7

858 103 47
                                    

Medyadakini koyasım geldi çünkü komik xöcmçscmçdmvçsmcçms

🍂🍂🍂

Heeseung ve Sunoo, prova çıkışı Jake ve Sunghoon'la karşılaşmış ve Jake'in uzun ısrarları üzerine bir kafeye gidip oturmuşlardı. Birer kahve söylemiş muhabbet ediyorlardı. O sırada Heeseung'ın telefonu çaldı. Arayan Jay'di. Heeseung telefonu açtı.

"Efendim Jay?"

"Ya sen gerizekalı mısın!?"

"Ne bağırıyosun lan sakin! Ne oldu?"

"Ben sana demedim mi hala yaşıyor olursan söyle bana ses nerden geliyormuş diye? NİYE HABER VERMİYORSUN!? ÖLDÜN SANDIM!"

Heeseung kahkaha attı.

"Oy sen korktun mu bana bir şey oldu diye?"

O an görmese de Jay'in göz devirdiğini biliyordu.

"Çok konuşma da söyle nerden geliyormuş ses. Merak ettim."

"Sunoo arkadaşıyla konuşuyormuş ya yok bir şey."

"Ben demiştim sana. Peki niye haber vermedin bana? Ne oldu uyudun mu hemen?"

"Yok. Bende onlara katıldım. Bayağı sohbet ettik."

"Oh oh gece muhabbetleri başlamış. Bizden daha yakın olursan onunla, gebertirim seni. Duydun mu beni?"

Heeseung güldü.

"Tamam tamam. Biliyorum beni çok seviyorsun ve paylaşamıyorsun ama sakin ol."

Jay sinirle bir şeyler söyleyip telefonu kapattı. Heeseung hala gülüyordu. Telefonu cebine atıp oradakilere kısaca durumu özetledi. Herkes biraz güldükten sonra sohbete devam ettiler.

"Sunoo sana çok darıldım. Hani önce ben tanışacaktım? Niki'yi tanıştırmışsın." Jake sitem edince Sunoo göz devirdi. "Birincisi hiçbir zaman ilk seni tanıştıracağımı söylemedim. İkincisi zaten tesadüfen tanıştılar sayılır." Jake dudak büzüp omuz silkti. "Kusura bakma hyung. Bu salak sana yürümek için tanışmayı çok istiyordu da." Sunghoon hiçbir şey saklamadan her şeyi söylediğinde yanında oturan Jake dirseğiyle Sunghoon'un karnına vurdu. Sunghoon acıyla inlerken Jake gülümsüyordu. Heeseung sadece gülmekle yetindi.

Bir süre daha sohbet edip kahvelerini içtiler. Ardından Jake ve Sunghoon işleri olduğunu söyleyip kalktılar. "Biz de eve gidelim mi Sunoo?" Sunoo kahvesindeki son yudumu alıp yanında oturan oğlana döndü. "Hyung biraz dolaşsak olmaz mı?" Yüzünde yine o sevimli ifade vardı. Gerçi bu ifadeyi yapmasına gerek yoktu o zaten sevimliydi.

Heeseung başıyla küçüğün isteğini onaylayıp hesabı ödemeye gitti. Geri döndüğünde Sunoo da oturduğu sandalyeden kalktı. Kafeden çıkıp çok da kalabalık olmayan sokakta yürümeye başladılar. Sokak busking yapan dansçılar, gitar çalanlar, şarkı söyleyenlerle doluydu. Sunoo hepsini ilgiyle izleyip hayranlıkla alkışlıyordu. Heeseung ise onun bu çocuksu hallerini tebessümle izliyordu.

Sonunda sokaktan çıkabildiklerinde Sunoo hala izledikleri performansları övüyordu. "Son gördüğümüz dans ekibi çok iyi değil miydi hyung!? Woah! Keşke bende böyle dans edebilsem." Heeseung kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun? Sen çok iyi dans ediyorsun." Sunoo utanarak başını eğdi. "Hadi ama benim dansım onlarla karşılaştırılamaz bile. Görmedin mi çok iyilerdi. Ayrıca o gün sadece aptalca sallanıyorduk o dansı nasıl iyi bulabilirsin?" Son cümlesini gülerek söylemişti. "O sallandığın halinse gerçekten dans edişini düşünemiyorum." Sunoo daha da utanarak eliyle yüzü kapattı. "Tamam sus egom kabarıyor." Güldüler.

theater || heesun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin