Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aynadaki yansımana baktın, yüzüne sinirli bir bakışla saçlarını düzelttin. Birkaç hafta önce Jiyong, doğum günü hediyesi olarak sana iç çamaşırı satın aldı ve tüm mağazadaki iç çamaşırları arasındaki favorisinin bu olduğunu söyledi.
Tabii ki inkar edemezsin, o doğal bir modacıydı. Kapıda anahtarların hareket ettiğini duyduğunda düşünce treninin istasyonda durdu Yakında sürpriz olacağı için, üstüne hemen jiyongun beyaz gömleğini geçirdin ve iliklemeye başladın.
Aman tanrım ne yapıyorum?
Yatağa yatıp yorganı kafana çekerken Jiyong'un ön kapıyı açtığını duyarsın. Artık geri dönmek için çok geç.
"Bebeğim, evde misin? Sana söylemem gereken bir şey var." Jiyong, sırt çantasını mutfaktaki cam tezgahın üzerine koyar ve ayakkabılarını çıkarır. Genellikle şimdiye kadar oturma odasında oturup kitap okuyor ya da mutfakta yemek pişiriyor olurdun, bu yüzden seni her zamanki yerinde bulamamak büyük bir sürprizdi. "Soul" Eli yatak odanızın kapısının topuzuna uzanır ve hemen kalbiniz daha hızlı atmaya başlar. Kapı önünde durup gülümsediğinde yanaklarının kıpkırmızı olmuştu." Hey, burada ne yapıyorsun? " Dudaklarına gizlice bakan bir kedi ile dizlerinin üzerinde duruyorsun ve ellerini yatağa yaklaştırıyorsun. "Ne-"
Onu susturmak için kabaca öpüyorsun, "Kapa çeneni." O çekilirken dudaklarını çekiştirerek bıraktı ve bir sırıtışla sana merakla bakarken kolu beline dolanıyor. "Bu ne için?" Büyük boy gömleğinizin ucunu aşağı çeker ve alt dudağını ısırır. "Rahatlaman gerektiğini söyleme şeklim bu."
Ellerin Gömleğinin yakasına gitti. Kıkırdar. "Ne için rahatlamak?" Ona tek kaşını kaldırıyorsun. "Aptal olma Ji. Son birkaç aydır çok çalışıyorsun. Bence bir molayı hak ediyorsun."
Parmakları yavaşça gömleğinin üstünü açmaya başladı,bunu yaparken çenenede yumuşak bir öpücük bıraktı. Ne kadar acele etmesini ve gömleğini çıkarmasını istesen de, sonunda siyah bağcıklı sütyen ve korseyi ortaya çıkarana kadar izledin. Nefesi kesiliyor ,ona yardım edemezsin ama ne kadar çok istekli olduğunu fark ettiğinde gülümsedin. Tereddüt etmeden Jiyong sizi nazikçe yatağa iter, soğuk beyaz çarşaflar teninize sürtünür. "Şimdiye ne dersin," dedi, avını öldürmek üzere olan bir yırtıcı gibi üzerinizde sürünerek. "Daha sonra ara veririm." Yüzünüze bir gülümseme yayılır ve başınızı sallarsınız. "Tamam."
"İyi."
Ellerin gömleğiyle kaplı göğsünden aşağı doğru hareket etti ve parmaklarınız açgözlülükle kemerin üstüne geldi. Açıcağın sırada geri çekiliyor ve arsız bir şekilde kaşını kaldırıyor ve ellerine bakıyor, daha önce hiç bu kadar ileri gitmemiştin ama bu hoşuna gitmişti. Ellerin onun koyu saçlarına gidiyor ve başını geriye atıyorsun ve o boynundan öperken inliyorsun.
Kızlığının dikkat çekmek için zonkladığını hissediyorsun ve iç çamaşırının ince kumaşı nemleniyor. Jiyoung'un eli iç çamaşırının üzerinde kızlığına daireler çizmeye başlarken boynununu öpüyor. Sen inliyorsun ve o yüzünüzü aynı hizaya getirip yüzüne bakıyor, her ifadeni izliyor. Elini sütyenin kopcasına gidip açıyor ama sütyenini açık bırakıyor. Parmakları dudaklarınıza geliyor ve okşuyor ve sen bu hareketi karşısında titriyorsun, yüzünün görüntüsünden zevk alır.
