Multi: Kaldı 8, Yanında Uyansam
8. Bölüm: 🍊 Çekim
🍊🍊🍊
Kış mevsimi belkide bahara gebe olduğu için bu kadar güzeldi. Belkide sırf bu yüzden; bir yanımız soğuktan donarken, diğer yanımız bahar heyecanıyla tomurcuklanıyordu. İnsanda böyle değil midir zaten? Tek bir farkla. İnsan, kıştan sonra tekrar bahara dönmez, dönemez. İlk bahar doğumuysa, kış ölümüdür. Ve ölüler çiçek açamaz.
İşte sen, Güneş; kış kadar soğuksun ama tüm bahar çiçekleri yüzünde açıyor. Sen bu kadar güzelken, kar ne tarafa yağsın? Yüreğimize mi?
Okula gitmek üzere durağa gelmiştik. O muhteşem sarılma sonrası Halil, özür dileyerek ayrılmıştı. Hızlı bir biçimde gözünün altında ki yaşları silip buruk gülümsemesini sundu bana ve aynen şöyle dedi; tekrar özür dilerim, ben, yani boşluğuma denk geldi. Sonra ayaklandı yavaşça.
"Üşüyeceksin, gir içeri sende," demişti ve beni düşünmüştü. Ama ben, o an, o kadar üzgündüm ki tüm bunlara doyacak bir şekilde mutlu olamamıştım. Onu takip edip ayaklandım. "İyi geceler, Mizgin," dedi ve arkasını döndü. Ben, öylece kalakaldım. Durdu. Ve tekrar bana döndü. "Teşekkür ederim'" dedi buruk sesiyle. Etme, diyemedim. Gülümsedim sadece. Elini kaldırdı ve yavaşça indirdi. Apartmanın demir kapısı yüzüme kapanana kadar orada bekledim. Bekledim. Odasının ışığı bile yandı, ben, bekledim. Beklemek istedim. Kabullenemedim. Ya da kabullenmek istemedim. Dün gece kar topu oynadıktan sonra ayrılmıştık. Gece yarısından sonra fenalaşmış. Teşhis yakın zamanda konulmuş. Kemoterapi görmesi gerekiyormuş. Çok küçük ki, nasıl dayansın yüreği?
"Günaydın," tanıdık gelen sesle birlikte hızla başımı kaldırdım. Yorgun göz altları, kırık göz bebekleri, canlılığını yitirmiş bir beden; Halil. Nasıl acıtmıştı bu hali canımı. Nasıl yakmıştı yüreğimi... Ah, sevdiğim! Elimde olsa da çeksem alsam o hastalığı güzel kızın bedeninden. Keşke.
"Günaydın," dedim aynı durgunlukla. Bir şey demedi. Gözleri yanımda duran Aslı'yı buldu. Sadece baş selamı vermekle yetindi.
Sonrasında ise yanıma geçti ve bizimle beraber otobüsü beklemeye başladı. Kalbim saf heyecanını koruyordu. O, hep karşımda dururdu benim. Şimdi ise işte yanımdaydı. Yanıma gelecek kadar, yanımda duracak kadar... İyi ki sen, Halil.
Yan bir gözle süzdüm bedenini, fakat boynunda takılı kaldım. Dün sokulmuştu ya hani bana, çekmiştim ya kokusunu içime... Teninin kokusunu en çok boynundan aldım işte. Hafif bir şampuan kokusuyla harmanlanmış sigara kokusu vurmuştu burnuma. Bu haliyle bile ömrüm boyunca koklayacağım bir kokuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mandalina
RomanceTesadüf diye bir şey yoktur. Hiçbir Mandalina yürüyerek kapı koluna asılmaz. Aşk, gerçektir ve kalp yalnızca bir kişiyi sever. - 13/01/2024