Bölüm ²⁸

726 83 96
                                    

Ben başını "Bu olmamış." gibi sallarken diğerleri sözle karşılık verdi.

Linda: Gerçekten bunu mu düşünüyordun?

Alicia: Ciddi misin?

Sasha: Ben nereye düştüm?

Diego: Gerçekten mi Klaus?

Herkes tepkisini gösterirken ben kardeşime gülümsemekle yetinmiştim. Bundan sonra uzun bir sessizlik olmuştu. Herkes gergindi. Sanırım kıyameti düşünüyorlardı.

Ben: Niye bu kadar gerginsiniz? Bir şey mi var?

Vanya: Ben de onu soracaktım. Bu aralar çok gergindiniz. Sanki dersin kıyamet olacak-

Klaus: Sana gerçekten söyleyecektik. Bu eniştem olacak şahıs *Five'ı gösterir.* söylettirmedi.

Herkes gülmeye başladı. Klaus gerçekten büyük bir pot kırmıştı.

Allison: Ne kadar da şakacısın Klaus ya!?

Luther: Evet evet. Bugün formunda.

Five Klaus'a "Bittin sen!" bakışları atıyordu.

Vanya: Biz gidiyoruz o zaman? Gelmek isteyen var mı?

Alanis: Yok siz gidin.

Ben: Tamam ya siz gelmiyorsanız gitmeyiz.

Vanya: Biz kütüphaneye gidiyoruz. Bir yere gideceğiniz zaman bizi de çağırın!

Vanya ve Ben gidince biz konuşmaya başlamıştık. Ne hakkında mı? Tabii ki kıyamet.

Diego: Ne kadar zamanımız kaldı?

Five: Yarına kadar. Alicia bir şey bulabildin mı?

Alicia: Hayır, hayır. Kahretsin ki hiçbir çözüm yolu yok.

Sasha: Kendini yorma. Yoksa çözüm yoktur. Yapacak bir şey yok.

Alicia: Ah! Bulamayınca kendimi işe yaramaz gibi hissediyorum.

Alanis: Öyle düşünme. Sen elinden geleni yaptın.

Linda: Çok duygusal oldu burası. Bence son günlerimizi güzel değerlendirmeliyiz.

Klaus: Nereye gideceğimizi biliyorum.

-BİR KAÇ SAAT SONRA-

Five: Ben geri dönüyorum.

Diego: Tam Klausluk bir mekan.

Linda: Bence biraz eğlenebiliriz. İyi gelebilir.

Five: Biz gidiyoruz. Hadi Alanis.

Alanis: Şey Five. Biraz kalsak mı?

Kendimi Five'a acındırmaya başlayınca dayanamadı ve pes etmek zorunda kaldı.

Barın kapısının önündeki kimlik kontrolünden sonra yaşımız tuttuğu için içeriye geçtik. Bir masaya oturunca yarımızdan fazlamız ayakta kaldığı için iki tane masa daha istedik.

Hep beraber -nihayet- oturunca Klaus hemen sipariş vermeye başlamıştı. Linda'nın da ondan eksik kalır bir yanı yoktu.

Sasha etrafa çekingen bakışlar atarken kolunu tutup burada olduğumu hissettirdim ona. Alicia da omzunu sıvazladı.

Klaus: Donat masayı başkan!

Garsonlar masaya bir kaç tabak yemek koyarken herkes önündekilere gömülmüştü.

-GECE YARISI-

Alanis: Ne bakıyorsun ne? Bunun sahibi var. Okay?

Five: Artık herkese sataşmasan mı Alanis?

Garsondan bir bardak daha isteyip onu da yudumlamaya başladığımda Five elimi tuttu. Ona "Hayırdır sen la?" bakışları atarken -umarım atabilmişimdir- konuşmaya başladı.

Five: Bu kaçıncı bardağın haberin var mı?

Alanis: Hayır saymadım. Yoksa sen saydın mı? Cimri sevgili seni!

Five: Cimriliğimden değil güzelim. Daha fazla içmemelisin.

Alanis: GüZeLiN MiYiM GeRçEkTeN ?

Five: Sen bir daha içme.

Bir kaç dakika geçti. Kadın müşterilerin gözlerini bizimkilerin üstünde hissedince dayanamadım.

Alanis: Allison, Vanya ve Linda sevgililerinizi gözleriyle yiyorlar. Bak yiyorlar! Ama siz oturuyorsunuz.

Allison: Haağ. Neeeeğ. Duyamadığğğm.

Vanya: Biz sevgiliğğ değiliz.

Ben: Balkona çıkalım mı Vanya?

Vanya: Tabiğğ.

Linda: Bak bak! Şu sarı çiyana bak! Ben dalıyorum. Gel Alanis.

Alanis: Yettim!

İkimiz de kalkmaya çalışınca Linda, Diego tarafından ben ise Five tarafından yakalanmıştık. Oltaya takılmış bir balık gibi çırpınmaya başladım. Diğerleri gülüyordu. Hadi ama!?

Alanis: Beni bıraksana bi ya. Onları bir güzel döveceğim ben.

Five: Neden peki?

Alanis: Çünkü sana bakıyorlar.

Five: Zaten yarın ölecekler. Bırak bu yakışıklılığın tadını çıkarsınlar.

Kafasına vurdum ve Alicia'ya yaklaştım.

Five: Sen bana küstün mü?

Alanis: Yiooğ. Hem kendini beğenmiş hem cimri olman senin suçun değil sonuçta.

Selamlaaaar!

Onları bir bara götürmeseydim olmazdı zaten.

Yarın kıyamet var. Teorileriniz? 

Online Muah ♥️

Kemanlardan Çıkan Gerçek | TUAWhere stories live. Discover now