26.bölüm

3.2K 336 136
                                    

Merhaba:)

Finalleri çok iyi geçen bir Sabi olarak geri döndüm. 

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar


"Anne!"

Cılız bir ses tüm bağırışları yarıp kulağıma ulaşırken onun Rüzgâr'dan gelmiş olması kalbimi yerinden çıkaracaktı. Heyecendan elim ayağım boşaldı. Konuşmuştu...Rüzgâr konuşmuştu.

Tüm gücüm ellerimde toplandı, Berkay'ı önümden öfkeyle ittirdim. Arkamdan ismimi seslenmesini umursamadan Rüzgâr'a doğru atıldım. Önünde dizlerimin üstüne çöktüm. Heyecandan titreyen ellerim küçük yüzünü sarmakta zorlanırken gözlerim dolmuştu.

"Bebeğim? Konuştun mu sen?"

Ağlamaklı bir ifadeyle bana baktı. Korkudan büyüyen gözleri Berkay'a kayarken alt dudağı titredi, gözleri doldu. Küçük kollarını hızla boynuma dolayıp yüzünü saçlarıma gömdü. Kısık sesle hıçkırdı. Ağlayışı kalbimi parçalarken onu kucağıma aldım.

"Korkma birtanem, iyiyim ben," dedim. Tutuşunu sıklaştırdı.

Babası annesinin gözlerinin önünde öldürmüştü, sonra kendisi intihar etmişti. Ruhu böylesine hasar görmüş bir çocuğa iyi bir gelecek vad ettiğim hâlde yine şiddete şahit olmuştu. Bunun hesabını soracaktım. Tokat umurumda değildi, oğlumun böyle bir şeyi görmesine neden olduğu için Berkay'ı mahvedecektim.

"Rüzgâr? Bana bakar mısın?"

Burnunu çekip başını boynumdan kaldırdı. Bir elimle belini sararken ıslak kirpiklerini yavaşça sildim, kendimi zorlayarak küçük bir tebessüm yerleştirdim dudaklarıma. "İyiyim ben," dedim rahatlaması için. "Üzülme."

Ufacık eli yavaşça yukarı kalktı, yanağımın tam üzerinde durdu, dokunamadı. Endişe eder gibi baktı bana. Canımı acıtmaktan korkuyordu. Gülüşümü büyüttüğümde bundan güven alarak elini biraz önce Berkay'ın tokat attığı yanağıma koydu, kızarıklığı okşadı. Eğilip yüzüme öpücük kondurdu.

Ağlamak istiyordum. Öyle karışık duygular vardı ki içimde, herbiri için ayrı ayrı ağlamak istiyordum. Bana tokat atıldığı için nefretimden, oğlum konuştuğu için mutluluktan, böyle bir şeye şahit olduğu için öfkeden ağlamak istiyordum. Yapmadım, Rüzgâr'ı kucağıma alıp ayağa kalktım.

Yere düşen dinozor desenli yastığı görevlilerden biri aldı. Ona hitaben "Sizinle tekrar iletişime geçeceğim," deyip yastığı gösterdim. "Bu çocuk takımı için."

Başını salladığında bir diğer çalışan da gideceğimi anladığı için içeriden çantamı getirmişti. Rüzgâr'ı bırakmadan çantamı kaputun üstüne koyup tek elimle içini karıştırdım, arabanın anahtarını buldum. Oğlumu arka koltuğa oturturken benden ayrılmak istemeyip koluma sıkıca sarılmıştı.

"Seni yurda götürmeyeceğim," dedim yanağını okşayıp. "Evimize gidiyoruz."

Gözlerinden mutluluğun parıltısı geçti. Hemen güvenmişti bana. Kolumu bırakıp başını salladı. Yerini rahatlattıktan sonra kemerini de takıp kapıyı kapattım.

Kendim de arabaya oturmadan önce her hareketimi büyük bir dikkatle izleyen Berkay'a baktım. İşaret parmağımla tehdit eder gibi onu gösterdim. "Sen," diye tısladım. "Bu yaptığının bedelini misliyle ödeyeceksin."

"Feride, kendimi kaybettim, özür dilerim." Dişlerimi öfkeyle birbirine sıktım.

"Dur daha çok özür dileyeceksin sen," deyip kapıyı açtım.

Yolculuk:Aşk (ASKIYA ALINDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora