19- Bi' tur vereyim?

1.4K 129 94
                                    


Terbiyesiz: Güzel şarkıymış cidden 😀
✔️✔️

Ağlamak istiyordum gerçekten. Keşke homofobik bisini sevecek kadar aptal ve kör olmasaydım. Asla bana o gözle bakmayacaktı ve ben kendi kabuğuma çekilip sessizce içimde yaşayacaktım hepsini.

Buse: Tabii ki sen bana çok görüyorsun |
Benden çok biliyorsun ya, nasıl sevilir |
Rüyalarda yaşıyorum ben aşkını |
Ama bak sen seviliyorsun |
Bense bekliyorum |
Elinden geliyorsa azcık sevsene beni |
İçinden geliyorsa tutup öpsene beni |

Yazamıyordum. Elim asla o gönder tuşuna gitmiyor, her cümlemi yazıp yazıp siliyordum. Onu tamamen kaybetmektense arkadaşım sıfatıyla yanımda olmasını yeğlerdim. Hâlâ çevrimiçiydi, sanırım benim ne yazacağımı bekliyordu. Gözlerim daha fazla dayanamamış isyan bayraklarını çeken göz yaşlarımı salıvermişti. Birkaç damla göz yaşı telefonuma düşerken ekran kilidini kapatmış telefonu komidine bırakarak yatağıma uzanmıştım. Sırt üstü uzanıp tavanı izlerken ağlamak hoşuma gidiyordu. Gözümü her kırpışımda yanaklarımdan kulaklarıma doğru süzülen yaşlar beni gıdıklıyor, bana hiçbir şeyin gülmekten daha önemli olmadığını hatırlatıyordu. Bildirim sesi beraberinde telefonumun ekranından yansıyan ışık odamı aydınlattığında yanaklarımdaki ıslaklığı silmiş ve telefona uzanmıştım.

Terbiyesiz: Biraz yürüyelim mi?

Burnumu çekerken parmaklarımı ekranda dolaştırdım.

Buse: Olur
(Mal amk)

Böyleydim işte, sayar söver ama tek bir sözüne tek bir gülüşüne defalarca aşık olabilirdim. Her gözünü kırpışında güneşle beraber yanaklarına düşen her bir kirpiğinin gölgesine teker teker aşık olabilirdim. Her gülüşünde ortaya çıkan gamzesine tekrar tekrar aşık olabilirdim ve bunları yaparken asla gocunmazdım.
(Yazar haniminiz cok duygusallasti ağlayip gelecwk)

Yanaklarım tekrar ıslandığında banyoya geçip yüzümü yıkadıktan sonra aşağı inmiştim. O da benimle eş zamanlı olarak binadan çıktığında yalandan gülümsememi yüzüne kondurmuş ve yanına gitmiştim. "Ağladın mı sen?" Çok mu belli oluyordu ki? Oysa yüzümü de yıkamıştım. "Yok, yüzümü yıkadım." Parmakları yanaklarımı sildiğinde bu sefer gerçekten gülümsemiştim. Elini omzuma geçirdiğinde başımı omzuna koyarak ona eşlik etmiştim.

"Düşündüm ben"

"Neyi düşündün?"

"Selen'in durumunu"

"Bunu konuşacaksak gidi-"

"Dinle beni bi' "

"Pekala..."

"Ne kadar uğraşsamda sana bazı konularda hak veremiyorum ama ucu bize dokunmadığı sürece bizi ilgilendirmez kimden hoşlandığı"
(Eyw canim zahmet olmus)

Pekala sanırım bu da bir şeydi, en azından artık Selen'le konuşma diye tutturmayacak daha fazla tartışma yaratmayacaktı. Yine istediğim cevabı alamadığım için memnuniyetsizliğimi susarak dile getirmiştim.

"Artık böyle şeylerin aramızı açmasını istemiyorum. Aramızdaki bağ her neyse onun bozulması beni kelimelere sığdıramayacağım derecede rahatsız ediyor."

If I Really Love u  | gxg |Where stories live. Discover now