{16} •hayalperest•

477 54 31
                                    

"Ben ortada bu kadar kafa karıştıracak bir şey göremiyorum, Sakura."

Atın üstündeki sarışın oğlan, Sakura'nın anlattıklarını dinlemiş ve kendi çıkarımlarını yapmıştı. Onunla beraber başka bir atın üstünde olan Sakura, "Nasıl göremiyorsun!?" diye karşı çıktı, "Çıkmazın içinde olduğum çok belli değil mi? Hoşlanmamam gereken bir kişiden hoşlanıyorum ve yakında başkasıyla evleneceğim."

"Ve sen de o kişiden hoşlanmayı bırakmaya çalışıyorsun," diye sözlerini sürdürdü Naruto, "Ama boşa kürek çekiyorsun tatlım; insan kalbinin dizginleri yoktur. Şu an üstünde oturduğun atı dizginlerinden tutarak kontrol edebilirsin ama kalp böyle değildir."

"Bence sen yanılıyorsun Naruto," Sakura dizginleri daha da sıktı, "Sadece birkaç aydır tanıdığım bir adamdan vazgeçmek bu kadar zor olmamalı. Üstelik Lord Gaara bana çok kolay bir şekilde onu unutturabilir. Neticede o, Sasuke'den daha kibar, daha nazik, daha mevki sahibi ve daha saygılı biri."

"Aptal," Naruto en sonunda kendini tutamamıştı, "Eğer öyle olsaydı en başında onu sevmez miydin zaten? Birde bana aptal deyip durursun!"

Sakura umutsuzca bir iç çektiğinde yavaş yavaş yürüyen atı durdurdu, "Yani diyorsun ki, Sasuke'den hoşlanmayı bırakıp lorddan hoşlanamam?" Bu sözlerine Naruto başını salladı, "Ben ne desem diyeyim anlayacağını sanmıyorum. En iyisi sen dene ve gör. Olacak mı olmayacak mı kendin deneyimlemiş olursun."

"Lord Gaara ile son buluşmamızın gecesinde dolunay vardı," Sakura'nın gözü bir yerlere dalmıştı, "Dolunayı gördüğüm zaman lordun o gün kahverengi broş taktığını hatırladım. Dolunay gecesi kahverengi hayra alamet değildir-"

Naruto'nun uzanıp, Sakura'nın bindiği ata hafif bir şaplak atmasıyla at dört nala koşmaya başlamıştı. Bu olduğunda Sakura çığlık çığlığa atın boynuna sarıldı.

"Lanet olsun Naruto," Ata iki koluyla düşmemek için yapışmışken telaş içinde mırıldanıyordu, "Seni geberteceğim."

***

Sakura'nın aksine Sasuke, her şeyi akışına bırakma niyetinde değildi.

Kralın bu işten vazgeçmesini sağlamanın yollarını arıyordu. Sabah erkenden atına atlayıp Kum Şehrine gelmişti. Lordun sade ve şık görünen malikanesini rahatça gözetleyebileceği bir yer bulmuştu kendine.

Evin geniş bahçesinin dışında kalan uzunca bir ağaca tırmanmış ve kendini çalı çırpının arasına gizlemişti. Kendini sekiz yaşında komşunun ağacına tırmanıp elma çalan bir çocuk gibi hissediyordu.

Geniş bir dala oturup sırtını ağacın gövdesine yaslamıştı. Bahçesinde birtakım görevlilerle konuşan lordu kolaylıkla görebiliyordu.

Onun bir açığını yakalayıp krala iletirse bu evliliğe mani olabilirdi. Herkesin illa ki bir açığı olmalıydı, tek yapması gereken bunu ortaya çıkarmaktı.

İçini kemiren bir kurt, Sakura'nın o adamdan hoşlandığını söylüyordu. Bu düşünce tüm cinlerinin tepesine çıkması için yeter de artardı. Hoşlanıyor olsun ya da olmasın, bu evlilik gerçekleşmemeliydi.

Hepsi taht için. Yani bu, Sasuke'nin kendini kandırma şekliydi. İçten içe o da biliyordu asıl sebebin bu olmadığını.

Öğlene kadar gözünü bile kırpmadan lordu izlemişti. Ancak artık sıkıntıdan patlamak üzereydi. Aptal adam şüpheli hiçbir davranışta bulunmuyor ve sadece işiyle ilgileniyordu. Üstelik bu sıcağın altında durmak tamamıyla bir işkenceydi.

Uykusu geldiği için göz kapakları kapanıyor ve kafası yana düşüyordu ama kendini toplamayı her seferinde başardı. Ancak en sonunda uykunun esiri olmuştu.

Love & Revenge | sasusaku Where stories live. Discover now