3.5

77 8 25
                                    

Selam, bugün bölüm ne alaka diyen tüm okurlar.

Neyse efenim.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

İthaf isteyenler bu satıra.

Keyifli okumalar.

⬇️

Pelin

Bir kez daha derse odaklanmaya çalıştığımda olmadığını anlayıp kafamı sıraya koydum. Eymen'le olan son konuşmamızdan beri kafam çok bulanıktı, bir şeylere odaklanamıyordum. Bencillik ettiğimin farkındaydım fakat sürekli beni görmeye gelmesine alışmıştım. Bu sene Eymen'in sınav senesiydi ve sınava sadece bir ay kalmıştı. Yaklaşık iki haftadır onu görmüyordu ve görünüşe göre bir ay daha göremeyecektim. Onu özlediğimi hissediyordum.

Hayatıma girmemeliydi. Ona alışmaya başlamıştım ve şimdi her şey altüst olmuştu. Onu görmek istiyordum. Benden hoşlandığını dile getirmekten çekinmiyordu. Bende ona karşı boş sayılmazdım. Fazla ilgili bir erkekti. Hatta babamdan sonra bana en ilgili davranan, en çok önemseyen erkek olabilirdi. Kafamı karıştırıyordu işte.

Aklıma gelen şey ile kafamı sıradan kaldırdım. Ablamı ziyaret etme bahanesiyle Bursa'ya gidebilirdim. Annem ve babamın karşı çıkmayacağına emindim. Ablamı, yeğenim Tuğçe'yi ve Eymen'i görecektim. Bir taşla üç kuş vuracaktım.

Parlak zekamla keyifle sırıtarak derse döndüm. Bazen fazla zeki oluyordum.

***

Meriç

"Bugün burada oldukça önemli bir sebepten dolayı toplanmış bulunmaktayız sevgili yoldaşlar." dedi elindeki kola dolu bardağı suratına biraz daha yaklaştırarak. Bardağı mikrofon olarak kullanıyordu. "Eminim hepiniz bu önemli sebebin ne olduğunu merak ediyorsunuzdur." dedikten sonra kolasından bir yudum aldı. Cidden garip bir çocuktu.

"Kayra sınavların bitmesini kutlamak için buradayız, herkes biliyor." dedi bıkkınca Sezen. "Bu konuşmayı üçüncü kez yapıyorsun."

"Bozmasana beni Sezen! Burada ciddi bir konuşma yapıyorum." Kayra tüm ciddiyetiyle söylemişti bunu. Sezen oflayarak sütünün pipetini ısırmaya devam etti. Sadece çikolatalı süt değil, pipetini de seviyordu. Acaba ona birkaç koli çikolatalı süt teklif etsem benimle sevgili olmayı kabul eder miydi? Bunu bir ara ona söylemeliydim.

Kayra bir kaç bir şey daha söyledikten sonra kürsü olarak kullandığı koltuktan indi. "Keyfinize bakın gençler." diyerek pek önemli konuşmasını bitirdiğinde hepimiz erin bir nefes aldık. Bazen susmak bilmiyordu.

Bugün bu önemli güne bizim ev şahitlik ediyordu. Annem ve babam liseden birkaç arkadaşıyla buluşmak için evden ayrılmıştı. Bizde ne zaman boş bir ev bulursak yaptığımız gibi bugünde buluşmuştuk. Aslında bugün okulda olmamız gerekirdi fakat son ay diyerek okulu ekmiştik. Şansımıza çok da önemli olmayan dersler bir güne toplanmıştı ve bugün o gündü. Hem bir gün okulu asmaktan zarar gelmezdi, öyle değil mi?

 Pelin geçen haftanın ve dünün aksine çok daha iyi görünüyordu. Eymen'le konuşmuştum fakat bana bir şey bilmediğini söylemişti, yersen. Onunla tekrar konuşacaktım fakat Pelin'i iki gündür daha iyi görünce vazgeçmiştim. 

Bir anda yükselen mezdeke müziğiyle hepimiz Kayra'ya baktık. Bu müzikleri hep o açardı.

"Kayra kapat şu müziği. Şimdi sırası değil." dedi Ümit ve Melisa'yı biraz daha kendine çekti. Ben yalnızken tüm sevgilisi olanlar gözüme bakmaya başlamıştı. Ah Sezen, yaktın beni kızım.

"Meriç'in telefonu çalıyor." dedi Kayra sırıtarak. Kaşlarımı çatmış bir vaziyette televizyon ünitesinin üstünde duran telefonumu aldım. Gerçekten de ses benim telefonumdan geliyordu.

"Hangi ara değiştirdin Kayra? Bir daha telefonumu ortalık yerde bırakmayacağım." dedim homurdanarak. Beni takmayıp omuz silktiğinde kolumun altındaki kırlenti alıp ona doğru fırlattım. Havada yakaladığı kırlenti başının altına koyup yere uzandığında onunla daha fazla uğraşmayıp telefonun ekranını açtım.

Sezen: Mutfağa gelir misin?

Hemen telefonumu cebime koyup mutfağa gittiğimde Sezen'i oturur vaziyette buldum.

"Bir şey mi oldu, sen iyi misin?" diye sordu endişeyle. Sezen ise benim aksime gayet sakin görünüyordu. "Sakin ol, bir şey yok." dedi ve parmağıyla üst dolapları gösterdi. "Şuradan birkaç tabak alacaktım ama yetişemedim. Ayrıca çayı da bulamadım." 

"Sana bir şey oldu sandım bir an." dedim hafif kızgın bir şekilde. "Hem neden mesajla çağırıyorsun ki?

"Ne yapayım, yanına gelsem ya da bağırsam Kayra saçma sapan imalar yapacaktı gün boyu. Hadi şu tabakları ver de Kayra bizi basmadan buradan çıkalım." dedi. Haklı olduğundan ona cevap vermeyip yukarıdaki dolaplardan birkaç tabak çıkardım. Sonra köşedeki dolaptan çayı çıkarıp çay yapmaya koyuldum. Misafir olan oydu, tek başına bırakmak olmazdı. Ayrıca yanında olmak içinde güzel bir bahaneydi.

"Melisa sana kumandayı bırak diyorum, Cennet Mahallesi başladı." Kayra'nın çığlığıyla birkaç saniye duraksayıp tekrar yaptığımız işe devam ettik.

"Asıl sen bırak Kayra. Aşk-ı Memnu'nun final bölümü bu. Hayatta bırakmam kumandayı.

Geleneksel kumanda savaşlarına hoş geldiniz.

⬇️

Bu aralar sürekli bölüm yayımlamak istiyorum ama yazmak zamanımı alıyor. Hüzüwn.

Pazar günü görüşürüz o halde.

Hikayeyi beğeneceğini düşündüğünüz arkadaşınızı etiketler misiniz? Hikayeyi paylaşarak büyümesi için destek olabilirsiniz.

İnstagram: sarkilarvehisler

Öptüm.

Bb.

Çikolatalı Süt | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin