☆18☆

98K 5.7K 1.1K
                                    

Bu masanın özel yapım olduğuna emindim.

Bir masa nasıl 30 kişilik olabilirdi!

Masanın her tarafı doluydu resmen. Peynirden 7 çeşit vardı.
Peynir bu ya 7 çeşidi ne yapalım biz.

Ama içimden dedim bunu tabiki. Daha yemiyor.

Tabağıma 2 3 kahvaltılık koyup yemeye başladım. Masanın ortasında boşluk vardı sadece büyük. Acaba neden diye düşünürken 2 abla elinde bakır uzun bir sini ile buraya doğru geldi.

Tam ortaya onu koydu!

Koyunu!

Gözlerim dolarken yanımda oturan Cihan abim koyunla arama girdi hemen.

"Bakma güzelim oraya, hadi gel bak bu domatesler bizim bahçeden. Kokusu bile farklı. Dene." Abim tabağıma domates koyarken burnumu çektim sessizce.

Salak demeyin bana ama o koyunun ya anası babası yada evladı varsa. Tam ağlamaya başlayacaktım ki karşımdan biri tabağıma değişik bir peynir koydu.

Kafamı kaldırdığımda bunun Miran abi olduğunu gördüm. Gülümseyip göz kırptı. Bende hafif gülümseyip teşekkür ettim.

"Yemey istemiyom!" Ediz kollarını birbirine dolamış inat ederken yengem sabır çekiyordu.

"Oğlum 1 parça yesen ne olur! Bak terliği aldırma elime!" Ediz yalandan ağlamaya başlayınca hemen dibimde olan biri masaya hızla vurdu.

Sıçrayarak geri kaçınca  sandalyeden düşecektim ki abim tuttu.

"Ediz, anneni üzme!"

Korkuyla kafamı soluma çevirdim.

Kurşun Ali dede bana böyle baksa, zahmet etmesin kimse diye kendimi vururdum.

Yutkunurken boğazıma takılan peynirle hıçkırmaya başladım.

Al bi bu eksikti.

Cihan abim bana gülerken ben ellerimle ağzımı kapatmış ses çıkmasın diye uğraşıyordum.

Su içmiştim ama yine de kesilmemişti hıçkırığım. Abim her hıçkırığımda gülüyor kuzenlerden de bir kısmı ona katılıyordu.

E bu nasıl geçecek!

Baran abime baktım. Masada çok uzaktık ve benim hıçkırığımı duyduğunu bile sanmıyordum.

Al doktorumuz da yok. Kara kara ne yapsam derken sol tarafımdaki Kurşun Ali dedem hareketlendi oturduğu yerde.

"Bu da sabah sabah belimi ağrıttı!"

TABANCA?

Masaya benim olduğum tarafa konulan silaha baktım. Nefes aldım zor bela, dedem bana dönüp gülümsedi. Sonra devam etti yemeğine. Miran abi bana su uzatırken uzanmadan önce unuttuğum nefesimi bıraktım.

"Hıçkırık gitti!" Buna şahit olanlar masada kahkaha atmaya başlayınca dedem saf saf torunlarına baktı.

Ah be korku,sen nelere kâdirsin!

"Yemeğinizi yiyin haytalar!" Sessiz devam eden kahvaltıdan sonra masa kaldırılmış koyunla yine göz göze geleceğim an abim gözümü kapatmıştı.

Şimdi ise Toprak abim, Ferit abi ve Oğuzhan abi de dahil büyükler salon gibi bir yere geçmiş,geride kalan biz de bahçede yere serilen halılara dağılmıştık.

Halı da maşallah yani. Baya büyük hepimizi çok rahat oturabiliyorduk.

"Al bakalım!" Baran abinin uzattığı şeye baktım.

LİNAWhere stories live. Discover now