yüzü buz gibiydi. Ben hala üşümüş olarak düşünüyordum. Öbür seçenek aklımın ucundan geçmiyordu. Çünkü daha saatler önce onunla gülüp eğlenmiştik. Gidebileceğini düşünemiyordum. Yorganın üzerinden babaannemi sarstım. Normalde kapıyı açtığımda daha uyanması gerekirdi. Kuş gibi uykusu vardı. Ufak seste uyanırdı ama uyanmadı. Seslenmeme rağmen gözlerini aralamamıştı. Kıpırdamamıştı bile! İşte tam o an içimi korku sarmıştı. Yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş yok olup yerini korkuya bırakırken ben umutla gözlerine bakıyordum.

GECENİN ÇİÇEĞİ DOLUNAYWhere stories live. Discover now