34.Bölüm

12.9K 576 65
                                    

Mektup konusundan uzun zaman geçmişti. Şuan kim nereye yatacağını tartışıyorduk.
Hayır tabii ki Deniz'le yatıp yatmayacağımızı tartışmıyoruz saçmalamayın.
"Benim yatağımda yatın işte niye direniyorsunuz?"
"Olur mu oğlum biz burada koltukta yatarız sen yerinden olma"
"Olur mu hiç öyle şey? Sizi hiç koltukta yatırır mıyız?" dedi Mehmet amca.
Ben uzaktan olan biteni izliyordum. Şuan o kadar uykusuzdum ki nerede yatacağım pek de önemli değildi.
"Hadi benim odama çıkın, koltukta yatırmam ben sizi"
"Peki, öyle olsun bakalım. Ama oğlum belin ağrımasın burada"
"Bir şey olmaz"
"Hadi iyi geceler kızlar"
"İyi geceler Mehmet amca, iyi geceler Deniz"
"İyi geceler"

Annemle birlikte Deniz'in odasına girdik. Her yer gözleri gibi açık mavi tonlarındaydı. Daha çok beyaz renkti ama ilk gözüme mavi renkler takılmıştı.
Oda resmen Deniz kokuyordu. Parfüm kokusu her yerdeydi. Aklım ilk görüşmede ona sarıldığımda gelen kokuya gitmişti. Ben o kokuyu Deniz'e ait olduğunu düşünüyordum. Meğersem parfüm kokusuymuş.
Hayallerim darmadağın...
Odaya annemle biraz göz gezdirdikten sonra yatağa oturdum.

"Hadi anne erkenden yatalım. Yarın yorucu gün bizi bekliyor"
"Kızım, şikayeti geri mi çeksek?"
"Anne özür dilerim ama saçmalıyorsun. O eğer dışarıya çıkarsa bizi öldürür! Lütfen bir daha bunu konuşmayalım"
"Peki, sanırım haklısın"
"Üzülme annecim, bundan sonra hep birlikte olacağız. Seni hiç bırakmayacağım"
"Bende seni hiç bırakmayacağım kızım. Ama sen bir zaman sonra evleneceksin illa ki aramız açılacak"
"Aramız açılmayacak, kalbimizin mesafesi uzamayacak ki anne. Evimizin mesafesi biraz uzayacak o kadar" güldü.
"Şaka yapıyorum kızım. Sen mutlu ol yeterki. Nerede mutlu olursan ol ama benim yaşadıklarımı yaşama" anneme sıkıca sarıldım ve pijamam olmadığım için üzerimi değiştirmeden yatağa geçtim.

Kafamı koyduğum yastık Deniz'indi ve gerçekten Deniz gibi kokuyordu. Parfüm değildi. Deniz'in kendi kokusuydu. Resmen başımı döndürüyordu.
"Kızım ne sırıtıyorsun?"
"Hı? Ha, aklıma bir şey geldi de" güldü, anladı sanırım. Utandım, arkamı dönüp Deniz'in kokusunu içime çeke çeke uykuya daldım.

Çok uzun sürmeden tekrar uyandım. Anneme uyanık mı diye birkaç saniye baktım.
"Niye öyle bakıyorsun kızım?" konuşacağını beklemediğim için sıçradım.
"Uyuyor musun diye baktım"
"Uyuyamadım"
"Ben bi su içeyim, sana da getiriyim mi?"
"Yok kızım"
"Tamam"

Denizgil uyuyorsa diye rahatsız etmemek için parmak uçlarımda mutfağa gittim. Işığı açmadan bardakların olduğu dolabı açıp bir bardak aldım.
"Sen de mi uyuyamadın?"
"Ayyy"
"Şşş, benim Deniz"
"Ödümü koparttın, ne yapıyorsun karanlıkta"
"Sen napıyorsun?"
"Şu içecektim"
"Ben de sigara içtim de balkonda, yeni girdim içeri"
"Sen sigara mı içiyorsun?"
"Ara ara"
"Anladım"

"Napıyorsun?" diye bağırdım bi anda.
"Ya yanağını öpücektim. Karanlıkta tutturamadım dudağına denk geldi" ciddi bir şekilde söyledikten sonra gülmeye başladı.
"Dikkat et" hoşuma gitmedi değildi aslında.
"Hoşuna gitmedi mi?"
"Gitti, gitti de. Sen dikkat et yine de"
"Peki" diyerek kahkahayı patlattı.
"Deniz sessiz olsana. Annemgili  uyandıracaksın. Hem komik olan ne?"
"Hiç aklıma bir şey geldi" diyerek gülmeye devam etti.
"Ben gidiyorum. Sana iyi gülmeler" kolumdan tuttu.
"Tamam tamam gel buraya. Şimdi dikkatli öpsem?"
"Olmaz"
"Peki napalım, her zamanki gibi beklemeye devam edeceğim" masumluğuna dayanamayıp bu sefer yanağından öpmek istedim. Dikkatli bir şekilde yanağından tam öperken Deniz kafasını bana doğru çevirdi ve ben de deniz gibi yanlışlıkla dudağından öptüm.
Göremiyordum ama sırıttığına emindim. Bi dakika! Ben Deniz'i öptüm! Hem de yanağından!

Yaptığımın yeni farkına vararak Deniz'in yanından koşarcasına ayrıldım. O kadar utanmıştım ki söyleyecek tek bir kelimem bile yoktu.

"Ne oldu kızım? Nefes nefese kalmışsın"
"Bir şey olmadı karanlıktı ya ondan hızlı geldim" güldü.

Saat gece 2 ye geliyordu. Yatıp dinlensem iyi olacaktı.

"Derya, Derya hadi kalk kızım saat 10 oldu" gözümü açtığımda başımda dikilmiş anneme bakıyordum.

Kalkıp lavaboya girdim ve aşağı inip mutfağa geçtim. Deniz kahvaltıyı hazırlıyordu.
"Günaydın"
"Günaydın" sırıtıyordu.
"Sırıtmasana" o sırada telefonum çaldı. Celal abi arıyordu.

"Alo, efendim Celal abi"
"Derya, Deniz'e dünden beri ulaşamıyorum senin Deniz'den haberin var mı?"
"Deniz senin telefonun nerde Celal abigil seni arıyormuş da ulaşamamışlar"
"Bilmem ki odamdaydı herhalde. Şarjı bitmiş olmalı"
"Şarjı bitmiş telefonunun"
"Siz birlikte misiniz?" diye bağırdı.
"Evet de niye bağırıyorsun Celal abi" Deniz de duymuş olacak ki karşımda gülüyordu.
"Kaan koş Deniz ve Derya birlikteymiş"
"Abi sakin olur musun? Düşündüğün gibi bir şey yok"
"Nasıl yok? Anlat o zaman"
"Uzun hikâye. Yüz yüze buluştuğumuz bir zaman anlatırım. Aklınıza saçma sapan bir şeyler getirmeyin sakın!"
"Denerim"
"Abi!"
"Tamam yengecim kızma denerim dedim işte"
"Of neyse kapatıyorum hadi görüşürüz"
"Görüşürüz"

★★★

Bugün doğum günüme özel ilk öpüşmelerini gerçekleştirdiler.

Beni takip edip yıldızlamayı unutmayınnn

ÖpüldünüzZzZ<3

Hapishane Kaçkını Where stories live. Discover now