×2×

1.2K 71 2
                                    

O ağrılarla ne zaman ve nasıl uyuyakaldığımı anlamadan sabah etmiştim geceyi. Ne kadar fiziksel şiddete maruz kalmış olsamda hiçbirinde bu kadar ağır zarar vermediği için ne yapıcağımı da bilememiş korkudan yatağımda bile kıpırdayamamıştım tüm gece. Çalar saatimin sesiyle üç dört saatlik uykumdan uyanmış ne yapıcağımı düşünüyodum. Okula gidebilicek gibi hissetmiyordum kendimi ama evde kalabilecek cesarete de sahip değildim. Yavaş bir soluk alıp yataktan kalkmaya çalıştım. Canım hala yanıyodu. Yavaş hareketlerle kalktım ve dolabımdan okul kıyafetlerimi çıkarıp canım ne kadar yansa da hazırlanıp sessiz adımlarla kapımı açtım. Babamdan yada abimden bir ses yoktu. Karnımı tutarak mutfağa doğru ilerledim bir şeyler atıştırıp ağrı kesici içmekti amacım ama mutfağa yaklaştıkça ağır bir koku geldi burnuma. Masanın üzerinde kafası kollarında uyuyan babam ve etrafa saçılmış içki şişelerini görünce kokunun kaynağını anladım. Koku gitgide mide bulandırırken mutfaktan hızlı olmaya çalışarak ağrı kesici aldım en azından okulda içerdim ses çıkarmamaya çalışarak oldukça yavaş bir şekilde mutfaktan çıktım. Şanslıydım ki babam uyanmamıştı. Ağrı kesiciyi çantama atıp kapıyı açtım ve evden dışarıya adımımı attım.

×××

Yavaş yürüyebildiğim için ilk dersi kaçırmıştım bende kantine girip kendime bir tost aldım ve köşede kalan masalardan birine geçip tostumu yemeye başladım. Tost yerken bile acı çekiyodum çünkü babam dün çenemi de çok sert sıkmıştı. Dünü düşündükçe gözlerim doluyodu, bunu hakedicek ne yapmıştım? Neyin cezasını çekiyodum? Hangi çocuk hakerdi ki bunları. Tutunduğum tek dal bir sonraki sende üniversiteyi kazanıp o evden gitmekti. Zil sesini duyunca ağrı kesiciden iki tane içip yavaş hareketlerle sınıfıma gitmek için yerimden kalktım. Ellerimi karnıma bastırıp merdivenleri çıkmaya başladım. Sınıfın kapısından içeriye girerken bir çocuğun hızla yanımdan geçerken bana çarpmasıyla kendimi yerde buldum. Acıyan karnım aldığım darbeyle daha kötü olurken gözlerim dolmuştu bile. Önümde birisi diz çökünce bende kafamı kaldırdım ve kim olduğuna baktım. Bizim okuldan değildi çünkü üzerinde sivil kıyafet vardı. Bağlasa bile uzun olduğu belli olan saçları ve yeşil gözlere sahip bu çocuğu nedensizce süzerken o endişeyle bana bakıyodu.
"Üzgünüm seni görmedim, iyi misin?"
Ses tonu bile güzel olan bu çocuğa bulunduğum saçma ve acı verici durumda neden bu kadar dikkat kesildiğimi anlamadığım için kaşlarım iyice çatılmıştı.
"Bir yerini mi çarptın bir sorun mu var" diyip hızlıca beni süzerken başımı iki yana salladım
"Sorun yok biraz daha dikkatli ol lütfen" konuşmamla gözleri gözlerime çıktı bana çok uzun gelen ama birkaç saniyeden oluşan bakışmamızın ardından ayağa kalktı ve elini uzattı
"Kusura bakma tekrar aniden çıkınca karşıma göremedim" Elimi eline bıraktım ve kalkmama yardım etmesine izin verdim. Ayağa kalkarken ani hareketimden olsa gerek karnımın acımasıyla inledim. "Emin misin bi sorun olmadığına? Bir yerini çarptıysan ve canın yanıyosa söyle lütfen." Elimi elinden çekip bir adım geri gittim
"Hayır sorun yok." Söylediğime inanmamış olucak ki kaşları çatıldı. Arkasında gördüğüm tatih öğretmeniyle bir şey demesine izin vermeden
"Derse girmem gerek" diyip birdaha ona bakmadan sınıfıma girdim ve sırama ilerledim. Garip hissetmiştim. Birdaha göremicek olmamdan dolayı ise nenedinini bilmediğim halde üzülmüştüm. Bu durumu daha fazla düşünmek istemediğim için ve karnım hala acıdığı için öğretmenin sınıfa girmesinden sonra kafamı sıraya koyup uyuyabilmek için gözlerimi kapattım.

×××

Gözlerimi açtığımda öğle arası saatleri içerisinde olduğumuzu farkkettim. Sürekli uyanmış ama ağrı kesici sayesinde biraz da olsa uyuyabilmiştim. Kendimi daha fazla zorlamak istemediğim için yavaşça sıranın üzerindeki eşyalarımı çantama yerleştirip bir süre kendime gelmeye çalıştım. Çantamı yanıma alarak önce lavaboya gitmek için hareketlendim. Aynı katta bulunan lavaboya ilerlerken hala dün geceyi düşünüyodum. Nurten denen kadının kim olduğunu ve ne duymamam gerektiğini... Koridorun sonundaki lavaboya girip aynanın karşısına geçince dağılmış ve berbat halde görünen kendimle gözgöze geldim. Dik duramayan ve çenesinde ufak tefek morluklar bulunan kıpkırmızı gözleriyle bir adet Nisa. Bu kötü görüntüye daha fazla dayanamadığım için aynaya arkamı dönüp hızlı olmaya çalışarak çıktım lavabodan. Okuldan çıkıp eve giden beş dakikalık yolda bile düşündüğüm şey ne kadar kötü halde olduğum değilde evde kimsenin olmamasını istediğimdi.

Neler Oluyor?Where stories live. Discover now