39. Bölüm

9.7K 432 43
                                    

Saat 6.30 da alarm çaldı. Deniz'in dizinde uyuduğumun farkında bile değildim. Ama artık çok da utanmıyorum. Çünkü sevgili olmuştuk.

Deniz benim minibüsle okula gitmemi istemediği için Deniz beni bırakıyordu.

"Off ne çabuk sabah oldu ya" diyerek gözlerini ovuşturdu.
"Deniz boynun ağrımadı mı öyle?"
"Yok güzelim ağrımadı"
"Tamam o zaman, ben yukarı çıkıp üzerimi değiştireyim"
"Tamam"

İlk önce lavaboya girdim. Daha sonra odama girip rahat bir elbise giydim.

O sırada annem kalkmış bize kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın annem"
"Günaydın kızım" arkamızdan bize bakan Deniz'e baktım.
"Günaydın oğlum"
"Günaydın" sanki anne demek istemişti ama yapamamıştı. Bunun için onu evlensek bile zorlamayacaktım. Çünkü en büyük acısıydı annesi...

Hep beraber kahvaltı kurduk ve yemeğe başladık.
"Eee çocuklar dersi yetiştirebildiniz mi?"
"Yetiştirdik"
"Allah bilir saat kaçta yattınız"
"3'dü sanırım"
"Ayy erken de kalktınız. Kızım nasıl sınava gireceksin?"
"Merak etme anne, Deniz konuları çok iyi anlattı. Uykulu da olsam geçeceğim, eminim" Deniz göz kırptı.
"Hadi inşallah"

Hızlı bir şekilde yemek yedik ve okula gitmek için arabaya bindik.

"Kalbim çok hızlı atıyor ya, ya geçemezsem?" kalbimin üzerindeki elimin üstüne elini koydu.
"Artık daha hızlı atıyor" dedim. Güldü.
"Merak etme güzelim, ben sana güveniyorum. Başaracaksın"

Kısa bir süre sonra okula geldik.
"Ben seni burada bekliyor olacağım"
"Tamam" sıkıca sarıldı.
El salladım ve yanından uzaklaştım.

Bir süre sonra sınıfa hoca girdi ve sınav kağıtlarını dağıttı.

Sorulara göz attığımda cevapları gözümün önüne gelmeye başlamıştı bile. Anlaşılan boşuna heyecanlanmıştım. Deniz sayesinde hepsini cevaplayacağıma emindim.

Hiçbir soruyu atlamadan, cevapsız bırakmadan cevapladım. Tek bir sıkıntı vardı. Sınıfta biri ara sıra bana bakıp duruyordu. Kağıdıma bakmıyordu. Direk yüzüme bakıyordu. Kopya çekmek istese bana değil kağıdıma bakardı. Tabii zihin okuma gücü yoksa.

Sınavın bitmesine yaklaşık 2-3 dakika kalasında benimle birlikte 4-5 kişi kağıdını öğretmenler masasına bırakıp sınıftan çıktık. Buna sınıfta bana bakıp duran çocuk da dahildi. Umarım dışarıda bakmaya devam etmezdi. Çünkü Deniz beni dışarıda bekliyordu ve Deniz buna nasıl karşılık verirdi tahmin edemiyorum.

"Dalgın gibisiniz" dedi çocuk. Evet anlamında kafamı sallayıp hızlanmaya başladım.
"Sınav sorularını çok kolay çözdünüz, başka bir sıkıntı mı var?"
"Evet"
"Özel değilse öğrenebilir miyim?"
"Sıkıntı sizsiniz"
"Neden? Kötü bir niyetim yokki sadece sizin gibi güzel bir kızla tanışmak istiyorum"
"Ben sizinle tanışmak istemiyorum, zorluk çıkartmayın" bahçeye çıktığımızda uzakta Deniz arabaya yaslanmış sigara içerken görmüştüm. Beni daha görmemişti.

Hızlı adımlarla Deniz'in yanına giderken adam da arkamdan "kötü bir niyetim yok, bekler misiniz?" diyordu. Arkamı bile dönemden hızlı adımlarla Deniz'in yanına gitmeye devam ediyordum. O sırada Deniz bize doğru baktı. Sigarasını söndürdü.

Deniz adama çok ciddi bir şekilde bakıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Deniz adama çok ciddi bir şekilde bakıyordu.
"Hadi gidelim mi Deniz?" dedim kolundan tutarak.
"Bir dakika" dedi.
"Abisi misiniz? Tanıştığıma memnun oldum" diyerek Deniz'e elini uzattı. Deniz ilk zamanlarda bana soğuk davrandığı hâline dönmüş, adama bakıyordu.
"Sevgilisiyim"
"Ö-öyle mi? Ben sizi abisi sandım, kusura bakmayın. Yani güzel kız şimdi. O yüzden tanışmak istedim, kötü bir niyetim yoktu gerçekten"
"Konuşmaya devam edecek misin?" dedi soğuk sesiyle.
"Kusura bakmayın"
"Bir daha kim olursa olsun tanışmak istemiyorum derse ondan uzak durun, bir bildiği vardır"
"Haklısın abi" dedi ve yolunu değiştirip uzaklaştı.

"Sana bir şey yaptı mı?"
"Hayır yapmadı. Sadece tanışmak istediğini söyledi. Bende istemiyorum diyip yanına geldim"
"Tamam" dedi ve normal hâline geri döndü. İçimden kavga çıkmadığı için şükrediyordum.
"Az önce Celal ve Kaan aradılar. Bir kafeye gideceklermiş, biz de gidelim mi?"
"Olur, kafamız dağılır" dedim ve arabaya bindik. Kafenin yakınlarında park yeri bulamadığımız için arabayı biraz uzağa park edip yürüyoruk.

"Güzelim, bir tane fotoğrafını çekeyim mi?"
"Çek de neden ki?"
"Bakarak mutlu olacağım bir fotoğrafın daha olacak" dedi.
"Fotoğrafa ne gerek var" dedim.

O sırada fotoğrafımı çekti.

"Güzelim bir poz verseydin" "Çok yorgunum valla Deniz idare et" kolunu belime sardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Güzelim bir poz verseydin"
"Çok yorgunum valla Deniz idare et" kolunu belime sardı. Kafamı Deniz'in omzuna koydum ve o şekilde kafeye girdik.

Birkaç  saniye göz gezdirdikten sonra Kaangili gördük ve yanlarına geçtik.
"Ooo bizim hapishane kaçınına bak sen. Kendine bakınca gençleşmişsin"
Hapishane kaçkını mı?
"Ne?" dedim.
"Celal bu konuyu açmayın demedim mi size?!"
"Bir dakika, anlatın bakalım neymiş bu hapishane kaçkını olayını"
"Off" dedi Deniz. Kaan ve Celal abi bakıştılar.
"Tamam ben başlıyorum" dedi Kaan abi. O sırada siparişleri verdik.

••••••••

Bugün bir bölüm daha gelecek.

Rüyamda 100B okunmaya ulaştışımızı gördüm :))

Takip etmeyi ve ★'lamayı unutmayınn

ÖpüldünüzZzZz<3

Hapishane Kaçkını Where stories live. Discover now