22.

2.3K 165 101
                                    

Selamlar nasılsınızzz

Önceki bölümü okumadıysanız atlamayın ❤️❤️

Duha

Ali söylediğime tepki vermemiş ve maviş gözlerini gözlerime dikerek yemek yemeye devam etmişti. Onun tepkisizliğini anlamsızca izlemeye devam etmiştim ve bana baktığı için de hipnoz olmuş gibi gözlerimi üzerinden çekemiyordum. Sonunda gülüp bakışlarını tabağa indirdi. Yine hiçbir şey anlamamıştım.

"Ee bir şey demeyecek misin?"

Ali hâlâ gülümseyen yüzüyle omuz silkti.

"Ne diyeyim? Hayırlı olsun."

Şüpheyle süzdüm onu. Delirmiş gibi davranıyordu. Kaşlarımı kaldırarak soru sorar gibi konuştum.

"Başımıza bela olmasın."

Başını yukarı kaldırarak cıkladı.

"Olmaz."

Yemekten bir kaşık alıp ağzıma attım.

"Nasıl bu kadar eminsin?"

Kaşığını tabağın kenarına bırakıp su içti ve gözlerini bana çevirdi.

"Aslında emin değilim ama hayat felsefemi değiştirmeye karar verdim. Artık 'koy göte gitsin' diye düşünüp hiçbir şeyi kafama takmayacağım."

Hayat felsefesine güldüm. Kısaca Selçuklaşacaktı yani. O da öyle umursamazdı.

İçimden bir ses babasının bizi rahat bırakmayacağını söylüyordu. Umuyordum ki onun yüzünden işimden olmazdım.

Ali umursamıyorsa ben de umursamayacaktım. Hem belki de iyi bir insandı. Onun yanında yıllarca yaşayan Ali'ydi sonuçta, ben değildim. Babasını tanıyordu.

Masayı toplayıp bulaşıkları yıkarken Ali salona geçmiş ve kanepeye oturmuş, ayaklarını da sehpaya uzatmıştı. Birkaç dakika sonra işimi bitirip ellerimi kuruladım.

Kendimi yanına attığımda bakışları anlık bana değip telefona geri döndü. Benim telefonumla oynuyordu. Sürekli oynadığım genel kültür oyununu açmıştı. Başımı omzuna koyup soruya baktım.

"Cevap C gibi geldi bana."

"Hadi ya, ben D diye düşünmüştüm."

Kafamı yukarı kaydırarak yüzüne bakmaya çalıştım ancak bu pozisyondan sadece çenesi ve burnu görünüyordu.

"D olmadığına eminim ama C şıkkından da çok emin değilim."

"Hmm" diye bir ses çıkarıp şıklar arasında parmağını gezdirdi.

"Çabuk işaretle, süren doluyor."

Sonunda benim söylediğim şıkkı işaretlediğinde üzeri kırmızıya dönmüştü. İkimizin söylediği de doğru çıkmamıştı.

Yeni bir soru açtığında sorunun daha yarısını okumuştum ki ekran gitti ve arama ekranı çıktı.

"Al aşkım, Elif arıyor."

Onun ağzından ilk kez duyduğum sevgi sözcüğünün şokuyla suratına boş boş bakmaya devam ederken Ali hiçbir şey anlamamış gibi görünüyordu. Benden bir atak gelmeyince telefonu açıp kulağıma koydu.

"Selam Duha, naber?"

Tüm odağımı telefona vermeye çalışıp cıvıl cıvıl çıkan sesi dinledim.

"İyiyim, sen nasılsın?"

Anlamsız birkaç hışırtıdan sonra Elif'in sesi duyuldu.

"İyiyim ben de."

MİSAFİR - B×BWhere stories live. Discover now