4- sigara ve sırlar

387 44 14
                                    

KARD - Enemy

Dün Yoongi'nin bağırma sesiyle koridora çıkmıştık ve hızlıca yanına ulaşmıştık. O kadar sinirliydi ki boynundaki damarlar belirginleşmiş, yüzünde boncuk boncuk ter damlaları oluşmuş, elleri yumruk şekline gelmişti. Jungkook'un yalnızca arkasını görmüştüm, zaten o olduğunu ceketi ve fiziğinden anlamıştım. Biz gelene kadar soyunma odasında bir tartışma çıkmıştı ama yalnızca Yoongi'nin bağırışına yetişmiştik.

Kavga ettikleri konuyu merak etmiyor değildim fakat dün kaba bir şekilde beni onca kişinin arasında sanki gövde gösterisi yaparmışçasına öptüğünden sinirliydim. Bu da Yoongi'nin yanında pek fazla durmak istemememe yol açtı. Göz ucuyla Yoongi'yi süzmüştüm, Yoongi yüzüme dahi bakmamıştı. Aramızda geçen konuşma onu sinirlendirmiş olmalıydı.

Tüm laflarımı hak ettiğini düşünüyordum. Beyefendi kafasına göre hareket edip duruyordu. Bazı hareketleri sevgiden yapmadığını, ki bu iki günde ahım şahım bir sevgi verdiğini de hissetmiyordum Vante'ye, çok iyi anlıyordum. Karşısında salak yoktu. Sırf basketbol takımına gövde gösterisi olsun diye boynumu emmişti. Böyle hareketlerden nefret ederdim ancak o anda ona uyum sağlamaktan başka çarem yoktu. İtseydim veya sinirli davransaydım herkese dedikodu verirdim. Geldiğimden beri kırmadığım pot kalmamıştı, bu konuda endişeliydim.

İşte sonrasında da Jimin ile aralarında bir bakışma geçmişti. Jimin çok endişelenmişti, yüzünden belliydi. Büyük ihtimalle Jungkook bana olan sinirini Yoongi'den çıkarmıştı. Emin değildim gerçi, bana diklendi diye Yoongi de kavga etmiş olabilirdi.

Güya Jimin ile yemek yemeye gidiyorduk ya, yalan oldu. Jimin, Yoongi'ye destek olmak istedi. Ben de arkamı ikisine dönüp spor salonundan çıktım. Bir de onca aksiyondan sonra gri saçlı erkek arkadaşımla uğraşamazdım. Zaten aramız da bozuk gibiydi.

Gram umursamıyordum aramızın bozuk olmasını. Benim işime yarardı, Vante'nin ilişkisi kötüye gitmiş oluyordu sonuçta. Yoongi'ye karşı önyargılı gibiydim. Yani pek de iyi düşüneceğim şeyler yapmamıştı. Övebileceğim tek şey görünüşüydü, onu da tanrı yaratmıştı.

Vante'nin sevgilisinden de ne beklediysem sanki. Boş beleş insanlarla sevgili oluyordu, yine basketbolcu çocuğun birkaç vasfı vardı. Kendi içimde gömüyordum ama çocuk yetenekli biriydi sonuçta, karakterden kaybetse bile.

Hava bugün acayip sıcaktı, o yüzden yine şort ve crop top giymiştim. Ekim ayı olduğu için buralar pek soğuk olmuyordu. Genelde yapraklar bile kasımda dökülürdü, sonbahar dönemi aşırı yağmurlu geçmezdi. Yalnızca kasım ayları yağardı, bu yüzden rahattım.

Derslerim bok gibi gidiyordu, çünkü asla ama asla odaklanamıyordum. Sürekli bir şeyler düşünüyor veya camdan dışarıda basketbol oynayan çocukları izliyordum. Okul aşırı serbest bir yerdi, kafana göre derse girmesen bile kimse sallamıyordu. Genelde kulüp veya spor faaliyeti diye yazıp geçiştiriyorlardı. Özel okul olmasından dolayıydı sanırım.

İnekliğimi burada pek gösterememiştim maalesef. Bir de göstersem Vante'den şüphelenirler düşüncesiyle salmıştım her şeyi. Vante tüm derslerde uyuyordu, ben en azından dışarıyı izliyordum. Ya da kendimi avutma yöntemimdi şu an.

Güzel olan yanı, Vante'nin huyunu bildiklerinden öğretmenlerin pek soru falan sormayışıydı. Ot gibiydim derslerde, varlığım ile yokluğum birdi.

Kolumla pembe saçlı arkadaşımı dürttüm. Ağzı açık bir şekilde uyuyakalmıştı, dün çok yorulmuştu herhalde ondandı. İkizimin aksine dersleri biraz da olsa dinleyen biriydi Jimin.

Uykusu pek de ağır değildi ki ikinci dürtüşümde uyanmıştı. Elinin tersiyle gözlerini ovuşturup bana bakmaya çalıştığında oldukça tatlı görünüyordu. Vücuduna göre tombul yanakları vardı. Yeni tanıştığım insanlarla teması sevmeyen biri olsam bile, yanaklarını sıkasım gelmiyor değildi.

fake you out || taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin