0.6

495 370 2
                                    

ASHLEY FIELDSThe Paper Kites - Woodland

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ASHLEY FIELDS
The Paper Kites - Woodland

"Nasıl yani, şimdi sen anneni mi bulmak istiyorsun? Anlamadım nasıl, hiçbir şey bulamadık demişti Birkan," Elini havada sallayıp bana döndü. "haydi bir şekilde buldun diyelim; nasıl tanıyacaksın, yani yüzünü bile hatırlamıyorsun ki?"

Saçlarımı tek tarafa alıp rujumu sürdükten sonra ceketimi giymek için dolabın karşısına geçtim. "Bilmiyorum, yani içime sinmeyen bir şeyler var. Kendi anımdan ziyade başkasınınkini görmüş gibiydim, o an bana çok yabancıydı, anlıyor musun?"

"İlk defa böyle şey duyduğum için tavsiye vermekte berbat olacağım sanırım bebek, ama üzerine çok kafa yorup da kendi hayatını kaçırma. Buradaki hayatını."

Saçlarının buklesini bakım yağıyla daha da belirginleştirdikten sonra yanıma geldi ve bir elini omzuma koydu. "Bu akşamdan sonra bambaşka bir güne uyanacağız. Cesur kariyer basamaklarını tırmanmaya başladı bile, sen yarın işe başlıyorsun. Biz Birkan'la yandaki okulda çocuklara dövüş eğitmenliği yapacağız. Ve daha bir sürü güzel gün bizi bekliyor."

Onun bu iyimserliği modumu biraz olsun yükseltse de zihnimin ardındaki kötü düşünceleri yok edemiyordum.

"Kızlar, hazır mısınız?"

Sophie koluma girip beni odadan çıkarmadan aynada kendime son kez baktım. Umutlu ol.

Yaklaşık on beş dakikalık bir araba yolculuğunun ardından bara varmıştık. Vay canına! İlk defa bu kadar kalabalıktı. Sokakta park alanını bırak yürüme mesafesi olduğundan şüpheliyim.

"Aşkım, istersen arabayı karşı sokağa bırak. Biz yürürüz." Birkan yanında oturan Sophie'nin elinin üstünü öptü, arka koltukta oturan Mena ve bana baktıktan sonra "Dikkatli olun!" dedi.

Onu başımızla onayladıktan sonra kızlarla içeri girmek için acele ettik. Saatimi kontrol ettim. Konsere on dakikadan az bir süre vardı. Neyse ki VIP kısmındaydık.

İçerinin yoğun kalabalığı ve parfüm kokusuyla yüzümü buruşturdum. Nefes alacak alan bulabilirsem benden mutlusu olmazdı. İnsanlardan izin isteyerek masamıza ulaştık.

"Biricik arkadaşımızın bu kadar meşhur olduğunu gördüm ya, listemden bir dileği çizebilirim artık." Heyecanlı heyecanlı etrafı süzen Mena'ya içten bir gülümseme gönderdim. Sabahki halinden eser kalmamış olmasına ben de bir dileği çizebilirdim.

Bizi ilk fark eden Jace olmuştu. "İşte grubun aranan yüzleri! Biraz daha geç kalsaydınız masayı terk edecektim."

Bu söylediğine gülümserken gözüm koltuğun çaprazında oturan Ashley ve Semir'e kaydı. Ashley bir şeyler anlatırken onun bakışları sahnedeydi, boş olan sahnede.

KALBİMDEKİ YABANCIWhere stories live. Discover now