B-1

1K 94 927
                                    


°BÖLÜMLER KİTABIN SONLARINA YAKIN EN BAŞTAN DÜZENLENECEKTİR.!

Yeni bir yaş, yeni dilekler, yeni insanlar...

Doğum günlerini çok severdim. Hayatta en sevdiğim şeylerden biri de doğum günleriydi. Ama en azından son zamanlar gözünün önüne gelince doğduğuna pişman olan bir kızın, doğum gününde nasıl mutlu olabileceğini sürekli düşünüyordum.

Sinirle annemin verdiği tabir-i caizse emrettiği elbiseyi elime aldım. Annem ile ise zamanla birbirimizden uzaklaşmış ve hatta birer yabancı haline gelmiştik. Hele ki annesine bu kadar bağlı olan ben için durumlar gerçekten oldukça zordu. Bunu giymek ve bu da yetmezmiş gibi annemin sevgili arkadaşının kızı benim baş düşmanım saygıdeğer Gökçe'ye katlanmakta vardı işin içinde.

Gökçe küçük yaştan beridir tanıdığım, bazen oldukça samimi bazen de bir o kadar uzak davranan değişik bir kişiliğe sahip arkadaşlarımdan biriydi. İkimiz de birbirimizden pek hoşlanmıyorduk. Bunu bir çok sebebe bağlayabilirdik. En azından ben bağlardım.

Sinirle annemin giymemi emrettiği kıyafeti elime aldım. Oldukça açık sırt dekoltesine sahip olan elbise, aynı zamanda tüllü ve siyahtı. Annemin tarzı her zaman iyiydi. En azından onda sevdiğim bir şey varsa hala, o da tarzı olabilirdi. Odamın kapısının tıklanmasıyla irkildim.

Korkuyla ''Gir!'' diye seslendim, kapıya doğru yönelirken. İçeri evimizde çalışan, ama görmediğim anne şefkatini, en azından son birkaç yıldır, bana veren anne yarım, sırdaşım Fatma Teyze girdi.

Fatma teyze ne çok yaşlı ne de çok genç biriydi. Her zaman çok sıcak ve tatlı bir tebessüme sahipti. Aynı zamanda her zaman neşesi, her ortamı güzelleştirebilicek bir güce sahipti.

'' Hoş geldin Fatma Sultanım ya.'' dedim içim buruk şekilde. İçim buruktu çünkü zaten yıllardır babasını kaybeden Seray, annesini de yaşarken kaybediyordu. O ise oldukça neşeli ve sevimli bir şekilde '' Çok güzel olmuşsun Ay kızım.'' dedi.

Bu hayatta beni mutlu eden bu kadına hayrandım. Geldiği gibi huzur vermişti içime. '' Gerçekten mi? "dedim titrek bir sesle. Çünkü hala bir korku vardı içimde. '' Gerçekten tabii ki .'' dedi tebessüm ederek. Bende aynı şekilde ona karşılık verirken aynı zamanda ayındaki yansımamla ilgileniyordum.

O sırada odama dalan annemin sinirli bakışlarıyla göz göze geldim. '' Seray? Gördüğüm kadarıyla hazırsın. Aşağıda misafirler bekliyor, çıkalım.'' dedi. Üstünde siyah mini ama bir o kadar da gösterişli bir elbise vardı. Makyajı çok abartı durmasına rağmen onun güzel vücuduna uygun bir haldeydi. Zorunda olmasaydım hayır, gelmek istemiyorum derdim ama işte.

Ya da 'en azından bugün iyi bir anne ol' da diyebilirdim. "Tamam anne sen in, geliyorum ben.'' demekle yetinmiştim bu kez. Kafasını evet anlamında sallayıp çoktan çıkmıştı odadan annem.

Ardından Fatma Teyze ve ben son hazırlıklarımı yapıp çıkmıştık. Koca yalının, görkemli ve kırmızı basamaklı merdivenlerinden heyecanlı bir şekilde inmeye başladım. Heyecanım ve korkum bizim çocukları görünce adeta son buldu. Resmen içimde bir huzura sebep olmuşlardı. "Siz de olmazsanız be. "diye geçirdim içimden.

Uzun merdivenin nihayet sonuna gelmiştim. Annemin yanıma gelmesiyle selamlamam gereken canlarımı(!) selamladım. Ne canlar ama!

'' Çok güzel olmuşsun Seray' cığım.'' dedi oldukça samimiyetsiz bir şekilde Perihan Hanım. Perihan Hanım balık etli , aşırı süslü bir kadındı. Bugünde kendisinden ödün vermeyerek uzun bir kuyruğa sahip yeşil elbisesi, neredeyse boyum kadar topuğa sahip topuklu ayakkabılar ile her zamanki gibi sonradan görme gösteriş meraklısı bir hal  almıştı.

Ateş AilesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin