2.0

889 73 44
                                    

Bir başka 3 hafta sonra,

Yılın her şeyden çok sevdiğim üç tane günü vardı.

Birincisi,yılbaşıydı.

Her yerin ışıl ışıl olmasından ve herkesin birbirine hediye almasından çok hoşlanıyordum.

Bu,dünyadaki en iyi şeydi.

İkincisi,cadılar bayramıydı çünkü kostüm partilerinde normal hayatta asla giyemeyeceğim şeyleri giymeye bayılıyordum.

Üçüncüsü ise kesinlikle doğum günümdü.

İnsanlar büyüdükçe doğum günlerime olan ilgimin azalacağını söylemişlerdi ama bu doğru değildi.

21.yaşıma gireceğim gün çok heyecanlıydım ve bugün,22.yaşıma girerken de o heyecanımdan hiçbir şey kaybetmemiştim.

Aramızda saat farklı olan annemin tam güne girdiğimizde aramak istemesiyle gecenin bir köründe uyandırmasına rağmen.

Bu önemli bir detaydı.

Daha sonra ise birkaç saat daha uyumuştum ve bu kadardı,kapının çalış sesiyle tekrar gözlerimi açmıştım.

Apar topar ayağa kalkıp yataktaki sabahlığımı üstüme geçirerek kapıya yürüdüm.

Mutlu uyanmak bir yana,gözlerimi de açık tutabiliyor olsaydım her şey daha iyi olurdu.

Parmaklarımı saçlarıma geçirerek düzeltmeye çalıştım ve kapıyı açtım.

Genellikle bu kadar erken saatte gelen tek kişi postacı oluyordu.

Üye olduğum dergilerimle,faturalarımı bırakıyordu.

Bu yüzden karşımda Harry'i görünce kavrayamadan sadece yüzüne baktım.

Onun iyi görüntüsüne karşılık benim dağılmış gibi göründüğüme emindim.

Harry geniş bir sırıtmayla bana bakarken yanımdan geçerek içeri girdi.

Aptal gibi dikilmeyi keserek kapıyı kapattım ama düşündüklerimle beynimin gönderdiği komutlar arasında zaman farkı vardı.

"Uyanamamış gibisin doğum günü kızı."

Sadece beş saniye önce gözlerimi açtığımı varsayarsak,zeki biriydi.

Harry'e selam vermediğimi hatırlayıp kollarımı ona sararak başımı göğsüne yasladım.

Her zamanki gibi güzel kokuyordu ve 22.yaş günümde ilk dileğim onunla uyumak oldu.

"Saat kaç?"

Yanağını başıma yaslayıp "7 buçuk" dedi.

Her zaman güne erken başlardım fakat benim erkenim 9 oluyordu.

"Bu saatte neden ayaktayız Harry?"

Harry çevik bir hareketle beni havaya kaldırdı ve bacaklarımı beline sardı.

Yüzümü boyun girintisine gömerek gözlerimi kapattım.

Yatağa dönüp uyuyacağımızı umuyordum.

"Göreceksin.Şimdi seni duşa sokacağız."

"Hayır." diye inledim.

Tamam,doğum günüm benim için en heyecanlı gün olabilirdi ama gözlerimi açabilmem için kahveye ihtiyacım vardı.

"Ne?Yoksa duşa benimle mi girmek istersin?"

Ben gülerken Harry ayağıyla banyonun kapısını itti ve içeri girdi.

"Güzel bir teklif." derken bundan kaçışımın olmadığını anlayarak Harry'nin kucağından indim.

Banyo aynamda kendimle karşılaştığımda yüzümü buruşturmadan edemedim çünkü felaket görünüyordum.

"Çok kötü görünüyorum."

Harry gülerek başımı kavradı ve beni öptü.

Günaydın demenin en güzel yolu buydu.

"Çok güzel görünüyorsun."

"Yalancı."

"Sana ne zaman yalan söyledim?"

Harry'i iterek kendimden uzaklaştırırken gülüyordum.

Saat 7'de nasıl bu kadar enerjik olabilirdi ki?

Sırıtırken saçlarını aynada düzeltti ve "dolabında özel bir şey yok değil mi?" dedi.

Dolabımda özel ne olabilirdi?

Bunu düşünerek yüzüne bakmaya devam ederken Harry'de anlamış gibi "yani,bilirsin..." dedi.

"Eğlenmek için-"

Ne demeye çalıştığını anlayarak yüzümü buruşturdum.

Tabi ki öyle şeylerim yoktu.

Yine de Harry'i banyodan çıkarırken gülmeyi kesemiyordum.

Harry giyinme odama giderken ben de üstümdekilerden kurtulup kabine girdim.

Her zaman için bir kutlama planımız olurdu ve bu senede tabi ki vardı.

Önce yemek yiyecek,sonra da bir bara gidecektik.

Doğum günümle ilgili heyecanlı olduğum kısım hiçbir zaman kutlama olmuyordu çünkü günün varlığı bana yeteri kadar heyecan veriyordu.

Yanımda sevdiğim birkaç kişi bile olsa o benim için en iyi parti olurdu.

Harry'le nereye gideceğimizi düşünerek ayılmak adına soğuk suyla duş aldım.

Yazın en sevdiğim kısmı soğuk suyla duş alsam bile üşümemekti ve bunlar yazı hissettiğimiz son günler olabilirdi.

Kabinden çıkıp beyaz bornozumu giyerken kendime gelmiş gibiydim.

Harry'nin kahve yapmış olmasını umut ediyordum.

Saçlarımın suyunu alırken tüm kremlerimi sürdüm ve banyodan çıktım.

Harry yatağımın üzerinde yayılmıştı.

İçeri girdiğimde doğrularak kısık sesle ıslık çaldı.

Onu her gördüğümde ben de bunu yapmak istiyordum.

Bu sefer ayılmış bir şekilde ona gülümsedim.

Üstünde ince,beyaz bir gömlek vardı ve bu bana defileye ilk kez geldiği zamanı hatırlatıyordu.

"Kahve istiyorum!" dedim mızmızlanarak.

Saçlarımı taramak için makyaj masama oturduğumda,Harry yataktan kalkıp sırtını masaya dayayarak yanıma oturdu.

Eli hiçbir zaman rahat durmadığı gibi şimdi de rahat durmayarak bornozumun kemerini çekiştirdi.

"Ben de seni istiyorum."

Yüzünü okşayarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Onu öperek saatlerimi geçirebilirdim.

Bu şimdiden güzel bir doğum günü oluyordu.

free fallin' / harry stylesWhere stories live. Discover now