0.1

841 448 24
                                    

LAVİNYA BENDERLİMadrigal - Dip

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

LAVİNYA BENDERLİ
Madrigal - Dip

İlk kurgumla karşınızdayım. Umarım okurken kendinizden bir parça bulabildiğiniz bir hikaye olur. Keyifli okumalar.

Ne kadar gittim, bilmiyorum. Daha ne kadar gideceğim onu da bilmiyorum. Eski hayatıma dair hiç bir şey hatırlamıyorum.

Yaşam çizgisinde sarsak adımlarla ilerliyorum, beceriksizce...

Bir orman ancak bu kadar ıssız olabilirdi.

İradem bitiş çizgisine ulaşmaya kararlıydı ama bitkin bedenim buna izin verecek miydi, orası meçhul.

Güç kalmayan ayaklarımla birkaç adım daha attım sessizliğini saatlerdir koruyan gizemli ormanın çeşit çeşit bitkilerle dolu yollarında.

O alevlerle dolu uçağın içinden sağ çıkmam, bu kadar saattir yürüyebilmem bile mucize gibiydi.

Şu an birçok hissi bir arada yaşıyordum. Fakat çaresizlik... En çok da bu ağır basıyordu hislerim arasında.

Çaresiz, yalnız, en kötüsü de bilgisiz ölecek olmam beni üzüyordu.

O uçağın içinde ne işim vardı? Kiminle veya kimlerle gelmiştim bu ıssız yere? Asıl ben kimdim yahu?

Güç kalmayan bedenim ağrılara daha fazla dayanamadı ve yere yığıldı.

Göz kapaklarımın kapanmasıyla duyduğum eş zamanlı sesler otların üzerinde gittikçe artan çıtırtılardı.

Göz kapaklarım yavaşça aralandığında bir yatağın üstünde sırtüstü uzanıyordum. Nereye gelmiştim ben? En son hatırladığım ormanda yürüdüğüm...

Sade ama sevimli bir havası vardı evin.

''Kimse var mı?'' Bir yandan da odaları dolaşıyordum.

Banyo olduğunu tahmin ediyordum, elinde havluyla kapının ardından bir kız belirdi. Kızıl turuncu karışımı saçları beline kadar uzanıyordu. Yüzündeki belli belirsiz çiller ben de buradayım der gibi bakıyordu.

Elindeki havluyu koltuğun üzerine bırakıp yanıma geldi. Elini omzuma koyup hafifçe sıktı.

''Güvendesin, korkmana gerek yok. Neyse ki yaran fazla derin değildi.''

Elimi alnıma koydum.

''Teşekkür ederim.''

Gülümsedi. Gülümsedim. Sağlam bir dostluğun bu kadar kolay bir başlangıcı olacağını düşünmezdim.

Şu an haftalar öncesinden çok farklı bir ortamdayım; çok farklı bir ben oldum. Bir yanım merak kırıntılarını tutsak etse de gerçek kimliğimi bilmeden buradaki yeni kimliğimle mutluyum.

Ama derler ki güzel şeyler fazla uzun sürmez, bilemem ne kadar doğru. Tek bildiğim tadını çıkarıyordum. Hiç bitmemesi ümidiyle...

Her zaman takıldığımız mekandayız. Grubumuzdaki elektrogitarist bir çılgın olan Cesur'un sahnede yerini almasını bekliyoruz.

''Bizim William yok mu?''

Birkan Sophie'nin yanına otururken bana bakarak sormuştu bu soruyu.

''Neden gelmediği ortada değil mi?!''

Ashley bana bakarak söylemişti bunu.

Grupla tanışalı neredeyse iki ay olmuştu ama hâla yerimi yadırgamamı isteyen bakışlar geziniyordu üzerimde. Bu hem üzücü hem de sinir bozucuydu.

''Ne demek istiyorsun?'' Bu kızın bana olan nefretinin sebebini gerçekten merak ediyordum.

''Formunda yine!'' alay eder gibi söylemişti bunu Birkan.

Dalgalı saçlarını eliyle arkaya atıp bana tepeden bir bakış attı.
''Sen kimsin ya, ne hakla buradasın! Kimden yüz buldun da kendini bu gruptan saydın?''

İçini döküp rahatlaması iyi olmuştu. İstenmediğimi biliyordum, zorla kendimi sevdirecek değildim fakat bu modumu düşüremeyecekti!

Siz karşınızdakine güzel baksanız da onun size nefret beslemeyeceğini garanti edemezsiniz. Yargılar; ön yargılar.

''Ne zamandır kararlarım sorgulanır oldu?''

Sesin sahibi hepimizi şaşırtmayı başarmıştı. Semir kolumu tutup beni oturduğum yerden kaldırırken Birkan'a başıyla selam vermiş ve açıklama gereği duymadan beni peşinden sürüklemişti.

Son sözünü söyledikten hemen sonra.
''Sen de iki dakika rahat edersin, kimseyi iğnelemene gerek kalmadan.''

Ashley'nin gözlerindeki kızgınlık yerini kırgınlığa bıraktı.

Barın dışına çıktığımızda kolumu bırakıp elindeki çantayı bana uzattı.

''Bu senin. İçinde eşyaların ve yeni kimliğin var. Hakkında bildiğimiz sadece ismin olduğu için artık kayıtlarda Birkan'ın kuzeni olarak geçiyorsun. Birkanlarda kaldığın için böylesi en uygunu diye düşündüm.''

Kaç haftadır bunlarla mı uğraşıyordu. Ona olan teşekkür borcum daha da artmıştı.

Bana yeni bir yaşam sunmuştu, hayatımı kurtardıktan sonra...

Artık ben kimim diye düşünmeyecektim. Ailemi ve evimi bulmaktan vazgeçmeyeceğim gibi bu yeni hayatımı bırakıp gitmeye de niyetli değildim.

Bu nasıl mümkün olacaktı bilmiyorum. Ama buradaki insanlara alışmıştım. Hem de fazlasıyla...

Semir tam arkasını dönmüş gidecekken bir şey unutmuş gibi tekrardan bana döndü. Yüzünde hiç mimik oynamadan konuştu.

''Nasıl oldun?''

Gözlerinin içine baktım ve gülümsedim. ''İyiyim, sayende.''

Gözlerini kocaman açıp yüzüme baktı, bu beni daha da gülümsetmişti. Karşılık olarak göz bebekleri daha da büyüdü; çok komik görünüyordu.

''Ne oldu?'' Başını iki yana sallayıp elini saçına attı.

''Hiç... sadece annem dahil bir kadının bu kadar içten güldüğünü daha önce gördüğümü hatırlamıyorum.''

Başlama tarihlerini buraya alalım.

İlk bölümü nasıl buldunuz bakalım?

Sizce olaylar nasıl ilerleyecek?

KALBİMDEKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin